I stabbed him translate Turkish
208 parallel translation
When I decided against that Navy career, I stabbed him.
Donanmaya girmemeye karar verince, onu sırtından bıçaklamış oldum.
Yes, I stabbed him while he was kissing me.
Evet. Beni öperken bıçakladım onu.
- Yes, I stabbed him four times!
- Evet, dört kez bıçakladım!
I stabbed him!
Onu bıçakladım!
But... even as I stabbed him, I knew that it was the only way I could survive.
Ama onu bıçaklarken bile hayatta kalmam için tek yolun bu olduğunu biliyordum.
As I stabbed him, he said...
Onu bıçakladıktan sonra bana şunu söyledi...
As I stabbed him, it made me feel very much more alive.
Onu bıçakladıktan sonra kendimi çok daha canlı hissetmeye başladım.
I'd kill him instead. I stabbed him with this. Right here.
Öldürülmektense ben onu öldürmeliydim ona tüm gücümle tokamı sapladım.
Your Troyian pig was here in my quarters without any permission, so I stabbed him.
Troyian domuzun, izinsiz buradaydı. Ben de onu bıçakladım.
- I stabbed him.
- Onu bıçakladım. - Ne...?
Then I stabbed him in the back... so I wouldn't see how hurt he was.
Onu sırtından bıçakladığımda bunu nasıl karşıladığını görmemek için.
I stabbed him with something and he fell.
Bıçakladım ve yere düştü.
He tried to murder me, but I stabbed him with the needles.
Beni öldürmeye çalıştı, ben de ona iğne batırdım.
They all ran off when I stabbed him.
Onu bıçaklayınca hepsi kaçtı.
Uncle Pai Yun, I stabbed him only once.
Pai Yun Amca, Onu sadece 1 kere bıçakladım
I stabbed him with a poker through the heart and the son of a bitch still lived. Steven, please let me go.
Demir çubukla kalbinden bıçakladım ama hala yaşıyordu!
I killed my father, I stabbed him 12 times.
Ben babamı öldürdüm. Onu 12 yerinden bıçakladım.
I stabbed him.
Onu bıçakladım.
Whether I stabbed him with the sword or he accidentally impaled himself...
Kılıcımın üstüne mi düştü yoksa ben mi sapladım bilemiyorum.
So I stabbed him... over... and over.
Ben de onu bıçakladım. Bir daha... bir daha.
I stabbed him.
Ben bıçakladım.
When I stabbed him, I walked away.
Onu bıçakladığımda, yürüyüp gittim.
He stabbed me in the back, so I stabbed him.
O beni arkamdan vurdu, ben de onu.
He lifted his hands to fight me so I stabbed him lower.
Yumruk atmak için ellerini kaldırdı, ben de aşağıdan bıçakladım.
I went to his motel room and I stabbed him in the hand.
Onun otel odasına gittim ve onu elinden yaraladım.
And... that's when I stabbed him in the eye with a kitchen knife.
Ve... bu bir mutfak bıçağıyla onu gözünde bıçakladığım zamandı.
When Spit gets back, tell him like this... the guy I stabbed was down here looking for Spit to give him five bucks for snitching on who done it.
Spit buraya geldiğinde ona şey diyeceksin bıçakladığım adamın buraya gelip onu sorduğunu ve ispiyonladığı için beş dolar vereceğini söyleyeceksin.
The guy what he got stabbed was down here lookin'for Spit to give him five bucks for...
Bıçakladığı adam Spit'i arıyordu ona beş dolar verecekti...
I heard of a girl once, kissed a guy and stabbed him in the back.
Bir kız duymuştum, bir adamı öperken sırtından bıçaklamıştı.
Then how do you know they stabbed him in the back? I saw him when he fell on the floor.
Ve sonra bir kat yukarı çıktım çünkü orası daha serin oluyor.
I'm not so much a coward that I cannot face Him when I've stabbed Him.
O'nu sırtından bıçakladığımda yüzüne bakamayacak kadar korkak değilim.
- -I stabbed him, didn't I?
- İsmini yayınladılar mı?
The obvious implication is that the murderer, disguised as a conductor, boarded the train at Belgrade, made his way by means of the convenient passkey to Ratchett's compartment, stabbed him to death, planted the dagger and the uniform,
Bu kanıtların sonucunda vardığımız nokta, bu kondüktör kılığına giren katilin Belgrat'ta trene bindiği, sonra elindeki anahtarla Bay Ratchett'in kompartımanına girdi, Ratchett'i bıçakladı, hançeri ve üniformayı sakladı, sonra da kar yüzünden bloke olan trenden kaçıp gitti.
I just stabbed him with the needles.
Sadece iğne batırdım.
So I grabbed him off the wheel, stabbed him a couple of times and I got 3 years.
Bende onu tekere sürttüm defalarca kestirdim ve 3 yıl yedim.
"He said there a man made homosexual advances towards him... " and when he refused, came at him with a knife. They struggled, and Flores said he stabbed Somerset. "
"Evde adamın kendisine karşı eşcinsel yaklaşımlarda bulunduğunu bunu reddettiğinde ise, adamın elinde bıçakla üzerine yürüdüğünü boğuştuklarını ve bu sırada kazayla Somerset'i bıçakladığını söyledi."
So you see, I almost stabbed him right through the heart.
Yani anlayacağınız, onu nerdeyse kalbinden şişliyordum.
I never shook anyone's hand and stabbed him in the back!
Ben kimsenin elini sıkıp, sonra da onu sırtından vurmam!
I imagine the punishment will be severe, considering you stabbed him nine times.
Onu 9 kez bıçakladığını göz önüne alarak, cezanın çok ağır olacağını düşünüyorum,
He said I'd stabbed him in the back and called me a two-bit grocery clerk from Whittier.
Onu sırtından bıçakladığımı söyledi. ve bena iki bitlik bakkal katibi olarak hitap etti.
Stabbed him 12 times? I did.
Onu 12 yerinden mi bıçakladın?
Everyone that I love dies. Pilot stabbed him.
- Sevdiğim herkes ölüyor.
That bugger almost raped me before I stabbed him.
O puşt neredeyse ırzıma geçiyordu eğer bıçaklamasaydım.
I stabbed Marcus in the heart because I love him.
- Marcus'u kalbinden bıçaklamıştım çünkü onu seviyordum.
I picked up the knife and stabbed him.
Bıçağı aldım ve ona sapladım.
You stabbed him with a knife I did not do it, I swear it
Onu baştan çıkardınız ve büyü yaptınız. Bir bıçak darbesi indirdiniz ona.
I just had a little conversation with him... and he seems to need to know if the guy who stabbed his dad is still in Oz.
Onunla ufak bir sohbet ettim... ve babasını bıçaklayan adamın hala Oz'da olup olmadığını bilmek istiyor.
I'll start an inquiry, try to figure out who stabbed him.
Soruşturma başlatıyorum, kimin bıçakladığını bulmaya çalışalım.
That's when I grabbed the knife and stabbed him.
O zaman bıçağı alıp ona sapladım.
No. I stabbed the dude, I admit that, everyone saw me fuckin do that, but I didn't actually kill him,
Yani, tamam, adamı bıçakladığımı kabul ediyorum, sonuçta herkes gördü beni, ama... ama...
Then I totally stabbed him.
Sonra da onu şişledim.
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i stand corrected 157
i stayed 32
i stay 57
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i stand corrected 157
i stayed 32
i stay 57