English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I stay

I stay translate Turkish

41,844 parallel translation
How could I stay away?
Nasıl gelmezdim?
I stay here until you guys get back with help.
Siz geri dönene dek burada bekleyeceğim.
It's not safe for you if I stay.
Burada kalmam sizin için güvenli değil.
Can I stay?
Kalabilir miyim?
My sleeping pills are doing their job, and I can stay here and take care of you, okay?
Uyku haplarım hâlâ iş görüyor, ben burada kalıp sizi korurum. - Terry, silahın lazım.
I have no reason to stay with him anymore.
Artık onunla kalmak için bir sebep de kalmadı.
And I know you're on the board of Stay In Touch and the Butterfly Ball.
Ayrıca "Stay In Touch" ve "Butterfly Ball" - organizasyonlarında yönetimdesin. - Evet.
Hey, I told you to stay with your brother. Didn't I?
Hey, kardeşinle birlikte kal demedim mi sana?
I know you're bummed that Timothy and I split, but everyone still gets to stay friends.
Timothy ve ben ayrıldığımız için mutsuz oldugunu biliyorum ama herkes arkadaş kalabilir.
I think you should stay here for a while.
Bence burada bir süre daha kalmalısın.
I know, and now I'm pushing to stay open because I think we can save him right here, right now.
Biliyorum ve şimdi de açık kalması için ısrar ediyorum. Çünkü onu şimdi, burada iyileştirebileceğimizi düşünüyorum.
But I've just decided I am gonna stay positive.
Ama olumlu kalmaya karar verdim.
So, in the meantime, I say we just stay calm and enjoy a bowl of Tiananmen Squares.
Bu sırada sakin kalalım ve Tiananmen Krakerlerinin keyfini çıkaralım.
"Uh, no, I'm just gonna stay home and fill out these insurance forms."
"Olmaz, evde kalıp sigorta formlarını dolduracağım."
I guess maybe I could stay one more day?
Sanırım bir gün daha kalabilirim.
This just in... I decided to stay one more day.
Bir gün daha kalmaya karar verdim.
I mean... I mean, it's great that you can stay, but you've already been here three days.
Kalabiliyor olman harika ama üç gündür buradasın.
I'll take you there, but somebody's gotta stay here with the parents.
Sizi götürürüm, ama birinin ailelerle kalması gerekiyor.
I'm gonna stay.
- Kalacağım.
- Yeah? Oh, man, I can't stay.
Kalamayacağım.
But tonight I'll go back to my son's house, have Christmas with his beautiful family, and stay up late enough to feel Christmas Eve turn into Christmas Day, one last time.
ama bu akşam oğlumun evine geri döneceğim, Ve Noeli onun güzel ailesiyle geçireceğim, Geç vakitlere kadar kalıp Noel arefesin den
Some of Truck and I are gonna stay up and watch out for this, you know, tagger.
Ekipten birkaç kişiyle burada kalıp, şu grafiticiyi bulacağız.
As much as I want to stay out of the middle of you two, I also just want to get my mind off of all this other junk.
İkinizin arasına çok girmek istemesem de kafam biraz dağılsa iyi olur.
Maybe I'll stay with Mom, make sure she's okay.
Belki annemle kalırım, iyi olduğuna emin olana kadar.
All right, bud, I want you to stay as still as possible.
Tamam dostum, olabildiğince sabit durmanı istiyorum. - Ke- -
I'll stay in a hotel.
Otelde kalırım.
I could have fought a lot harder to stay in Regan's life, Father.
Regan'ın hayatında kalmak için daha çok uğraşabilirdim peder.
- I chose to stay.
- Beklemeyi tercih ettim.
I can just stay out of it.
Ben de buna karışmadım.
Because I didn't stay behind for you to screw things up.
Çünkü işleri batırasınız diye geride kalmadım ben.
Look, I need you to stay on top of the Nassar investigation.
Nassar soruşturmasını yakından takip etmeni istiyorum.
I am here to tell you in no uncertain terms to stay away from my son.
Buraya sana, açık ve net bir şekilde oğlumdan uzak durmanı söylemeye geldim.
So I need you both to stay on top of it.
O yüzden ikiniz de yakından takip edin.
I want you to stay on top of any fallout, any further investigation into Nassar's murder.
Nassar'ın cinayeti hakkında başka sorular sorulursa diye tetikte ol.
What I'm about to tell you has to stay in this room.
Sana söyleyeceklerim bu odadan çıkmamalı.
I asked Ms. Jordan to stay on as a White House correspondent to keep us honest.
Bayan Jordan'a bizi dürüst tutmak için Beyaz Saray'da kalacağını söylemiştim.
If the Process locked me up here, I'm happy to stay.
Eğer Süreç beni buraya kilitlediyse memnuniyetle kalırım.
- I think I'll stay up a little longer.
- Ben biraz daha kalacağım.
He wanted to stay to take care of me, but I told him he had to go.
Bana bakmak için kalmak istedi ama gitmesi gerektiğini söyledim.
I know, but do you get married, stay with just one person, or is it more liberal?
Biliyorum ama evleniyor musun, bir kişiyle mi oluyorsun yoksa daha mı liberal?
You stay with me. I'm gonna get you out of here, okay?
Benimle kal, seni buradan çıkaracağım tamam mı?
I promise to stay in better touch from now on.
Söz veriyorum bundan sonra sizinle daha iyi iletişim kuracağım.
Just stay calm, I'll get help!
- Sakin ol, yardım getireceğim!
- I just want it to stay that way.
- Kesinlikle.
Stay back, I got a hostage!
- Yaklaşmayın rehinem var.
And I have to stay up wrapping Ralph's gifts.
Ve Ralph'ın hediyelerini paketlemek için ayakta kalmam lazım.
I will stay up with you and help you wrap'em.
Ben de seninle kalayım ve paketlemene yardım edeyim.
I know, Coach, but I'd like to stay.
Biliyorum Koç, ama kalmak istiyorum.
Look, I don't want to stay if you don't want to be here.
Dinle, eğer kalmak istemiyorsan ben de kalmam.
Look, man, I don't know what's going on between you and Mac at the office, but I'd really like to stay out of it.
Bak, dostum, ofiste Mac ile aranızda ne geçti bilmiyorum ama cidden buna karışmak istemiyorum.
Stay away from my family and I'll stay away from yours.
Sen benim ailemden uzak dur, ben de seninkinden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]