Hani oh translate Turkish
386 parallel translation
Oh, where?
Hani, nerede?
Oh, Christopher Columbus who wrote claiming that he could, by steering a westerly course...
Oh, Christopher Columbus hani, diyordu ya, sürekli batıya gidersen...
Oh, the one that give you the white fox fur pieces.
Hani şu beyaz tilki kürkünü veren mi?
Oh, my lord, you said that idle weeds are fast in growth.
Efendim, hani siz demiştiniz ya, yararsız ot çabuk büyür, diye.
Oh, and...
Hani.. Şey...
In case it comes up. Oh.
Hani hep sorarlar ya!
Oh, robert, I thought you loved me!
- Robert, hani beni seviyordun?
Oh, come on, I just meant like that time that... that old screamer made a grab for me.
Hani şu yaşlı çığırtkan vardı ya beni yakalamak için hareketlenmişti.
Oh, I thought you'd finished with advice.
Hani öğüt vermeyi bırakmıştın az önce?
Oh, yes, and don't think it's been easy.
Evet. Kolay da olmadı hani.
Where is that man that usually sells silhouettes here... you know, with the little girl? Oh, yes.
Şu siluet yapıp satan adam nerede biliyor musunuz... hani şu küçük kızı olan?
Um, oh, you know, like... dishes or furniture moving around by themselves.
Hani canım... kendi kendine hareket eden tabaklar ya da mobilyalar gibi.
Oh, one of those with a two-feet spike.
Hani o tepesinde 60 santimlik bıçaklar olandan.
- Cherish, you see. - Oh, ha ha.
"Aziz" gibi hani.
Oh... it's... short for..... Bob. - Bob? !
Avusturya Kralının ziyaretinde yaşadığımız sıkıntıyı hiç birimiz unutmadık hani, Blackadder Hampton Sarayında çırılçıplak şarkı söylerken bulunmuştu :
The guy you made a vow to? Oh.
Hani huzurunda yemin ettiğin kişi.
Oh. Oh, you mean the one with hidden cameras?
Hani şu gizli kameralı olan.
Oh, isn't that where morons put money in the bank to get 2 percent interest instead of the normal 5?
Hani şu, geri zekalıların bankada normal yüzde 5 faiz yerine yüzde 2 ile para yatırdıkları hesap mı?
Oh, do you have anything with that comedian? He's on that show.
Hani bir komedyen vardı.
Oh, my God.
Hani buradan tren geçmiyordu artık.
Oh, we have... we have that thing with the, uh...
Bizim şu şey - hani şu şey vardı -
Oh, yeah, the bitch.
Hani şu sürtük.
The Dick Van Dyke episode where Laura's in Capri pants doing, "Rob..."
Hani şu Dick Van Dyke bölümü vardı, Laura'nın kapri giyip "Oh, Rob" diye...
I MEAN, YOU WERE JUST TRYING TO HELP. OH, YEAH.
Bana yardım ediyordun ya hani.
Oh, yeah, you were always the guy who was...
Evet, sensin, hani hep...
Oh, remember in prep school when we were so desperate to avoid the President's Physical Fitness Test- -
Hani ilkokuldayken beden eğitimi sınavından kaçacaktık ya.
Oh, Al, you promised to take out the garbage.
- Al, çöpü dışarı çıkaracaktın hani?
Oh, well, I would definitely agree that she's, you know, pretty.
Hani, güzel olduğuna kesinlikle katılıyorum.
Oh, yeah. You know, the amphibious thing that goes in the water?
Hani şu hem denizde hem de karada giden araçlar var ya.
- Oh, wait, Dad.
Hani dün okuduğun eleştiri vardı ya.
Ricky Martin, the singer. Oh.
— Ricky Martin için, şarkıcı hani.
Er, oh, that one! You know, the astronauts.
Şu şey, biliyorsun hani, astronotlar...
I--I--I thought we said we were gonna see that together. Oh, all right, you know, he--he- - he's right.
Hani beraber gideriz diye konuşmuştuk?
- Oh. - And you know how you wanted to watch the rerun of Roots?
Ayrıca sürekli Roots'un tekrarı yayınlansın istiyorsun ya hani.
To be rich and beautiful and have a great body Oh, look My dream came true
Ben fasulye olayını yapıyoruz sanıyordum kavanozda büyüyorduk hani?
OH, OH, AND THERE'S THE GIRL AT THE LIQUOR STORE WHO CALLS YOU "MR. NEED-A-PENNY."
Bir de şu içki dükkanındaki kızı unutmamalı hani sana sürekli "Bay Need-A-Penny." diyen.
Oh, Miss Pearly.
Hani aşağıda oturan. Evet, doğru.
OH, YEAH, IS THAT THE ONE WHERE THE WISE-ASS FATHER TURNS OUT TO BE AN OFF-DUTY COP?
Hatırladım, hani şu ukala babanın izinde olan bir polise dönüştüğü film.
- Oh, you know the type. They're all, "Helloooo," and "Hiiii."
- Şu, hani hiç durmadan, "Merhabaaa", "Selaaam" falan diyen tiplerden işte.
Hey. oh. I thought you were having a cannoli.
Hani rulo pasta yiyecektin?
Oh, my, where did you hide it?
Hani nerede?
Oh, my god, he's gorgeous!
Hani şu söylediğimiz Toto şarkısı Rosanna vardı ya ben onu senin için söylüyordum.
Remember. you said. "We were in the city." and I said. "Oh my God!" what was that?
Hani şehirdeyken bir şey görüp "İnanmıyorum!" demişim ya.
In the scene in the middle where - - where... oh, please don't make me watch it again.
Şu ortadaki sahnede, hani, şey lütfen bana yeniden izlettirme.
Oh, you guys are familiar with the "quick pass" things you'd use at gas stations.
Hani benzincide kullandığınız hızlı geçiş kartları var ya?
Oh! And I hooked up with that slutty chick! Remember, the one with the huge cans?
Şu sürtükle takıldığım zaman, hani elmaları büyük olan?
Oh, the "way too passive" guy?
- Ne? - Hani o "fazla pasif" adam mı?
- Oh. You know those guys with the little hands? You know, with the big pockets?
Şu, küçük elleri olan çocukları tanırsın hani böyle büyük cepli, daha küçük versiyonlarını ceplerinde taşırlar.
Oh, I thought you wanted us out.
Hani bizi istemiyordun?
Where's that part- - Oh, here.
- Hani şu bölüm nerede... İşte.
Oh, well, Jim is now out of the house, married to Michelle... that redheaded nympho chick that you spoke of.
Ah, şey, Jim artık evde değil, Michelle'le evlendi... hani şu bahsettiğin kızıl saçlı azgın piliç.
ohhh 360
ohio 237
ohhhh 76
oh my goodness 132
oh my god 4157
oh boy 318
ohhhhh 19
oh really 300
oh shit 585
oh right 173
ohio 237
ohhhh 76
oh my goodness 132
oh my god 4157
oh boy 318
ohhhhh 19
oh really 300
oh shit 585
oh right 173
oh my gosh 230
oh my 640
oh wow 96
oh yeah 2153
oh oh 88
oh dear 475
oh god 1649
oh no no 35
oh good 124
oh come on 248
oh my 640
oh wow 96
oh yeah 2153
oh oh 88
oh dear 475
oh god 1649
oh no no 35
oh good 124
oh come on 248