English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grandmother's

Grandmother's translate Turkish

2,707 parallel translation
I don't think you're ever gonna forgive Jessica for letting go of your grandmother's ring.
Büyükannenin yüzüğünü kaybettiği için Jessica'yı affedebileceğini düşünmüyorum.
Mr. Michaels is dropping the lawsuit, and further, he agrees to drop all future lawsuits regarding the failed engagement plans and the loss of his grandmother's ring.
Bay Michaels şikayetini çekiyor, ayrıca büyükannesinin yüzüğünün kaybolması ve başarısız teklifiyle ilgili gelecekte de dava açmayacağını taahhüt ediyor.
After about a week, I'd be holed up in my grandmother's house with my penis tied off looking for a vein.
Bir hafta içinde anneannemin evinde, penisim düğümlenmiş bir hâlde damar ararken bulursunuz beni.
is this your grandmother's place?
Anneannenin evi burası mı?
What's your grandmother's name?
Anneannenin adı ne?
It's broken. Needs to be replaced. My grandmother never arranged anything.
Neyse yarın birine baktırırız.
Yes It's a funny story. I tended the garden of his grandmother.
Evet.. büyükannemin bahçesi burası
My grandmother's heirlooms were in the bank.
Büyük annemin yadigârları vardı o bankada.
The problem is, Piers was always the grandmother's favourite, so when the old witch died, she signed over most of the estate to him.
Problem su ki, Piers her zaman buyukannenin gozdesi olmustu, yasli cadi oldugunde ise, mal varliginin cogunu ona birakti.
They're my grandmother's recipe!
Büyükannem'in tariflerinden!
So he snatched a grandmother.
O da büyükanneyi yakalamış.
Yeah, Fitz is a really good guy, and his girlfriend's grandmother is lucky to be with him.
Evet, Fitz gerçekten iyi bir adam, ve onun kız arkadaşının anneannesi onunla olacağı için şanslı.
And then that treasury bond your grandmother gave you, that's maturing very nicely.
Büyükannenin verdiği hazine bonosu da oldukça iyi bir artışta.
And then last night, Grace and my mom call me and inform me that since Grace is having a baby girl, she's going to get my grandmother's sapphire ring, which traditionally has always gone to the oldest girl... me.
Geçen gece, Grace ve annem beni aradı ve dediler ki ; Grace bir kıza hamile olduğu için, büyükannemin safir yüzüğünü alacakmış. geleneksel olarak en büyük kıza verilirdi..
How old's your great-grandmother?
- Ninen kaç yaşında?
Oh, that's my grandmother.
- O benim büyükannem.
And this was my grandmother's watch.
Bu da büyük annemin saati ayrıca.
It's a birthday gift from my grandmother.
Büyükannemin doğumgünü hediyesi.
How's my grandmother doing?
Büyükannem nasıl gidiyor?
Madhuri's grandmother actually fell asleep.
Madhuri'nin büyük annesi bildiğin uyudu ya.
Grandmother? It's me.
- Büyükanne, ben geldim.
£ Grandmother-fucker He's a grandmother-fucker
Büyükanne-sikici O bir büyükanne-sikici
Gonna apologise to your grandmother, that's for God-damned sure!
Büyükanne'nden özür dileyeceksin. Orası kesin.
When you want to know about something in a family, ask the grandmother.
Bir aileyle ilgili bir şey bilmek istiyorsanız büyük anneye sormalısınız.
Now, Merritt may be driving Keaton's grandmother's car, possibly near Duncan.
Şimdi, Merritt Keaton'ın büyük annesinin arabasını kullanıyor olabilir muhtemelen Duncan taraflarında.
That was my grandmother's.
O, büyük annemindi.
What am I doing, blah, blah, blah, teaching my grandmother to suck eggs.
Napıyorum böyle bık bık bık... Kalkmış tereciye tere satıyorum...
And it seems that Albert's grandmother wasn't a liar.
Ve gorunuse gore Albert'in buyukannesi yalanci degildi.
I do not get coffee, not even for Mia's grandmother.
Ben kahve getirmem. Mia'nın annanesi olsada.
He's saying that your grandmother is in the bar, Ray.
Büyükannenin barda olduğunu söylüyor, Ray.
Seriously though, don't you think it's a little weird, a grown man living with his grandmother?
Cidden diyorum sence yetişkin bir adamın büyükannesiyle yaşaması garip değil mi?
Niklas Ström's grandmother lives there.
Niklas Ström'ün anneannesi orada yaşıyor.
The silver Peugeot, you drove over to your grandmother's in.
Gümüş Peugeot. Anneannenin evine sürdüğün hani.
Toby's grandmother is.
Ama Toby'nin büyük annesi önemli.
It was my grandmother's.
Büyükannemindi.
Shan Mei's grandmother grandson's case because a lot of blow by ill passed away on this then there is no living to a new village ah
Yamao-san'ın büyükannesi, torununun başına gelenler yüzünden hastalandı ve çok geçmeden son nefesini verdi. Yeni köyde yaşama fırsatı olmadı demek.
I better lay you across my grandmother's lap in the mating shed.
O zaman sizi çiftleşme kulübesinde ninemin kucağına yatırsam iyi olur.
She's your grandmother.
O senin büyükannen.
This was my grandmother's.
Bu büyükanneme aitti.
It's your grandmother. - What a...
Babaanneniz.
It's your grandmother's compact.
Büyükannenin krem kutusu.
Kevin's grandmother just died.
- Kevin'ın büyükannesi öldü.
And, finally, just like to say a few words about Emma's grandmother, Vera, who sadly passed away very recently.
Ve son olarak Emma'nın vefat eden büyükannesi için bir kaç kelime söyleme istiyorum.
Let's go, your grandmother is waiting.
Hadi gel, büyükannen bekliyor.
Now, this is a picture of me as a chubby one-year-old, and the egg that made me was inside my mother when she was just a foetus inside my grandmother back in 1928, which means that part of me, at least, is over 80 years old.
Deforme olmuş, tembel ve ölü spermler geride kalıyor. Erkekler korkunç miktarda sperm üretiyorlar ama ürettikleri kuru sıkı spermlerin sayısı da bir hayli fazla.
I remember rummaging through my grandmother's trunk once, happening upon objects that had been stored away for years.
Büyükannemin yıllar önce bir tarafa kaldırılmış eskilerini didik didik aradığımı hatırlıyorum.
It's a strange thought, but the egg that led to you started life inside your grandmother.
Düşününce tuhaf gelse de size dönüşecek olan yumurta anneannenizin bedeninde başlamıştı.
I know your grandmother, it's a really small town
Burası gerçekten küçük bir kasaba.
Back home I started in my grandmother's basement in Brixton.
Ben de anneannemin Brixton'daki bodrum katında başlamıştım.
Let's call your grandmother.
Hadi gel. Büyük anneni arayalım.
Something my grandmother gave me when I got my act together and moved here to Miami.
Anneannem bana bir şey vermişti. Buraya, Miami'ye.. doğru yola çıkacağım sırada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]