English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I truly

I truly translate Turkish

4,295 parallel translation
- Am I truly here?
- Gerçekten burada mıyım?
W... what I want... what I truly want...
İstediğim şey gerçekten istediğim şey...
I truly do.
Gerçekten diyorum.
First time I saw Catherine and David, her children- - that's when I truly fell in love with her.
Çocukları Catherine ve David'i ilk gördüğüm gün aslında ona gerçekten aşık olduğum gündü.
After all, if I truly had the purity of all my convictions, I wouldn't regret so many of the things I've done.
Ne de olsa tüm yargılarımın doğru olduğunu... düşünüyor olsaydım... yaptığım bir çok şey için... pişmanlık duymuyor olurdum.
I truly loved Daniel.
Daniel'ı gerçekten sevdim.
'Cause if I tell him how I truly feel... Hmm. I think he'll want me to end it.
Çünkü ona acı çektiğimi söylersem hamileliği sonlandırmamı isteyebilir.
By the trial, I think I truly believed that Bert Evans was the man I saw that night.
Dava sırasında o gece gördüğüm adamın gerçekten Bert Evans olduğuna inanıyordum.
I'm sorry about what happened to Astrid, I truly am, but I am warning you, the Founder is nobody to be trifled with.
Astrid'e olanlar için üzgünüm, gerçekten. Ama seni uyarıyorum, Kurucu hafife alınacak adam değildir.
My sponsor says that I use sarcasm to avoid my real feelings, that if I truly loved Kelly, I would be happy for her,
Destekçim hislerimden kaçmak için işi alaya aldığımı söylüyor. Kelly'yi gerçekten seviyor olsaydım onun adına mutlu olurdum.
I'm afraid that the battles will never end. I'm afraid there will always be one more mission, one more thing preventing us from being alone together, from truly having our happy ending.
Ya bu savaşlar hiç bitmezse ve hep başka görevler uğruna, tekrar birbirimizden koparsak.
It's just all those days and nights I spent searching for you, that necklace was the only thing that ever made me feel truly connected to you.
O kolye seni bulmaya çalıştığım onca zamandır kendimi sana bağlı hissettiren tek şeydi.
When I remembered you, I saw this world for what it truly is.
Seni hatırladığımda, bu dünyayı tüm gerçekliğiyle gördüm.
When I remembered you, I saw this world for what it truly is.
Sizi hatırladığımda bu âlemin gerçek yüzünü gördüm.
I think that's the "why" well and truly nailed.
Bence "neden" in güzel ve doğru açıklaması böyle.
You truly crushed it, which is why I want you to stay here in this office and be my new Brody.
Gerçekten parçaladın. Ve sırf bu yüzden senin burada kalıp benim yeni Brody'im olman lazım.
If you truly believe that I have only served myself, then I have forever lost your trust.
Gerçekten kendime hizmet edip sizin güveninizi kaybettiyse onları kullanın.
When Mikael is truly gone, do you think then I'll find peace?
Mikael tamamiyle gittiğinde huzur bulabilecek miyim sence?
I'm truly sorry for what my son did to him.
Oğlumun ona yaptıklarından ötürü can-ı gönülden üzgünüm.
I am truly sorry...
Ben gerçekten çok üzgünüm...
You are truly my daughter, and I could not be more proud.
Sen gerçekten de benim kızımsın ve bundan daha çok gurur duyamazdım.
I mean a way to truly, really make things better.
Gerçekten işleri daha iyi yapabilecek birşey kastediyorum.
Now I know that I am truly ready to move on from Emmet.
Artık Emmet'i unutmaya hazır olduğumu biliyorum.
But on behalf of Dirks everywhere, I'm truly sorry.
Daha iyi restoranlarda tabi ki, ama bütün Dirk'ler adına senden çok özür dilerim.
You're the only person I can truly trust. ( whispers ) And I need you now more than ever.
Güvenebileceğim tek insan sensin ve şimdi sana daha çok ihtiyacım var.
You better think again, because I am this close to showing you what I'm truly capable of.
Tekrar düşün derim çünkü nelere kadir olduğumu göstermeme şu kadar kaldı.
Yeah, it's in the balcony, and behind a pillar, and the show's almost over... but, look, I just wanted you to know how truly sorry I am about the fake tickets.
Evet balkonda, direğin arkasında ve konser neredeyse biter ama sahte bilet olayı yüzünden ne kadar üzgün olduğumu bilmenizi isterim.
THE ONLY REASON I AGREED TO OUR ARRANGEMENT TOMORROW IS I THINK... I THINK YOU MAY BE THE ONE TRULY GOOD PERSON I KNOW.
Yarın için anlaşma yapmamın tek sebebi senin belki de tanıdığım en iyi, en içten insan olman.
I'M SORRY ABOUT ALL THIS, TRULY I AM, BUT I CAN'T PUT FRANNY AND ABNER IN THIS KIND OF DANGER.
Bütün olanlar için üzgünüm gerçekten fakat Franny ve Abner'i tehlikeye atamam.
WE--BEN AND I THINK THAT IN ORDER TO KEEP HER TRULY SAFE, IT'S NOT TO HIDE HER- - YOU AT ALL.
Ben ile düşündük ki onu gerçekten güvende tutmak için saklamamalıyız.
"Truly I tell you, if you have faith the size of a mustard seed," "You will say to this mountain,'Move from here to there'." "The mountain will move, and nothing will be impossible for you."
"Doğrusu size derim ki her kim şu dağa'Yerinden kalk, denize atıl'dese dileği yerine gelecektir."
"Truly, I tell you, if you have faith the size of a mustard seed,"
" Doğrusu size derim ki her kim şu dağa...
I would draw the attention of a young woman who is... truly beautiful.
Ben öyle bir kızın dikkatini çekmek istiyorum ki çok güzel, gerçekten güzel bir kız.
I'm truly sorry about what happened before.
Daha önce olanlar için gerçekten özür dilerim.
When I read your book, I was transported, I mean truly, to my adolescence before the cynicism of being an adult.
Kitabını okuduğumda resmen geçmişe gittim. Gerçekten. Gençliğime, yetişkin olma sinizminin öncesine gittim.
That goes without saying. Well, guys, I'm flattered, truly.
Beyler, gururum okşandı, gerçekten.
This was truly an epic fucking night in my life and I will never ever forget...
Efsane bir geceydi ve asla unutmayacağım.
If Blackbeard is truly responsible for all this, then I tell you he is waking.
Kara Sakal gerçekten bunlardan sorumluysa sana uyandığını söyleyeyim.
I am truly sorry.
Çok üzgünüm.
I'm truly sorry.
Gerçekten üzgünüm.
I just truly believe in your administration, and I just really want to make this subway project work.
Sizin yönetiminize inancım tam. Ve yalnızca metro projesinin devam etmesini istiyorum.
And I... truly became another vicious Tiger under Master Lui.
ve ben Usta Lei'nin altında, azılı bir Kaplan haline geldim
I can't truly remember the last time that I felt that emotion.
En son ne zaman böyle hissettim hatirlayamiyorum
I see you for what you truly are!
Gerçekte ne olduğunu görüyorum!
Lemon, I am really, truly happy you've had this awakening, and I don't even mind that, uh, you spent the last hour reading me Enrique's love poems even though I don't speak a lick of Spanish.
Lemon, bu uyanışı yaşadığın için gerçekten çok mutluyum ve İspanyolca bilmememe rağmen bir saattir Enrique'nin şiirlerini okumana da bir şey demiyorum.
But now I know who he truly is, here I am sneaking into the Holy Temple like a common thief.
Ama gerçekten kim olduğunu biliyorum artık bense burda bir hırsız gibi kutsal tapınağa sıvışıyorum.
She was very special to me... and I will truly miss her.
Benim için çok özeldi... ve onu gerçekten özleyeceğim.
If you were truly my friend, you wouldn't ignore anything suspicious about the person I was dating.
Eğer gerçekten arkadaşım olsaydın çıktığım kişi hakkındaki şüpheli olayları görmezden gelmezdin.
Today, I have the pleasure of welcoming the most influential men in the world, all of whom have gathered here at my request, in anticipation of seeing something truly unique.
Bugün, aramızda zevkli bir var dünyanın en etkili erkeği, Hepinizi burada toplamak istedik, gerçekten benzersiz bir şey göreceksiniz.
If you create a country truly for the people... I, too, will uphold you as king
Halkınız için gerçek bir ülke kurarsanız ben de sizi kralım olarak kabul edeceğim.
All I can tell you is that I am truly sorry and I miss my sister.
Diyebileceğim tek şey çok üzgün olduğum ve kardeşimi özlediğimdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]