English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's good money

It's good money translate Turkish

304 parallel translation
I'm just going to run away and stay right next to you. So, it's not because I have an immense amount of money or because I'm unbelievably good looking.
Çok zengin ya da yakışıklı olduğumdan değil de hayaletlerden korktuğundan mı?
It's not because of your money... or your good looks. It's because I can see ghosts.
Paran ya da görünüşün için değil hayaletleri gördüğüm için.
Money is a weapon, Mark, a tool to be used for good, if it's used properly.
Para bir silahtır, Mark, yerinde kullanılırsa, hayır için kullanılacak bir araç.
It's a good thing tomorrow he's bringing the money he promised me.
Allahtan yarın bana söz verdiği parayı getirecek.
My money's good, isn't it?
Param da yetiyor, öyle değil mi?
It's good money, even if it is mine.
İyi bir para, benim bile olsa.
It's a good thing we're not playing for money, or I'd have you in bankruptcy.
İyi ki parasına oynamıyoruz. Yoksa sizi iflas ettirmiştim.
It's mighty good to have money coming every week regular.
Her hafta düzenli bir gelirinin olması çok iyi.
For that money, it's a very good purchase.
Bu paraya iyi bir parça bulmuşsun.
We've got to find that money! - l'm no good to you, George. - Uncle Billy, look, do you realize what's going to happen if we don't find it?
Bulamazsak ne olacak farkında mısın?
It seemed a shame For so much good money to go to waste In other people's pockets.
Bu kadar çok iyi paranın başkalarının cebinde heba olması yazıkmış gibi geliyordu.
They tell me it's something good, just like money.
Değerli bir şey olduğunu söylediler, aynı para gibi.
I tell ya he's got it. - Don't throw good money after bad.
Eli var diyorum, paranı boş yere yakma.
Regrettably, Mr. Botibol was not there to enjoy the money, but his wife and her second husband had a very good time with it.
Ne yazık ki, Bay Botibol paranın tadını çıkarmak için orada yoktu, fakat karısı ve ikinci kocası o parayla iyi zaman geçirdi.
I didn't mean financial sacrifice, although it's a good thing to have money.
Maddi fedakarlığı kastetmedim ben, tabii ki paranızın olması iyidir.
She's no good. I was afraid if she found out about the insurance money, she'd try to get a part of it.
Sigorta parasını bir keşfederse ondan pay almak isteyeceğinden korktum.
I just got a good tile, and you've blocked my way It's not your money. You're playing on his behalf
ne güzel bir elim vardı, ama sen gene yazık ettin parasına değil hatrına oynuyoruz
while your man Tokuemon has set himself up as priest of Aizome Temple... in Yotsuya, and is trying to gather the money you lost... in order to get you back in good with Oboshi, so you can be part of the revenge. And then when you some forty men take your own lives after it's done,
Adamınız Tokuemon, Yotsuya'da Aizome tapınağında, bir rahip kılığında... sizin kaybettiğiniz paraları biriktirmeye çalışırken... sırf sizi Oboshi ile denk bir güç haline getirip... intikamın bir parçası olmanız için uğraşıyor ve sonra... siz ve kırk adam, her şeyi halletikten sonra, kendi hayatınıza son vereceksiniz.
- Oh, good. It's money.
- Ne istemediğini sorsan?
If it's money, talk money and good luck.
Eğer, konu paraysa, paradan konuş ve şansını dene.
The money's en route, makin'pretty good time too, but it won't get to you by 3.13.
Para yolda. Zamanlama da fena değil. Ama 3.13'te elinizde olamayacak.
If you ain't got no money, it's still no good.
Eğer paran yoksa sen de yoksun.
Amen! And there's a good place in this world for money! Yes, siree, and I know where it is.
Paranın saklanabileceği iyi bir yer biliyorum :
It's a good thing for the company to slip in a picture that'll lose money- - write it off as good will.
Şirketin para kaybedeceği bir film işine girmesi iyi olur. İyi niyet gösterisi olarak düşünün.
It's good money.
İyi para vardır.
It's good money for that land.
O arazi için iyi para.
even if every man, woman, and child held hands together and prayed for us to win, it just wouldn't matter, because all the really good-Iooking girls would still go out with the guys from Mohawk, 'cause they got all the money!
Çok iyi yarışıp bir hafta on gün için burnumuz kanayacak kadar iyi oyanıp kazansak bile yukarıdaki Yüce Tanrımız çıkıp elini kampımızın üzerine koysa bile her erkek, kadın ve çocuk bir araya gelip kazanmamız için dua etse bile hiç önemli değil çünkü bütün güzel kızlar yine de Mohawk Kampındaki erkeklerle çıkardı çünkü para onlarda!
It's a lot of money, but it's a good investment.
Pahalı ama iyi bir yatırım.
I know it's going to cost a great deal of money and that's good.
Baya yüklü bir paraya mâl olacağını biliyorum, sorun değil.
It's good faith money.
Sana bu kadarını borçluyum.
When I pay good money for a good article that should be an end of it ; but it's where are the geese, who have you sold them to, how much will you take for them?
Bunu sonlandıracak olan iyi bir konuya iyi para öderim ; fakat şu bu kazlar nereden geldi, size bunları kim sattı, bunlar için ne kadar para aldınız konuları?
- It's no good, I've no more money.
- Bana şantaj yapmanın faydası yok, param kalmadı.
Actually, you know, if you fixed up some of the used things you take in you could sell it for more money. It's a good idea.
Biliyor musunuz, aslında kullanılmış eşyaların bazılarını tamir ettirip, onları çok daha yüksek paraya satabilirdiniz.
IT'S A GOOD WAY FOR ME TO MAKE SOME MONEY, YOU KNOW?
Para kazanmanın en iyi yolu bu olmalı.
It's for your own good I'm leaning on you, so just remember money is life.
Bu senin iyiliğin için, o yüzden hatırla "para hayattır".
It's tough for me because I was never good with money.
Benim için zor çünkü parayla aram hiçbir zaman iyi olmadı.
- Well, that's a very nice speech, Barry... - Mm-hmm. but it seems to me you're making pretty good money on that station.
Çok güzel bir konuşmaydı Barry, ama bence sen o radyodan iyi para kazanıyorsun, halktan uzak olduğun için de normal insanların problemlerini anlaman güç olacak.
And she won it after rubbing the belly of her good luck charm... Huh. Tubro, the fat, Panamanian god of money.
Piyangoyu kazanmadan önce, kendisine şans getirsin diye Panama'lı şişman Para Tanrısı Turbo'nun karnını ovalamıştı... Şans getirecek birşeyleri okşamaya ihtiyacım var.
If it keeps you in the Church's good graces. Ain't it peculiar how money seems to do that very thing?
Eğer seni kilisenin güzelliğinde tutacaksa buna ne kadar verdiğin önemli midir?
It's a good thing they like money.
Parayı seviyor olmaları iyi.
It's a good place to trap people in to take their money.
İnsanların elinden paralarını almak için güzel bir tuzak.
It's big for the money. It's not beautiful, but they keep it up pretty good.
Bu para için büyük bir yer.
Well it's good to know there's money somewhere in your family.
Peki, Ailende bir yerlerde para olduğunu bilmek çok iyi birşey.
It's good money, isn't it?
Parası iyi, değil mi?
It's good money.
Parası iyi.
Your dad's paying good money for it.
Baban onun için çok para ödedi.
There's good money involved and it's something easy for you.
Geceleyin evde hep yalnız olur. Annesi orospunun teki.
It's good money, bro.
O işte iyi para var, kardeş.
- Your money's no good here. Put it away.
Beni aşağılamayın, sizin paranız burada geçmez, lütfen kaldırın onu.
The money's good and it's honourable.
Parası iyi ve şerefli bir iş. Ne dersin?
It's not a very good way to make money.
Para kazanmak için pek iyi bir yol değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]