Her hair translate Turkish
4,015 parallel translation
I brushed her hair and she nodded off.
Saçlarını taradım. Sonra uyuyakaldı.
And her hair, there are heavy deposits in it.
Saçında çok fazla kalıntı var.
She used it to wash her hair.
Saçını yıkamak için kullanıyordu.
Washing her hair.
Saçını yıkıyordu.
She must be redoing her hair and make up as well.
Saçını ve makyajını tekrardan yapıyor olmalı.
She had flowers in her hair.
Saçlarında çiçekler vardı.
Just gonna make her hair fall out.
Saçlarını dökeceğim.
If he puts rat poison in her hair, put rat poison in her hair.
Eğer o şampuanına fare zehri koyuyorsa, sen de öyle yap. Müsait değilim şu an, konuşamıyorum.
And I shoved the knife and I caught her hair.
Bıçağı salladım ve burasından soktum.
Her hair might not be flowing like a mermaid.
Saçı denizkızı gibi dalgalı olmayabilir.
It kept getting caught in her hair.
Saçına takıldı durdu.
I thought she couldn't wait to get me out of her hair for a while.
Bir süre etrafında olmamamı iple çekiyor sanıyordum.
Her hair.
saçlarını.
And her hair was in braids because there was gum in it.
Saçı örüldü çünkü sakız yapımıştı.
Her hair is wet.
- Saçları ıslak.
She's a total jerk from the tips of her hair down to the tips of her toes!
Hiç şüphesiz tepeden tırnağa cadolozun teki o.
Her hair was loose, and it was ruffled.
Saçları açıktı. Karışmıştı.
She also has these giant curlers that she uses, and she put them all over her hair.
Ayrıca kullandığı dev bukle yapıcıları var, ve onları saçlarının her yerine koyuyor.
And I remember standing in the backseat, and I would look at her hair, this big, giant beehive of hairdo, all held together with Aqua Net.
Ve arka koltukta oturduğumu hatırlıyorum, saçlarına baktığımı, bu büyük, dev arı kovanı, Aqua Net'le bir arada tutuluyordu.
I imagined they were a maze of caves in her hair like this.
Onların, saçlarında mağaralardan bir labirent olduğunu hayal ederdim.
My mother would comb out her hair about once a month.
Annem saçlarını ayda bir kere saçlarını açardı.
she's in the bathroom, combing out her hair.
Annem banyoda, saçlarını açıyor.
You should've pulled her hair!
Saçını başını yolman gerekirdi!
- I know. She tweeted a picture of herself last week after she dyed her hair red- - # YOLO.
Geçen hafta saçını kırmızıya boyadıktan sonra fotoğrafını çekip tweetledi. # SBKY.
She doesn't want to mess up her hair.
Saçının bozulmasını istemez.
The way her hair hung down over her face when she was doing the crossword.
Bulmaca çözerken saçının yüzüne dökülüşünü.
Sarah had some sort of gel in her hair.
Sarah'nın saçında bir çeşit jel vardı.
- Don't mention her hair. Did something happen to your hair? - Why?
Saç konusunu açma.
And her hair blonde, too, like Sarah?
Saçı da Sarah gibi sarı mı?
Well... that's... she changes her clothes and takes her hair down.
Şey, elbiselerini değiştirir. Saçlarını çözer.
She turned her hair orange?
Saçlarını turuncuya mı çevirmişti?
No, before her first gray hair.
Hayır, ilk beyaz saçından beri.
No clear sign of it, but she has bruising and torn hair follicles from fighting her assailant.
- İşkence görmüş mü? - Belirgin bir iz yok ama,... morluklar ve koparılmış saç kökleri saldırgana karşı koyduğunu gösteriyor.
It's her hair.
Kızımın saçı o.
Leonardi, my hair psychic, is always saying how down to Earth I am.
Leonardi, saç medyumum, her zaman ne kadar doğa düşkünü olduğumu söyler.
Anything from spina bifida to red hair.
Spina bifida'dan kızıl saçlı olmasına kadar her şey. Kızıl saç mı?
Homeless people wipe their hands off in my hair.
Evsiz insanlar her zaman ellerini saçlarıma siliyorlar.
Geez, Louise, there must be, like, a lady that's in a cage in her underpants that's all wet that's, like, whipping their hair around so it sticks across their face.
Tanrım, Louise, külotla bir kafeste saçları yüzüne yapışan bir bayan falan olmalı.
Brittany S. Pierce, in her last term, accomplished absolutely nothing, except plan a dinosaur-themed prom and ban the use of hair gel.
Brittany S. Pierce bir önceki döneminde dinozor temalı bir balo düzenlemek ve saç jölesini yasaklamak dışında hiçbir şey yapmamıştır.
Why, I'm right here, wearing my signature Newsies cap with my mud brown hair.
Buradayım. Çamur kahverengisi saçlarıma her zamanki gibi kasketimi takıyorum.
♪ She was sitting there with her beehive hair ♪
# Saçını yaptırmış orada oturuyordu #
It wasn't because I cut my hair. I was already good-looking to begin with.
Saçımı kestirdiğim için değil o ben zaten her türlü yakışıklıyım.
I want you to go and see Pak Ha. Get a hair sample from her.
Park Ha'yı görmeye gidip kanıt olarak saç teli al.
Unless Mr. Long Hair was raping her all over the house, they were screwing, Liv, in the shower, the hot tub, the laundry room.
Bay Uzun Saçlı ona evin her yerinde tecavüz etmediyse sevişiyorlarmış Liv. Duşta, küvette, çamaşırhanede.
Long hair, white dress, didn't see her face.
Uzun saçlı, beyaz elbiseliymiş.
- What's up with her? - Blonde hair Hawkes recovered from the pocket watch.
- Hawkes'in cep saatinden bulduğu sarı tüy.
But if you touch a hair of her, don't even think of settling with me.
Ama onun saçının teline dokunursan bunu tolere edeceğimi düşünme bile.
She was sublimating her sexuality by waxing hair off celebrities.
Cinsel hayatını ünlülere ağda yaparak yüceltti.
It was a beautiful theory, not a hair out of place.
Her şey yerli yerinde, çok iyi bir teoriydi.
Like when Felicity cut her hair.
Mesela Felicity saçını kestiğinde.
From every strand of hair to every drop of blood!
Her tel saçımdan, her damla kanıma kadar!
hair 308
haircut 83
hairy 66
hairs 21
hair of the dog 32
hair color 28
hair loss 19
haired 77
haired man 25
haired girl 27
haircut 83
hairy 66
hairs 21
hair of the dog 32
hair color 28
hair loss 19
haired 77
haired man 25
haired girl 27