English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's so funny

He's so funny translate Turkish

167 parallel translation
He tell all other fish there's something not so funny going on.
Bütün balıklara ortada kötü bir şey döndüğünü söylemiş.
- So nothing's funny'cause then he picks up a chair to wallop me with.
- Komik bir yanı yok eline bir sandalye alıp bana vurmaya başladı.
He didn't know who he was, where he - What's so funny?
Kendinin kim olduğunu bile bilmiyormuş - Bu kadar komik olan ne?
Evidently the fellow's funny, so he gave him a plug.
Yazısında yer verdiğine göre adam gerçekten komik olmalı.
He's so funny that matter would be funny too if he jamed it.
Aşırı matrak! Yaptığı her işi komediye çeviriyor.
He's so funny.
Çok komik.
It's a funny thing, Humbert, but John and I, we first met at a dance and I was sort of sitting it out, so he just sat it out, too.
Çok tuhaf Humbert, ama John'la ben ilk kez bir dansta tanıştık. Ben öylece kenarda oturuyordum, o da benimle kenarda oturdu.
He's scared, so he talks a funny language.
Garip bir dil konuşuyor. Korkuyor çünkü.
- He's so funny.
- Çok şakacıdır.
You're so funny, he's a big joker.
Çok komiksin. O çok şakacı biri.
He played a bishop and it's so funny when I think about my mum and a bishop.
Bir psikoposu canlandırdı ve annemle bir psikoposu düşünmek çok komikti.
- So he thinks it's funny. Listen. He's a sadist.
- Dinle Azad, bu adamın şakası yok, sadistin teki.
He's so funny, you know? So uncomplicated.
O, çok komik ve çok açık biri.
Uh... He was so fat that everybody liked him and there was nothing funny about him at all.
Öyle şişmanmış ki, herkes onu severmiş.
The way he writes, it's so funny. I've never read anything like it.
Yazım şekli o kadar komik ki, hiç böyle bir şey okumadım.
You know, it's just that he's so funny, and then he yammers to me that he can't give up the women.
O kadar tuhaf ki kadınlardan vazgeçemediği için bana bağırdı.
- What's so funny is Kaminsky's under indictment for perjury for the bribes he took.
- Komik olan, Kaminsky'nin rüşvet teklif etmekle suçlanması.
And he looked at me... real funny, sort of sad like... and he said, "So this is all it takes to make you happy."
Ve yüzüme garip bir bakış attı. Bir çeşit hüzünlü bir bakış. Ve "Yani bütün bunlar seni mutlu etmek için mi?" dedi.
If he says anything remotely funny, laugh like you never heard anything so funny.
Birazcık dahi komik bir şey söylerse, daha önce hiç bu kadar komik bir şey duymamış gibi gül.
He's so funny.
Adam çok komik.
He's my bodyguard. All right? So don't try any funny stuff, because I know what you're up to here.
O benim korumam, bir şeye kalkışmayın, niyetinizi biliyorum.
Now, the reason why Chaplin is so funny is because he's part of the great British music hall tradition.
Chaplin'in bu kadar komik olmasının sebebi Britanya müzikhol geleneğinin bir parçası olmasıdır.
It's funny the way he described towns finding you a job so that you could play on their team. They haven't done that for years.
Kasabalarda oyunculara iş bulunduğunu... böylece takımlara adam ayarlandığını söylemesi çok tuhaf.
- He's so funny.
- O çok komik biri.
- He's so funny.
- O çok komik.
He thinks he's so funny. He blows! Hey.
Gerçekten, sana inanamıyorum.
He's so funny and so sweet.
komik ve çok tatlı.
He's so funny!
Çok komik biri.
And he's so awfully funny!
- Ve o bölüm korkunç eğlenceliydi!
And he's just so sweet and funny, and whenever I'm with him I don't want to be with Frank.
O çok tatlı ve komik biri. Ne zaman onunla olsam... Frank'i unutuyorum.
Did he? He's so funny with that.
Çok hoşuna gidiyor.
So this is the one who's so handsome, so funny, so charming. Looks like he's bored shitless.
Demek bu, çok yakışıklı çok komik ve büyüleyici biri.
Oh... my dad, oh, he's so funny, he-heh!
Oh... babam, oh, çok komiktir. he-heh!
He's so sexy, smart, and funny, and he likes coffee.
O çok seksi, akıllı ve komik ve kahveyi seviyor.
He thinks he's so damn funny.
Çok komik olduğunu düşünüyordur.
You think it's funny to brainwash my kid, so he sits around with his fingers up his ass?
Sen oğlumun beynini yıka, o da kıçını serip otursun, ha? Bu mu komik?
That's funny. So he came down the chimney and put it under the tree? Yep.
Getirip Noel ağacının altına bıraktı öyle mi?
Now he doesn't think it's so funny.
Şimdi o kadar eğlenceli olduğunu düşünmüyor.
He's so funny.
O çok komik.
He's so sweet and--and funny... And just--just a joy to be with.
Onunla vakit geçirmek büyük keyif.
And his stories... he's so funny!
Ve hikâyeleri... Çok komik biri.
He thinks he's so funny.
Kendisini çok komik sanıyor.
- He`s so funny. He`s so tense.
Çok gergin.
MRS. MCGEE : He's so funny. RUSTY :
- Oh, Rusty, çok komiksin.
So, you're the ex, funny he never took out blonds
Demek eski sevgilisi sensin. İlginç, sarışınlarla takılmaz.
And the funny thing is he's managed to get himself involved in a sexual relationship with a beautiful woman which reminds me of my first film, actually except she was what we call underage so we don't talk about that.
İşin komik tarafı çok güzel bir kadınla cinselliğe dayalı bir ilişkiye girmeyi başardı. Bu da bana ilk filmimi hatırlatıyor. Benimki 18 yaşını doldurmamıştı.
He thought it was funny, so I don't know why he's complaining now.
Kesinlikle. Adam komik olduğunu söyledi. Şimdi niye şikayet ediyor anlamıyorum?
HE'S SO FUNNY. YOU ARESOFUNNY.
Sen çok komiksin.
He's a funny one. I can't make him out. Now you will be drummed out of the union for thinking not so badly about a master!
Bunu düşündüğümde... gelmesinden... tutuklanmasından korkuyorum.
Oh, he's so funny.
Çok komik çocuk.
That's so funny! Honey, I don't even know why you'd know that joke. Who's he been hanging out with, huh?
bu çok komik aşkım bu şakayı bildiğini bilmiyordum kiminle takılıyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]