In your arms translate Turkish
1,120 parallel translation
When I think of the lucky women who'll find heaven in your arms -
Kollarınızda cenneti bulacak şanslı kadını düşlüyorum!
But I'm not in your arms.
Ama ben senin kollarında değilim.
Watch closely. lt is true that she is deadly as a poisonous serpent, but she is also a beautiful woman and you have held her in your arms, Captain.
Dikkatli seyret. Onun zehirli bir yılan kadar tehlikeli olduğu doğru, ama aynı zamanda güzel bir kadın onu sen de kollarına aldın, Kaptan.
I'll be safe as in your arms.
Kollarınızdaki kadar güvende olacak.
He went to sleep in your arms.
Kollarında uykuya dalmış.
You're surrounded by pretty girls who'd love to be in your arms.
Kendini kollarına atmak için can atan kızlarla etrafın kuşatılmış durumda.
I'm lost when I'm not in your arms.
Kollarında olmadığımda kendimi kaybediyorum.
- I'd be better in your arms.
- Kollarında daha iyi olurdum.
You enjoyed taking me in your arms and kissing me.
Beni kollarına alıp, öpmek hoşuna gitti.
Yes... I was in your arms
Evet senin kollarındaydım.
I feel better now if you hold me in your arms.
Eğer beni kolarının arasına tutarsan daha iyi hissediyorum.
There's still a lot of life in your arms.
Kolların hala hayat dolu.
Take her in your arms.
- Onu kucağına al.
He died in your arms.
Kollarında öldü.
How do you expect me to sleep, when I long to lie in your arms.
Kollarında olmayı arzularken uyumamı nasıl bekleyebilirsin?
Tom, I saw how you carried the old man in your arms.
Tom, ihtiyarı nasıl kucakladığını gördüm.
I saw how you carried the man in your arms.
Adamcağızı nasıl kucağında taşıdığını da.
Come on, take me in your arms.
Hadi, al beni kollarına.
You hold me in your arms, I caress you, you have my legs, my mouth, my breasts.
Bana sarılıyorsun, sana dokunuyorum bacaklarım, ağzım ve göğüslerim senin.
I try to run away but you always catch up with me, and your hands touch me again, you take me in your arms, you kiss me with your mouth.
Kaçmaya çalışıyorum, ama her seferinde beni yakalayıp bana dokunuyor, kollarına alıyor ve o ağzınla öpüyorsun.
I'm lucky in your arms
# Ne kadar şanslıyım ki kollarındayım.
When you have that little one in your arms... and he's squalling and kicking, you'll soon forget about me.
Ufaklığı kollarına aldığında bağırıp tekmelemeye başladığında sana beni unutturacak.
You've got strength in your arms, but you've brains of straw. Stop that.
Kolların güçlü, ama kafan saman dolu.
I'll remain in your arms till my last breath.
Çok mutluyum sonunda senin olabildim.
It is my dearest wish that he dies blissfully in your arms. As you Americans would say :
Kollarında huzur içinde ölmesi benim en büyük arzum olmalıydı.
If you hear me shout in your arms... don't worry, sometimes I go far, far away.
Kollarında bağırdığımı duyarsan... endişelenme, bazen kendimi kaybediyorum.
In your arms, my love.
Kollarında tatlım.
A beautiful woman, you take her in your arms...
Güzel bir kadın, onu kollarına al...
And after all that, you so bitterly insulted your master, whom you have served all your life, whom you used to carry in your arms as a baby...
Ama sen acı bir şekilde efendini aşağılıyorsun ki o hayatın boyunca hizmet ettiğin, bebekken kollarında taşıdığın kişi...
The pains are still there? In your arms and legs?
Bacağınızdaki, kolunuzdaki sancılar hâlâ sürüyor mu?
I want you to take me in your arms and make love to me.
Beni kollarına alıp sevişmeni istiyorum.
In your arms like that, you know, that... It was worth to take a detour. I mean to travel here.
Kollarında, bu şekilde, bütün gece, tam olarak istediğim aslında yorgunluğa değecek, yani yolculuk yorgunluğuna.
Kiss me, now, and hold me in your arms, as only you can.
Öp beni, şimdi. Ben sımsıkı tut kollarında.
Now, according to your information, José Dolores has less than 100 men... few arms, very little ammunition, and no equipment.
Şimdi, bilgilerinize göre, José Dolores'in 100'den az adamı var, az silahı, çok az cephanesi ; teçhizatı hiç yok.
Thick, Herculean arms, a deep, massive chest atomic-powered legs, shoulders a yard wide and right in the privacy of your own home.
Kalın Herkül kolları, muazzam bir göğüs atomik bacaklar, bir metrelik omuzlar. Hepsi de kendi evinizin rahatlığında.
There's only one thing certain right now Missy pretty soon you're gonna be back in the arms of your loved one, and you can bet ol'Spotted Wolf is gonna be just a-itchin'to get his hands on you...
Ama bir şey kesin : Yakında ordusu ile gelecek... ve Benekli Kurt'un ellerinde olacaksınız.
You will roll your eyes... you will move your arms and legs... in short, spastic jerks... and generally writhe around out of control.
Gözlerini yuvarlayacaksın kollarını ve bacaklarını çevireceksin kısa süreli hareketlerle ve kontrol dışı acı içinde kıvranacaksın.
And would you believe it, O my brothers and only friends there was your faithful narrator being held helpless like a babe in arms and suddenly realizing where he was and why "home" on the gate had looked so familiar.
İnanabiliyor musunuz kardeşlerim ve biricik dostlarım sadık anlatıcınız kucakta savunmasız bir bebek gibi tutuluyor ve ansızın nerede olduğunu ve kapıdaki "ev" yazısının neden bu kadar tanıdık geldiğini farkediyordu.
Crush my flesh in your hands and arms.
Vücudumu ellerinle ve kollarınla ez.
Take your revenge in other arms.
İntikamını başka kollarda alırsın.
Why haven't you spent the night in the arms of your beloved?
Neden geceyi sevdiğinin kolları arasında geçirmedin?
And not that day that I picked you up in my arms and I carried you all the way down from the Punch Bowl, so your little feet wouldn't get wet?
Peki ya o minik ayakların ıslanmasın diye seni kucağıma alıp, taa Punch Bowl'dan eve kadar taşıdığım gün de mi?
It can do you some good... to get some exercise, putting your arms up in the air.
Hem de size iyi gelir. Kollarınızı havaya kaldırarak biraz egzersiz yapmış olursunuz.
Do not put a great burden on an old man who can't bear In your childhood, you were in my arms, I cannot see you hurt If you refuse them, they will hurt you
İhtiyar bir adama taşıyabileceğinden fazlasını yükleme... çocukluğun kollarımın arasında geçti incinmeni istemiyorum... eğer karşı gelirsen, kötülük ederler.
I'm interested in produce and only your arms give me that, your labor.
Beni üretim ilgilendiriyor ve bana emeğini verecek kolların..
IN YOUR MOTHER'S ARMS BE SLEEPING.
Annesinin kollarında uyuyor.
And the water's so cold it will numb your arms in minutes.
Ve su öyle soğukki kolların birkaç dakika içinde uyuşturur.
In that case, you can put your arms around me.
Bu durumda kollarını bana dolayabilirsin.
You were captured with arms in your hands!
Ellerinizde silahlarla yakalandınız.
You must retreat or prove your worth in the test of arms under the eyes of God.
Siz geri çekilmelisiniz... ya da Tanrı'nın gözü önünde silahlarınızla gücünüzü kanıtlamalısınız.
( VLADIMIR ) I speak to you as your father's comrade-in-arms.
Seninle babanın silah arkadaşı olarak konuşuyorum.
in your mouth 17
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21