If we can't translate Turkish
6,659 parallel translation
BRANDO : Well, I don't know if we can talk about this over the air, I mean...
Canlı yayında bunu konuşabilir miyiz bilmem.
Niklaus, if we cannot trust one another, we can't work together.
Niklaus, eğer birbirimize güvenemezsek birlikte hareket edemeyiz.
But I don't see how we can do that if she is still to believe that her brother is a reformed playboy and failed businessman.
Ama o hâlâ ağabeyinin değişmiş bir çapkın ve başarısız bir iş adamı olduğunu düşünüyorken bunu nasıl yaparız bilmiyorum.
It occurred to me that if we can't see his face because of radiation we need to remove the radiation.
Eğer suratını radyasyon yüzünden göremiyorsak radyasyonu kaldırırız.
Well, if we can't run... - Waller said Shrieve had a vaccine.
Kaçamıyorsak, Waller Shrieve'in virüs için aşı ürettiğini söylemişti.
Even if we're just spinning our wheels with this guy, we can't just not do anything.
Bu adamla vaktimizi harcasak bile hiçbir şey yapmadan oturamayız.
But it did occur to me that if we ever get in a fight, I can't just storm away and go home,
Ama şunu fark ettim şimdi, kavga ettiğimizde sana esip gürledikten sonra eve gidemeyeceğim.
Even if we lure him out, we can't identify him, except the Bluetooth radio that Krumitz pulled from that board had to have paired with something for our target to initiate the crash.
Ona yem atsak bile kimliğini tespit edemeyiz sadece Krumitz'in o karttan çıkardığı bluetooth radyonun hedefimizin elindeki bir cihazla... -... eşleşmesi gerek.
If we can't prove a connection between him and Webster, yeah.
- Onunla Webster arasında bir bağlantı bulamazsak evet.
I couldn't see his face, but if we can find him, we can prove that Watts met with the exterminator.
Yüzünü göremedim ama onu bulursak Watts'ın böcekçiyle görüştüğünü ispatlarız.
He can't deal with what it means if Marcy hasn't improved, what we'll have to do.
Marcy iyi olmazsa... -... yapmak zorunda olduğumuzdan korkuyor.
If we can't help them, what's the point of doing all this?
Onlara yardım edemezsek, tüm bu yaptıklarımızın ne anlamı var?
Yeah, and if we don't plug in, we can't run a diagnostics on it and get an I.P. address for our target.
Baglanmazsak da analiz edemeyiz ve hedefimizin IP adresini alamayiz.
What if...? We... we can't see or hear this thing.
Bu şeyi görüp duyamıyoruz.
- Guys, we're not alone! - I ain't sure if you guys can hear this, but I found the transponder, and it's...
- Beni duyduğunuzdan emin değilim ama vericiyi buldum.
If we can't turn off my Trouble, what do we do?
Sorunumu kapatamıyorsak ne yapacağız?
How are we to get by if I can't sell rum?
- Rom satamazsam nasıl geçiniriz?
So if we can't have boys, it's not our fault.
Yani eğer oğlan doğuramıyorsak suç bizim değil.
If we can get proof that she's abusing her badge, then I can expose it and you get the monkey off your back.
Eğer rozetini kötüye kullandığına dair kanıt elde edebilirsek, ortaya çıkarabildiğim zaman sen de sırtındaki külfetten kurtulursun.
If Mona can find proof, so can we.
- Mona kanıt bulduysa biz de buluruz.
If you choose not to sign the bill, we can't be blamed.
Tasarıyı imzalamamayı seçerseniz, suç bizde olmaz.
And as much as we can use the manpower, I can't afford it if the program gets ended.
Adama ihtiyacım olsa da, program sona ererse, size para veremem.
- If you don't treat us like Indians can see in the dark speak to damselflies and make their life choices based on the shape of their clads we should be fine.
Eğer yerliler gibi karanlıkta görmüyorsan kız böcekleriyle sohbet edip onların kılığında gezmiyorsan sorun olmaz.
You're right, but reclaiming territory is a pipe dream if we can't weather this storm.
Haklısın ama bölgeyi ıslah etmek bu fırtınayı atlatamazsak hayal olacak.
Can't come back this way if we find anything.
Bir şey bulursak bu yoldan dönemeyiz.
How can we learn our lesson if we don't even have time to talk to each other?
Konuşmaya bile vaktimiz yokken dersimizi nasıl almış olabiliriz?
If you can't see that, we're all in trouble!
Belki anlamıyorsun ama hepimizin başı belada!
There's nothing I want more than to find a way back to where we were, but... I don't know if we can. No, we can't.
Eski halimize dönmekten çok istediğim bir şey yok ama dönebilir miyiz bilmiyorum.
What good's saving the world, Harry, if we can't enjoy it?
Tadını çıkaramayacaksak dünyayı kurtarmanın ne anlamı var Harry?
I mailed her invitation. If you want, we can send her another one, - but I don't like what you're implying.
Ona davetiye gönderdim.Eğer bir tane daha göndermek istiyorsan gönder ama ima ettiğin şey hoşuma gitmedi.
You know, we don't have the capital they have so if we could just get them to purchase where we can't purchase then I think our expertise and their capital, we can make something work.
biliyorsun biz bu konu da bir lobiye sahip değiliz, Onlarınsa var. eğer onların satın alma teklifleri kabul edersek ondan sonra biz bir yeri satın alamayız. bence bizim uzmanlığımız ve onları lobisini kullanırsak daha fazla iş yapabiliriz.
Gretel, I know we haven't spent a ton of time together recently, but you can still tell me if there's something wrong. You know that, right?
Gretel, son zamanlarda pek fazla vakit geçirmediğimizi biliyorum ama yanlış birşey varsa, bana söyleyebileceğini biliyorsun değil mi?
Thank you, brother. But if we can't save the Turtles, then all of the humans of New York are doomed.
Ama eğer kaplumbağaları kurtaramazsak, o zaman bütün New York insanları mahkum olacak.
Ma'am, if we can't nail down exactly what happened here, Julio could be facing murder charges.
Hanımefendi, neler olduğunu tam olarak anlayamazsak Julio cinayet suçlamalarıyla yüz yüze gelebilir.
Well, we won't know if you can control Jessica without Jessica.
Jessica olmadan onu kontrol edip edemeyeceğini bilemeyiz.
If you can't find it, we'd better find another way.
Eğer bulamazsan, başka bir yol bulsak iyi olur.
I know you're still married to Ghost, but... if we really want this, can't we make it happen? Maybe.
Hâlâ Ghost'la evli olduğunun farkındayım fakat eğer bunu gerçekten istersek, gerçekleştiremez miyiz?
We can't send her to prison if she's delusional.
Hayal dünyasında yaşayan bir kadını hapishaneye gönderemeyiz.
If we get everybody from Ghost and Tommy's organization to commit first, Lobos can't walk away.
Eğer Ghost ve Tommy'nin organizasyonundan herkes katılırsa, Lobos bize yüz çeviremez.
If we wait any longer, the evidence can get destroyed.
Biraz daha beklersek, kanıt yok edilebilir. - Ne kanıtı?
Uh, Lily... She said they all ended up in different rooms of a house... : And we can't help her if we get killed, John, before we can find her.
Lily hepsinin farklı odalarda uyandığını söyledi ve onu bulmadan öldürülürsek yardımcı olamayız John.
Mm. I was thinking... if we don't have any more appointments today, is it possible that we can see some of the sights here, like Lincoln Memorial or Washington Monument?
Düşünüyordum da bugün başka randevumuz yoksa şehirdeki bazı yerleri görmeye gidebilir miyiz acaba mesela Lincoln Anıtı ya da Washington Anıtı gibi?
How the hell are we supposed to fight back if we can't even organize?
Daha organize bile olamıyorken nasıl karşı koyacağız?
Now, if we can keep him away from DSN or, more importantly, keep him from feeding, them maybe we don't have to kill him,'cause maybe he'll just die off.
Onu DMU'dan uzakta tutmayı başarabilirsek ya da daha önemlisi, onun beslenmesini engellersek,... o zaman onu öldürmek zorunda kalmayız böylece kendi kendine ölebilir.
Because if we can't stay one step ahead of the FBI investigation, he's going to find out who you are anyway.
Çünkü eğer FBI soruşturmasının bir adım önüne geçemiyorsak sizin kim olduğunuzu zaten öğrenecek.
If we can't get back to the tunnel, there's no way to copy the drive? No.
- Tünele dönemezsek, diski kopyalamanın başka bir yolu yok mu?
We don't need to see the Russians inside the Masonic Temple if we can see them going in and out.
Rusların içeri girip çıktıklarını görürsek onları Masonik tapınak da görmemize gerek kalmaz.
We can't give it to him... if we don't have it to give.
Devredecek bir şirketimiz kalmazsa ona devredemeyiz.
If you don't see your son there, then you can leave, and we will not bother you again.
Eğer o sizin oğlunuz değilse, gidebilirsiniz ve tekrar da biz görmezsiniz.
Well, if ever we can't see each other, then that would have to be it.
Birbirimizi bir daha hiç göremezsek mucize olmak zorunda kalır.
And if you can't testify, we need to take a plea.
Ayrıca eğer ifade veremezsen, bir itirafa ihtiyacımız olacak.
if we don't 129
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we work together 41
if we fail 39
if we lose 33
if we wait 32
if we're being honest 21
if we win 64
if we were 21
if we do 72
if we go back 18
if we stay here 41
if we have to 52
if we lose 33
if we wait 32
if we're being honest 21
if we win 64
if we were 21
if we do 72
if we go back 18
if we stay here 41
if we have to 52