I trust your judgment translate Turkish
57 parallel translation
I trust your judgment.
Kararına güveniyorum.
I trust your judgment.
Ben senin kararına güveniyorum.
This may be just the gravy talking, but I trust your judgment.
Belki bu biraz et suyu konuşması oldu. Fakat senin kararına güveniyorum.
- I trust your judgment.
- Kararınıza güveniyorum. - Teşekkür ederim.
I don't know if I trust your judgment.
Değerlendirmene güvendiğimi sanmıyorum.
You just pay me whatever you think is fair...'cause I trust your judgment.
Bana hakettiğim kadar öde ; çünkü, adalet anlayışına güveniyorum.
I trust your judgment.
Sağduyuna güveniyorum.
But the fact is, I trust you. I trust your judgment.
Gerçek şu ki, sana güveniyorum, senin kararlarına da güveniyorum.
Well, your mother and I trust your judgment.
Annen ve ben yargına güveniyoruz.
Well, I'm uncomfortable with this, but I trust your judgment.
Bu konuda huzursuzum, fakat kararına güveniyorum.
I trust you. I trust your judgment.
Size güveniyorum.Sizin yargılarınıza güveniyorum.
I trust your judgment.
Fikrine güveniyorum.
I trust your judgment... but Yuncheryung is your aunt.
kararınıza güvenirim... ama Yuncheryung halanız.
I trust your judgment, sir.
Kararlarınıza saygı duyuyorum, komutanım.
And I trust Your judgment.
- Ve yorumuna güvendiğimi.
Not so sure I trust your judgment on sexual matters.
Konu cinsellikse, senin kararlarına güvenebileceğimden emin değilim.
If you think this is the best use of your resources, I trust your judgment.
Kaynaklarını bu şekilde kullanmanın en iyisi olduğunu düşünüyorsan kararına güveniyorum.
I think I trust your judgment, Diane, as you trust mine.
Senin kararına güveniyorum Diane, benimkine güvendiğin gibi.
Darling, I trust your judgment... But if you can just bear with mimi for a week.
Hayatım, senin inisiyatifine güveniyorum ama Mimi'ye bir haftalığına tahammül edebilirsen tabi.
I trust your judgment.
Senin kararlarına güveniyorum.
I trust your judgment.
Senin zevkine güveniyorum.
All right, I trust your judgment.
Senin yargına da güveniyorum.
I trust your judgment.
Kararlarına güveniyorum.
I trust your judgment.
Muhakemenize güveniyorum.
I trust your judgment.
Düşüncelerine güveniyorum.
I trust your judgment.
Senin muhakemene güveniyorum.
And I trust your judgment, if you think this is the right thing to do.
Ve doğru şeyin bu olduğunu düşünüyorsan düşüncene güvenim tam.
You call me here to taste your Coq Au Riesling? I trust your judgment.
Beni buraya Coq Au Riesling'ini tatmam için mi çağırdın?
Speak, and trust my judgment, for though my ribs are sharp and my tongue is parched for wine, I am a man of learning. I can even do your writing for you.
Konuş ya da benim kararıma güven, benim kaburgam keskin olsa ve dilim şarap için kavrulmuş olsa da, öğrenebilen bir adamım, ben bile sizin için seçebilirim.
I'll trust your judgment.
Kararlarına güveniyorum.
It simply means I trust and accept your judgment.
Bu da tam olarak, yargına güveniyorum ve onu kabul ediyorum demek oluyor.
I just trust your judgment.
Fikrine güveniyorum.
I'm supposed to trust your judgment... on my mental stability?
Ne yani akli durumum hakkında... senin yargına mı güveneceğim?
I no longer trust your judgment.
Artık yargılarına güvenmiyorum.
Well, just forgive me if I don't trust your judgment.
Muhakeme gücüne güvenmiyorsam beni affet.
Not that I don't trust your judgment, but could it be possible that goth boy is...?
Karar yargınızı sorgulamıyorum, ama gotik çocuk şey olabilir mi...
No, I trust your judgment.
Hayır, haklı bir sebebin olduğu konusunda sana güvenim tam.
Rafi thought I'd like your work and I trust her judgment.
Rafi, eserlerini beğeneceğimi düşündü onun düşüncelerine güvenirim.
And its not that i don't trust your judgment.
Bu kararlarına güvenmememle ilgili değil.
I thought I could trust your judgment, but apparently I was wrong.
verdiğin söze uyacağını düşündüm, ama yanılmışım.
Now I'm supposed to trust your judgment?
Şimdi kararlarına güvenmem mi gerekiyor?
And I should trust your judgment, given what happened?
Senin değer yargına güveniyordum, ne oldu şimdi?
If that's the type of guy you vouch for, I can't trust your judgment.
Böyle bir adama kefil oluyorken değerlendirmelerine güvenemem.
Well, I mean, it's not that I don't trust your keen sense of judgment, Captain, but why don't we just stop and ask?
Pekala, şey kararlarındaki keskinliğine güvenmiyor değilim, Kaptan fakat neden durup sormuyoruz?
Because I don't trust your judgment.
- Çünkü kararlarına güvenmiyorum.
You are older than I am, and therefore wiser, and I... I trust your holy judgment.
Benden yaşca daha büyüksünüz ve dolayısıyla daha bilgilisiniz, ve ben... ben sizin kutsal yargınıza güvenirim.
And everyone who thinks we should trust the judgment of Lemon Breeland, who, I remind you, recently had relations with Meatball, raise your hands.
Ve Lemon Breeland'ın sözüne güvenmeliyiz diyenler ki hatırlatırım yakın zamanda Köfte ile bir ilişkisi vardı, elini kaldırsın.
I will trust your judgment in this, Denise.
- Bu konuda sana güveniyorum Denise. - Teşekkür ederim efendim.
I trust I can rely upon your good judgment in dismissing the matter of my servant Oswald's Wergild.
Ayrıca hizmetkârım Oswald'ın kefaletini ödememem konusunda doğru kararı vereceğinize dair size güveniyorum.
I'm gonna trust your judgment on that.
Bu konuda senin yargına güveniyorum.
As always, I trust your good judgment.
Her zamanki gibi yargılarına güveniyorum.
i trust you 672
i trust you completely 16
i trust him 106
i trusted you 411
i trusted him 65
i trust 127
i trusted her 22
i trust her 52
i trust you slept well 20
i truly am 65
i trust you completely 16
i trust him 106
i trusted you 411
i trusted him 65
i trust 127
i trusted her 22
i trust her 52
i trust you slept well 20
i truly am 65