He's ready translate Turkish
2,237 parallel translation
And then, when he's ready, you walk him into the world.
Hazır olduğunda onu asıl dünyaya döndürebilirsiniz.
Well, he's in the next room getting ready to flip on you.
Yan odada. Seni gammazlamaya hazırlanıyor.
He's got the fucking Gerber out with the knife out, fucking closed up, just ready to fucking shank someone, dude.
Amınakoyim, Gerber'i almış çıkarmış yaklaştırmış kendine bıçağı, her an birine saplamaya hazır, kanka.
I think he's ready to take this to the next step.
Ayrıca bence bir sonraki adıma hazır.
He doesn't know what he's ready for. But I think I do.
Onu neyin beklediğini bilmiyor, ama sanırım ben biliyorum.
He's always ready.
O her zaman hazırdır.
I'm staying on my friend's couch, and right when I was getting ready to leave... he and his girlfriend got into this huge, fuckin'... heroic, epic argument right at the front door.
Arkadaşımın kanepesinde kalıyorum ve tam çıkmak için hazırlanırken o ve kız arkadaşı tam ön kapıda kocaman lanet olası güçlü, destansı tartışmaya girişti.
There he is - the steely, grizzled veteran... ready to do battle with the plucky upstart.
İşte burada! Çelik gibi, kırları çıkmış eski kurt cesur sonradan görmeyle karşılaşmaya hazır.
- So he's not ready.
- Henüz hazır değil demek.
To get him up to speed and to make sure he's ready for the day when he becomes the capo de tutti capo.
Onu eğitmek ve "the capo de tutti capo" olacağı gün için..... onu hazırlamak.
He's always been a hero, ready to give his life to protect his people.
O her zaman bir kahramandı. Hayatını insanlarını korumak için vermeye hazırdı.
He's a good man, Halloran, ready and able.
Halloran iyi bir adam, istekli ve becerikli.
In the meantime, uh, he's ready for his close-up.
Bu arada resimlerini çekebilirsiniz.
He needed oxygen, so I opened the glass wall, ready to shoot it out with Avery.
Oksijene ihtiyacı vardı o yüzden camın dışında duran Avery'i vurmaya hazırlanarak cam duvarı açtım.
To put a huge body of work together and sort of try to, you know, come out as if he is a fully formed artist ready for the world stage I think was a little premature.
Bütün o sanat eserlerini bir araya getirip tamamen olgunlaşmış bir sanatçı olarak dünya sahnesine çıkmayı denerken bence biraz erken davranılmıştı.
Would you tell Shane that we'd give anything to have him back again? Of course. When he's ready.
Onun geri gelmesi için her şeyi yapardık, bunu ona söyler misiniz?
He's ready.
- Artık hazır.
He's not ready.
Hazır değil.
He's not ready yet.
Bebeği içeride tutmak için her şeyi yapacağız.
See, he's not ready for...
Bak, Bunun için hazır değil...
He'll catch up with us when he's ready.
Hazır olduğunda bizi bulacaktır.
He's getting her ready.
Şeye hazırlanıyor.
I mean, hell, I got Mickey reed telling me every day, he's ready to step in If we could just get Bobby Mann out the damn door.
Bobby Mann'i kapı dışarı edersek onun yerine geçmek istediğini her gün söyleyen Mickey Reed var.
by the time he came along in his boat, I was about ready to give up.
Teknesiyle geldiği sırada her şeyden vazgeçmek üzereydim.
- It's supposed to be. They find D. Gibbons, but he is ready for them.
Durun bir saniye, onun Simon Cowell olmadığına emin misin?
He's ready to cooperate.
Bize yardım etmeye gönüllü oldu.
And that way, we'll know whether he got hurt. So, buster's ready.
Buster hazır.
She's cooking at home, getting the tea ready And he walks past, pinching her ass or whatever.
Evde yemek yaparken, çay hazırlarken maymun poposunu çimdikliyordu.
I don't think he's ready, Mac.
Hazır olduğunu sanmıyorum, Mac.
He's not ready for leaf-raking.
Yaprak toplayamaz.
( clears throat ) he's stabilized and ready for you.
Stabil hale geldi. Artık senin için hazır.
Does that mean he's ready for the Masters?
Bu büyükleri ligine hazır olduğu anlamına geliyor mu?
He's ready for maury povich.
Maury Povich şovu için hazır.
He says he's not ready to pull the goalie.
Doğum kontrol gereçlerini bırakmaya hazır olmadığını söylüyor.
If he's giving up the baby, maybe he's ready to talk.
Madem bebeği gönderiyor demek ki, konuşmak istiyor.
He's ready for you.
Sizi bekliyor.
Trust me - - he's gonna be ready to shoot somebody.
Bana güven. - Birisini vurmak için hazır olacak.
- What's he got to do to get ready?
Hazır olmak için ne yapması lazım?
He's prepped and ready to go out on the submersible.
Hem şu an denizaltı aracına binmek için hazırlanıyor.
He's just not ready to accept it.
Henüz bunu kabullenmeye hazır değil.
And he's ready to talk all about the Colombian thing if you don't.
Eğer sen konuşmazsan da şu Kolombiya mevzusunu o konuşmaya niyetli.
- OK, he's ready for transport.
Tamam, nakil için hazır.
So he's ready. Let's go.
Hazırsan gidelim.
I also think if he was ready for a straitjacket, he'd be grinning and saying, "peter, you have to trust me."
Ayrıca deli gömleği için hazır durumda olsaydı sırıtır ve "Peter, bana güvenmek zorundasın." derdi.
He's ready for us to sell him 10 silenced ar-15s.
Ona 10 tane sessiz Ar-15's silahı satmamız için hazır bekliyor.
He claims he knows the guy ready to step up and take June bug's place.
Tanıdığı adamın çıkmaya hazır olduğunu ve June Bug'ın mekanına götürdüğünü iddia ediyor.
Not until he's ready to be found.
Evet. Bulunmaya hazır olana kadar.
You think he's ready for it? Yes. I think so.
Evet.. hazır
You don't think he's ready for a couple of cops?
Sence iki polis için hazırlıklı değil midir?
He's not ready.
- Daha hazır değildir.
Either we tell Hesselboe we have them and ask if he's ready to negotiate or we go to the media and join in the unified Opposition's outcry.
Hesselboe'ya elimizde olduklarını söyleyip pazarlık isteyebiliriz ya da basına gider, birleşik muhalefetin isyanına katılırız.
he's ready for you 21
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
ready to go 350
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
ready to go 350
ready now 19
ready for lunch 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's dead 3015
ready for lunch 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's dead 3015
he's so handsome 49
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's an idiot 170
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's an idiot 170
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's back 468
he's my cousin 54
he's so hot 26
he's a liar 128
he's my man 22
he's an architect 23
he's coming for you 27
he's coming 800
he's so beautiful 30
he's a good boy 135
he's my cousin 54
he's so hot 26
he's a liar 128
he's my man 22
he's an architect 23
he's coming for you 27
he's coming 800
he's so beautiful 30
he's a good boy 135