English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grandfather's

Grandfather's translate Turkish

2,574 parallel translation
Sarajevo is my club. my father's club. My grandfather's.
Sarayevo benim kulübüm, babamın kulübü, büyükbabamın.
My brother, hmm, born under a crowded noodle bar while my grandfather finished his happy dancing shrimp.
Kardeşim kalabalık bir eriştecinin altında doğdu, bu sırada büyükbabam da karidesini bitiriyordu.
My grandfather's cool.
Büyükbabam kafadır.
Takamaru's grandfather was Yukimaru Saito.
Takamaru'nun büyükbabası, Yukimaru Saito'dan...
Maybe the ninjas who freed the assassins belonged to my grandfather's ninja squad.
Belki de Masukarasu ve Dosukarasu'yu serbest bırakan ninjalar büyük babamın ninja takımındandır.
He's not a Mariño ; he's from your great-grandfather's side.
O bir Marino değil. Senin büyük büyükbabanın tarafından.
He's your grandfather.
O senin büyükbaban.
SHE SPLIT WITH MY GRANDFATHER WHEN MY MOM WAS IN 6th GRADE, AND HE TOOK MY MOM TO NEBRASKA, WHERE HIS FAMILY'S FROM. OH.
Annem altıncı sınıftayken büyük babamla ayrılmışlar ve büyük babam annemi kendi ailesinin yanına, Nebreska'ya götürmüş.
Now, this isn't exactly your grandfather's kill screen.
Eskiden bildiğimiz katil ekranlara benzemediği kesin.
- Your grandfather felt some chest pains.
- Dedenin göğsünde ağrı varmış. - Ee?
My grandfather's very sick.
Dedem çok hasta.
Now, your husband's grandfather was James Bellefleur.
Eşinizin dedesi James Bellefleur diyordunuz.
Likes his grandfather clocks. Makes his own wine, he's got a grapevine growing out of his garden.
Dedesinin sattiyle de konuşur : - ) bahçesinde yetiştirdiği üzümlerden kendi şarabını yapar.
The radio operator who received the U-boat's final SOS signal... was my grandfather.
Alex emin misin? Denizaltının son S.O.S sinyalini alan telsiz operatörü, benim dedemdi.
- It's a heirloom from my grandfather.
- Büyükbabamdan yadigâr.
Your grandfather lives down the street, right?
Büyükbaban sokağın aşağısında oturuyor, değil mi?
Your grandfather's died.
Deden vefat etti.
Here's the truth, we're not on the list, but my grandfather was a racing greyhound.
Gerçeği söylüyorum ; listede yokuz ama büyükbabam yarış tazısıydı.
If your grandfather's OK, this you may have.
Eğer deden için mahsuru yoksa, bunu alabilirsin.
The bridge, the bridge that Maggie's great grandfather built,
Köprü Maggie'nin büyük büyükbabasının yaptığı köprü.
We're going to see Tim's grandfather.
Tim'in dedesinin yanına gidiyorduk.
It's our grandfather's house.
Büyükbabamızın evi.
So, my grandfather, who was only a cook, now, stayed on his machine gun until each and ever every one of his buddies made it back to the tree line. Oh, that's amazing.
Aşçı olan dedem, dostlarının her biri ormana çekilene kadar makineli tüfeğin başındaymış.
His grandfather was known as "the god of sea eel."
Büyükbabası "Deniz yılan balığının tanrısı" olarak bilinirmiş.
My grandfather's champions.
Dedemin şampiyonları.
Well, technically, my grandfather did, but he put me through law school, so from time to time I help his associates out.
Aslında büyükbabam çalışıyor. Beni hukuk fakültesine yazdırdı. Ben de bazen onun işlerini yürütüyorum.
Daniel's grandfather was a haemophiliac, who died because of a transfusion.
Daniel'ın dedesi hemofili hastasıydı ve bir kan nakli esnasında öldü.
Even without Klinsmann, we'd pull our cart across our grandfather's land.
Klinsmann olmadan da büyükbabamın arazisinden yük arabasıyla taşıyabiliriz.
Are you trying to provoke my grandfather?
Büyükbabamı kışkırtmaya mı çalışıyorsun?
But your grandfather bought it all small instead of kid small,
Deden çocuk küçük boyu alacağına yetişkin küçük boyundan almış.
These men that worked with Edgar, Americans they came looking for you. They killed my grandfather.
Onlar Edgar'la çalışıyorlardı, Amerikalılar sizi aramaya geldiler ve büyükbabamı öldürdüler.
And travellers have camped on that field since before my grandfather's time.
Ve yolcular büyük babamın zamanından buyana orada kamp yaparlar.
- That's where my grandfather lived!
- Benim dedem orada otururdu.
My great-grandfather looted it from the winter palace during the revolution.
Büyük büyükbabam devrim sırasında onu kışlık saraydan yağmalamış.
That's a kid who's really going to need his grandfather.
Bu çocuğun büyükbabasına gitmesi gerekiyor.
My Dad and my Grandfather are both Presidents.
Babam ve büyükbabam, ikisi de Başkanmış.
My dad and my grandfather were both Presidents.
Babam ve büyükbabam, ikisi de başkanmış.
I was carrying out my grandfather's final wish to keep you safe.
Büyükbabamın son dileğini yerine getiriyordum. - Seni korumayı.
His grandfather's nickname was Cafer the Donkey Man.
Çünkü onun dedesinin lakabı da Eşekçi Cafer'di.
Hello Termeh, I've run into some problems, they're going to keep me here tonight don't worry about anything, but you'll be home alone tonight keep an eye on everything, and take Grandfather to the bathroom take care of yourself.
Merhaba Termeh, burada sıkışı kaldım. Bu gece beni burada tutacaklar. Merak etme.
I exercise the grandfather's prerogative, Uh, from time to time.
Arada sırada büyükbabalık kabiliyetlerimi çalıştırırım.
It's like my grandfather always used to say :
Büyükbabamın hep dediği gibi :
My grandfather's name was Thoroughgood Marshall.
Büyükbabamın adı Thoroughgood Marshall'dı.
That's my grandfather Lord Rickard.
Bu büyükbabam, Lord Rickard.
He's Grandfather's bannerman.
O büyükbabamın sancak beyi.
My grandfather met the bodyguard of that Chinese man.
Büyükbabam çinli koruma ile tanışmış.
It is to make my grandfather's wish come true.
Gerçekten Büyükbabam'da bunu Öğrenmemi isterdi.
I'd like to pay a visit to my grandfather's grave.
Büyükbabamın mezarını ziyaret edeceğim.
They were invented from scratch by my son-in-law's grandfather.
Bu evi evlendiğimizde almıştık.
Thought it was strange, he asked someone about the reason and heard, that a long time ago, their great-grandfather called'Wangjil'suddenly had disappeared, so they had this memorial ceremony on that day since then.
Garip olduğunu düşünen Wangjil birisine nedenini sormuş, uzun zaman önce büyük-büyükbabaları'Wangjil'aniden kaybolmuş, bu yüzden o zamandan beri kaybolduğu gün onlar anma töreni yaparlarmış.
- Patrick, we can't go ahead with a craniotomy without your grandfather's consent.
- Büyükbabanın rızası olmadan kraniyotomi yaptıramazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]