I hope you translate Turkish
28,085 parallel translation
I do... I hope you stay.
Umarım kalırsın.
I-I hope you-you don't mind, but, uh...
Umarım sakıncası yoktur ama...
I hope you understand...
Umarım anlayışla karşılar...
I hope you die in here, you sick piece of shit.
Umarım burada geberip gidersin pislik herif.
But I hope you realise..
Ama şunu asla unutma...
And now.. I hope you can live with that.
Ve umarım bununla yaşayabilirsin.
I hope you're going to make Bryce Newman a... memorable espresso.
Umarım Bryce Newman'a unutulmaz bir... espresso yaparsın.
I hope you had a good show. "
Umarım güzel bir konser olmuştur. "
I hope you like lamb.
- Kuzu eti seviyorsundur umarım.
I hope you find him.
Umarım onu bulursun.
I hope you know I want you to be happy.
Mutlu olmanı isterim umarım bunu biliyorsundur.
I hope you are happy every day!
Umarım her gün mutlu olursunuz!
I hope you don't mind... Oh, it's fine.
- Umarım bir mahsuru yoktur.
I hope you're in good health, Miss Penvenen.
Umarım iyisinizdir, Miss Penvenen.
I hope you do not suppose me to be such a one!
Umarım benim de onlardan olduğumu düşünmüyorsunuz!
I hope you took the visit in the spirit in which it was intended.
Umarım ziyaret niyetimi doğru anlamışsındır.
And I hope you will take what I have to say in the same spirit.
Umarım sen de benim söyleyeceklerimi doğru anlarsın.
I hope you'll both be very happy.
Umarım, ikiniz de çok mutlu olursunuz.
I hope you know what you're doing.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
I hope you'll favour me with the ecossaise? Yes.
- Umarım bana kostüm seçiminde yardım edersin. - evet.
I hope you weren't offended... by the other girl, I mean.
Umarım kızmadınız. Diğer kıza.
I hope you don't mind, but I figured you'd be looking to thank me for saving your life.
Umarım pek takmazsınız hayatınızı kurtardığım için teşekkür etmek istersiniz diye düşündüm.
- I hope you're happy, too.
- Umarım sen de mutlusundur.
I hope you have a minor career setback, learn from it, relocate, and ultimately have a very nice life, Becky.
Umarım küçük bir kariyer gerilemesi yaşayıp ondan bir ders alıp, tayin olursun ve sonunda çok güzel bir yaşamın olur Becky.
Well, I hope you get the results quickly.
Umarım hızlıca sonuçları alırsınız.
- I hope you have a horrible day.
- Umarım korkunç bir gün geçirirsin.
Well, then I hope you told him what we're really doing.
O zaman, sanırım ona gerçekte ne yaptığımızı söylersin.
Oh. I hope you're having better luck than I did.
Umarım benden daha şanslısındır.
I hope you're... enjoying Boston?
Umarım Boston'ı sevmişsinizdir.
I hope you're ready for me to be around a lot more.
Umarım beni etrafta daha çok görmeye hazırsındır.
But I hope you have a good plan, because we don't have magic and we have no idea where you grandfather is.
Ama umarım iyi bir planın vardır çünkü sihrimiz yok ve büyükbabanın nerede olduğunu bilmiyoruz.
- I hope you're getting treated for it.
- Umarım tedavi oluyorsundur.
I hope you will never cut yourself again.
Umarım birdaha kendini kesmezsin.
I am here on a single phone.. ... so I hope you have your answer.
Bir telefonla karşındayım umarım cevabını almışsındır.
I mean I hope you're not trying to betray me and run away
Yani, umarım bana ihanet etmeye ve kaçmaya çalışmıyorsundur.
Well, I mean, you have to have hope.
Umudunuz olmak zorunda.
This is Dr. Theodore Yedlin, and, uh I hope whoever hears this understands all this more than I do, but you need to know that David Pilcher was wrong about everything.
Ben Doktor Theodore Yedlin. Ben... Bunu her kim dinliyorsa umarım tüm bunları benden daha iyi anlıyordur.
I really hope you come tonight.
Umarım bu gece geldiniz. Hoşçakal.
You better hope I never see you again...
Orospu çocuğu.
I hope that means you ran over Rayna Cruz and strapped her to the hood of your vehicle.
Eğer Rayna cruz yanına koştu anlamına umut ı. Ve aracınızın kaput onu bağladı.
I hope when I next call, you'll be six feet below.
Umarım bir daha aradığımda, toprağın altında olursun.
But I don't want you to give up hope.
Umudunu kaybetmeni istemiyorum.
I hope that someday, you'll come to remember me fondly and understand that your father doesn't love you and your mother any less for loving me.
" Umarım bir gün sen de beni sevgiyle hatırlarsın ve babanın, annenle ikinizi beni sevdiğinden daha az sevmediğini anlarsın.
Operation Hope, which I believe you founded, right?
Operation Hope. Eminim oraya gitmişsinizdir, değil mi?
I do hope you are providing a proper Christian example in this new world?
Umarım bu yeni dünyada uygun bir Hıristiyan örnek oluşturuyorsunuzdur.
I do hope you understand. The world you find yourselves in.
İçinde bulunduğunuz dünyayı anladığınızı umuyorum.
I hope that's where you've been keeping all the cash you've been skimming, Marco.
Umarım hortumladığın tüm paraları orada saklıyorsundur, Marco.
I hope so. You helped write the questions.
Olsun o kadar, soruları yazmalarına sen yardım ettin.
I hope I see you at the next meeting.
Umarım sonraki toplantıda görüşürüz.
I do hope I'm not being too forward, but do you have time for a coffee?
Umarım çok ileri gitmiyorumdur, ama bir kahve için vaktiniz var mı?
No, I was volunteering at Hope's clinic again, and I want to thank you for encouraging me.
Hayır, Hope'un kliniğindeki gönüllü çalışmalara katıldım ve beni cesaretlendirdiğin için de teşekkür ederim.
i hope you're okay 20
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope you slept well 16
i hope you like it 98
i hope you're happy 137
i hope you're hungry 58
i hope you understand 99
i hope you die 30
i hope you don't mind 408
i hope you feel better 22
i hope you enjoy it 24
i hope you slept well 16
i hope you like it 98
i hope you're happy 137
i hope you're hungry 58
i hope you understand 99