I'll just say it translate Turkish
329 parallel translation
Flowers, champagne, or whatever else you need. Just say the word, and I'll get it for you.
- Çiçek, şampanya, her şeyi hazırladım.
I'll say no more, but it was just a coincidence, I swear.
Daha fazla bir şey söylemeyeceğim, ama bu sadece bir rastlantıydı, yemin ederim.
I'll just get it into this week's edition. - Zee...
Bu haftaki sayıya koyarım.
I'll say. Look, it's the rush hour, the Bronx Express is just pulling in.
İş çıkışı saatlerinde Bronx trenine ancak asılabiliyorsun.
- You can just say- - - l know. I'll take care of it.
- Onlara... - Biliyorum. Ben hallederim.
Just say the word, and I'll throw a lasso around it and pull it down.
Söyle, kement atıp onu sana getireyim.
It won't be the same, sure, but it'll be close. I can just say I am and see what happens.
Aynı şey olmaz kesinlikle, ama gerçeğe çok yakın olacak.
If I say that's anti-Semitism, your feeling that being Christian is better than being Jewish you'll tell me I'm heckling you or I'm twisting your words around or it's just facing facts, as someone else said to me yesterday.
Bu anti-semitizmdir, Hıristiyan olmanın Yahudi olmaktan daha iyi olduğuna inanıyorsunuz desem, sizi sorularla sıkıştırdığımı yada sözlerinizi çarpıttığımı söyleyeceksiniz... Dün birinin de bana dediği gibi, bu sadece gerçeklerle yüzleşmektir.
Now, if you have any more trouble, Just let me know, and I'll try To straighten it out for you.
Başka sorununuz olursa haber verin, çözmeye çalışayım.
Mr. Dunson, I'll say it just one more time!
Sadece bir kez daha tekrar edeceğim!
Just trust me and do as I say, and I'll explain it all to you when I get home.
Bana güvenip dediklerimi yap. Eve geldiğimde sana her şeyi açıklayacağım.
I'll talk to him. But I just want to say it in a way that he won't think it any personal reflection on him.
Ama kendisine karşı herhangi bir ters düşüncem olduğunu düşündürtmeden söylemek istiyorum.
Abigail... But if you'll just let me say it, then I'll go away and won't bother you any more.
Abigail... ama eğer söylememe izin verirsen,
I'll just say a few words and then I'll leave it to you.
Sadece kısa bir şey söyleyeceğim. Ondan sonra sana bırakacağım
And I don't really feel I have time to explain it all to you so just do as I say, and you'll stay healthy and everything will be all right.
Size açıklamak için gerçekten zamanım yok o yüzden dediğimi yapın ve sağlığınızı koruyun ve her şey yolunda gitsin.
Just say the word, and I'll move it to China.
Sadece emredin, ve Çin'e bile taşırım.
Just don't try and say I had anything to do with it... Or you'll wish to hell you'd never been born.
Sakın bir şeyler yapabileceğimi söylemeye kalkma yoksa doğduğuna bin pişman olursun.
Just say "tennis" and I'll remember to put it on my office calendar.
Sadece'tenis'de, ben de ajandama kaydedeyim.
It's me, Lucy, just to say I'll look after John Stuart for you.
Benim, Lucy. John Stuart'a ben bakarım demeye geldim.
If you don't do just as I say, I promise you'll regret it.
Dediğimi yapmazsan, yemin ediyorum olacaklardan ben sorumlu değilim.
I'm sure it'll cheer their souls just to hear you say that.
Bunu duymalarının ruhlarını teselli ettiğinden eminim.
And if you need anything, just say so, and I'll get it for you. Okay?
Bir ihtiyacınız olursa seslenin.
Well, I've just got this bulldozer to lie in front of, or it'll knock my house down, but otherwise... no, not especially.
Önünde yatmam gereken bu dozer var, yoksa evimi yıkacak. Bunun dışında pek meşgul sayılmam. Niye sordun?
Well, I'll just say good-bye to you now, then. Expect it to be for the last time.
O halde size hoşçakalın diyorum, üstelik son kez.
You say, "Just let me get this foot moving... and I'll make it to this fuckin'bed."
Durmadan şöyle dersiniz. "Hele şu ayağım bir hareket etsin. O kahrolası yatağa varırım."
I say, we'll hold a feast I your honour, prepare all our specialities, boars... with mint sauce and we'll have mounds of beer all heated till it is just right.
Şerefinize bir ziyafet vereceğiz, bütün özel yemeklerimizden, domuzlardan... nane soslu hazırlatacağız, ve biraları kıvamına gelene kadar ısıtacağız.
I don't know how to say this so I'll just say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum en iyisi söyleyeyim gitsin.
It's too much to remember I'll just say you're...
Söyleyecek çok şey var Sen sadece...
Just say the word if you can't take it - and I'll try to get some replacements.
Eğer başa çıkamayacaksanız, söylemeniz yeter. Ben yerinize başkalarını bulmaya çalışırım.
I have laryngitis and it hurts to talk, so I'll just say one thing :
Larenjitim var ve konuşurken acıyor. O yüzden tek bir şey söyleyeceğim.
They'll just say I got sick and that will be the end of it.
Sadece tüberküloz hastası olduğunu söyleyecekler..
Anyway, Joey, I don't know any other way to say what I have to say, so I guess I'll just say it.
Herneyse, Joey, Söylemek zorunda olduğum şeyi söylemenin başka bir yolu varmı bilmiyorum, yani sadece söylüyorum.
Well, I guess we'll just say a prayer and flush it down the toilet like we did when your goldfish died.
Heralde dua edip, tuvalate atacağız tıpkı balığın öldüğünde yaptığımız gibi.
I'll just say it.
İşte sana şimdi söyleyeceğim.
Dad, at the risk of sugarcoating this I'll just say that when it comes to finances, you're an idiot.
Baba, bu ballandırılmış bir risk. Konu paraya gelince sadece şunu söyleceyeğim, tam bir aptalsın.
I have to say this quick or I'll just have a massive coronary and then you'll never hear it and you have to.
Çabuk söylemeliyim yoksa kalp krizi geçireceğim ve asla öğrenemeyeceksin ama öğrenmelisin.
You know, I'll just say that it's always gratifying to see some reward for your efforts.
Çabalarının karşılığını görmek insanı her zaman memnun eder.
I just want you to say you'll think about it.
Düşüneceğinizi söyleyin yeter.
I don't know quite how to tell you this so I'll just say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama söyleyeceğim.
Sometimes during a pregnancy, making love can be uncomfortabΙe. I'll just say it. Physically.
Bazen hamilelik sırasında seks hem fiziksel hem de duygusal olarak rahatsızlık verebilir.
Well, there isn't any real easy way to say this, so... So I'll just say it.
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, ancak şöyle diyeyim.
I'll just say I thought it was an old crock
İşe yaramaz bir taş parçası olduğunu sanıyordum derim.
But love, true love it isn't something that just comes along like a train where you can say, "Hey, I'll just catch the next one."
Gerçek aşk, tren gibi gelen bir şey değil. Öyle olsa belki, bir sonrakine yetişirim " diyebilirdik.
If anybody asks, I'll just say it was self-defense.
Biri sorarsa nefsi müdafaa olduğunu söyleyeceğim.
That's it, then, I'll just have to say it.
Tamam öyleyse, bunu söylemek zorundayım.
I'll just say it. - OK.
Tamam.
I'll just give you a moment to put it together. After the auction, Ray, when I was feeling embarrassed and humiliated, didn't you say the same thing to me?
Toparlaman için sana bir dakika vereceğim müzayededen sonra kendimi aşağılanmış ve utanmış hissederken bana aynı şeyi söylemedin mi?
I'll just take my one chance to say it.
Bunu söylemek için tek şansımı kullanacağım.
Just tell me what you want me to say and I'll say it.
Ne dememi istiyorsan söyle.
Just say it, whatever it is, and I'll listen.
Konuşmaktan korkma. Kafandakileri düşünmeden söyle.
- Just say the number I'll do it.
- Numarayı söyle, ben ararım.
i'll just go 50
i'll just 585
i'll just stay here 22
i'll just wait 22
i'll just wait here 22
i'll just say 20
i'll just be a minute 92
i'll just be a second 35
i'll just be a moment 19
i'll just be 20
i'll just 585
i'll just stay here 22
i'll just wait 22
i'll just wait here 22
i'll just say 20
i'll just be a minute 92
i'll just be a second 35
i'll just be a moment 19
i'll just be 20
i'll just be a sec 19
just say it 464
say it louder 17
say it like you mean it 26
say it again 435
say it ain't so 28
say it out loud 26
say it one more time 17
say it to my face 30
say it with me 60
just say it 464
say it louder 17
say it like you mean it 26
say it again 435
say it ain't so 28
say it out loud 26
say it one more time 17
say it to my face 30
say it with me 60
say it 2024
say it now 38
say it to me 18
i'll call you later 682
i'll be back soon 284
i'll let you know 490
i'll call you right back 72
i'll be back 1339
i'll call you back 819
i'll do my best 416
say it now 38
say it to me 18
i'll call you later 682
i'll be back soon 284
i'll let you know 490
i'll call you right back 72
i'll be back 1339
i'll call you back 819
i'll do my best 416
i'll get it 1406
i'll do it tomorrow 25
i'll wait for you 156
i'll be in touch 401
i'll let you 24
i'll be there soon 97
i'll try that 24
i'll leave you alone 85
i'll get this 36
i'll call you back later 62
i'll do it tomorrow 25
i'll wait for you 156
i'll be in touch 401
i'll let you 24
i'll be there soon 97
i'll try that 24
i'll leave you alone 85
i'll get this 36
i'll call you back later 62