I'm doing all right translate Turkish
353 parallel translation
I know what I'm doing all right.
Ne yaptığımın oldukça farkındayım.
All right. I'll never forget you for doing this for me.
Pekala. Bu iyiliğini asla unutmayacağım.
Till I get around to that, I'm doing all right.
O raddeye gelene kadar fena değilim.
I'm doing all right now.
Ben şu an iyiyim.
I'm doing all right
Gayet iyiyim.
All right, I'm doing the best I can!
Tamam, elimden geleni yapıyorum!
I don't like to brag, but I'm doing all right.
Övünmek gibi olmasın ama, bu işlerde iyiyimdir.
I'm doing all right.
Halimden memnunum.
I'm doing all right.
İdare ediyorum.
If I was doing you a favour... I'd let them hang you right now and get it all over with.
Eğer sana iyilik yapmak isteseydim seni şimdi asmalarını sağlardım.
All right, that's what I'm doing. That's what I'm doing.
Bu benim işimdi ve bu işi başardım.
I'm doing all right.
Şimdi en iyisini yapıyorum.
All right, I'll tell you what I'm gonna be doing till five.
Pekâlâ, beşe kadar ne yapacağımı anlatayım sana.
- I'm doing all right by myself.
- Yalnız yaşamaktan bir şikâyetim yok.
- I'm doing all right as a girl.
Kız olmaktan şikayetçi değilim.
I must tell her right away that this is all my doing.
doğruca ona söylemeliyim. Bütün yapacağım bu.
All right, but I have the feeling I'm not doing Margaret any favor.
Tamam ama Margaret'e bir iyilik yapıyorum gibi hissetmiyorum.
Am I doing all right?
Doğru olanı mı yapıyorum?
All right, I'm doing it on purpose.
Tabii ya, kasıtlı yapıyorum zaten!
Well, I guess you've been doing all right.
Sanırım işlerin yolunda gidiyor.
All right. I think I will go out and hit the streets, but before doing that, I will blow me a little number.
Sanırım dışarı çıkıp kendimi sokaklara vuracağım, ama ondan önce... biraz ot içeceğim.
Hey, honey, look, after all the goofing off I've been doing on your behalf, I'm within a gnat's eyelash of losing my cab and getting kicked right out of the company.
Hayatım, senin işlerinle uğraşmaktan taksiyi kaybetmeme ve işimden kovulmama ramak kaldı.
All right, I'm doing it.
Tamam, gidiyorum. Gidiyorum!
I think I'm doing all right.
Sanırım fena gitmiyorum.
I'm doing all right.
Ben iyiyim.
I'm doing all right, sir!
Ben iyiyim, efendim!
Well, all right, I did but that wasn't your doing.
Güzel, tamam, öyle yaptım ama senin yaptığın şey değildi.
All right, that's what I'm doing.
- Ben de öyle yapıyorum... Tamam.
I'm doing the best I can, all right?
Bütün yapabileceğim bu, tamam mı?
I'm doing all right.
İyileşiyorum.
I've never been chased by a killer before. It's all right. You're doing very well.
Daha önce hiç bir katil tarafından kovalanmamıştım.
- I'm doing all right.
- İyidir.
I'm doing all the work, right?
Bütün işi ben yapacağım, değil mi?
- Absolutely not, and I'm not doing it, all right?
- Kesinlikle, ve ben, bunu yapmıyorum tamam mı?
I'm doing all right.
İyiyim.
If you mean, I'm doing all the work again, you're right.
- Eğer bütün işi gene benim yaptığımı kastediyorsan... haklısın.
All right, I've been doing my homework on the varsity.
Tamam, okul takımını araştırdım.
Yeah, I know, sure, I'm just saying that you're doing all right you might be better off than you think
Evet, biliyorum, eminim, demek istediğim herşey yolunda gitti. Düşündüğünden daha iyi bir durumda olabilirsin.
- Kirsten, how you doing? - I'm all right.
- Nasıl gidiyor Kristen?
I can't help thinking that while we're all out there scrambling around for an edge like we're never gonna die, this boy's looking right at it, and he's doing it almost alone.
Bizler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi keyifli bir hayat sürmeye çalışırken bu çocuğa doğru bir bakış açısı yakalaması için nasıl yardım edebilirim, zaten hemen hemen tek başına bunu beceriyor.
I guess I'm doing all right then.
Bende fena kazanmıyormuşum.
I'm doing all right.
Hakkında çok şey duyuyorum. Her şey iyi gidiyor.
I'm doing the best I can, all right?
Yapabildiğimin en iyisini yapıyorum tamam mı?
You doing all right? - I got an "A" in Science.
- Fen bilimlerinden A aldım.
- Oh, all right. But I'm not doing the accent.
Ama aksanı yapmam.
All right, I see what he's doing.
Tamam, ne yaptığını anladım.
Well, I appreciate your help here, such as it was, But I'd say we're doing all right.
Yardımınız için minnettarım ama bence biz iyi idare ediyoruz.
Hey, I'm doing all right with the pig lizard. Please, Fred?
- Domuz kertenkelesini yapabilirim.
Doing all right, I guess.
İyi sanırım.
All right. That's what I'm doing.
Ben de bu işi yapıyorum.
The people on my left, the people on my right, we were all the same and that, I think, was the first time in my life I felt that I could do everything the other people were doing.
Solumdaki insanlar, sağımdaki insanlar, hepimiz aynıydık ve sanırım hayatımda ilk kez başka insanların yaptığı her şeyi yapabileceğimi hissettim.
i'm doing well 24
i'm doing great 97
i'm doing my best 94
i'm doing good 49
i'm doing okay 46
i'm doing just fine 28
i'm doing something 18
i'm doing my job 82
i'm doing fine 89
i'm doing it again 23
i'm doing great 97
i'm doing my best 94
i'm doing good 49
i'm doing okay 46
i'm doing just fine 28
i'm doing something 18
i'm doing my job 82
i'm doing fine 89
i'm doing it again 23
i'm doing everything i can 50
i'm doing it now 24
i'm doing it 340
i'm doing 69
i'm doing you a favor 62
i'm doing the best i can 88
i'm doing the right thing 28
i'm doing this for me 18
i'm doing this for you 68
i'm doing this 75
i'm doing it now 24
i'm doing it 340
i'm doing 69
i'm doing you a favor 62
i'm doing the best i can 88
i'm doing the right thing 28
i'm doing this for me 18
i'm doing this for you 68
i'm doing this 75