It already is translate Turkish
1,955 parallel translation
If we get caught in a lie now, this is going to turn into a bigger mess than it already is, all right?
Eğer şimdi bir yalan söyleyip yakalanırsak bu olduğundan daha büyük bir sıkıntıya yol açar, tamam mı?
Tell him to sit tight. I don't want this situation any worse than it already is.
Bu durumun olduğundan daha kötüye gitmesini istemiyorum.
It already is.
- Zaten öyle. Sıradaki gelsin!
Our best chance is if the press gets tired of this and nobody makes this story any bigger than it already is.
En iyi yol, onu görmezlikten gelmek olacak. Eğer basın, bu konudan sıkılırsa, hiç kimse, bu konuyu olduğundan daha fazla büyütmeyecektir.
We don't want this turning into even more of a media frenzy than it already is.
Bu işin şimdi olduğundan daha büyük bir medya cinnetine dönüşmesini istemiyorum.
Mr. Funk, I was just curious... you know, just because your life is already pretty far down one road doesn't mean you can't take it forward.
Bay Funk, sırf merakımdan soruyorum... Hayatınızın yokuş aşağı dibe batıyor olması tekrar yükselemeyeceğiniz anlamına gelmiyor.
It is the same the Court has already, but with small, crucial differences.
Mahkemedekiyle aynı dosya, ama bazı küçük ve önemli farkları var.
- This is working. It's working already.
- Şimdiden işe yarıyor.
It's unnecessary for him to torture himself further by travelling faraway just to make himself a better man than he already is.
Sırf kendini olduğundan daha iyi bir erkek gibi hissetmek için uzaklara yolculuğa çıkıp kendisine eziyet etmesine hiç gerek yoktu.
Having Tully here is putting her under a lot of strain already, you can see it.
Tully'in burada olmasının onun canını sıktığını sen de görebilirsin.
This is why we should've already done it.
İşte bu yüzden çoktan yapmış olmalıydık.
It is enough already.
Şimdiden yeterli.
- Aren't I the vice-boss? - Look, everything is already messed up as it is.
Zaten her şey birbirine karıştı Recep yaa.
I've already said, it is dangerous.
Daha önce söylediğim gibi, tehlikeli.
- Is it already Tuesday?
- Salı mı?
Oh, you already know who it is.
Kim olduğunu biliyorsun.
Although it will be months before the salmon enter the rivers below these frozen peaks, one species that has spent the winter sleeping up here is already anticipating their return.
Somon balıklarının donmuş dorukların altındaki nehirlere gelmelerine daha aylar varken bile tüm kışı burada uyuyarak geçiren bir tür somonları dört gözle bekliyor.
It won't rain for eight months, and so life, already hard, is about to get even harder.
Sekiz ay boyunca yağmur yağmayacak, ve zaten zor olan yaşam giderek daha da zorlaşacak.
Oh, my God. Is it morning already?
Tanrım, sabah oldu mu?
Have already written, telling him I found the Emperor very sympathetic to my mission. But fear it is not so.
"Daha önce ona yazdıklarımda İmparatorun görevime sempatiyle baktığını söylemiştim ama korkarım öyle değil."
We're already upside down as it is.
Zaten yeteri kadar altüst olmuş durumdayız.
I've heard so much about you, it is almost as if we had already met.
Hakkınızda o kadar çok şey duydum ki sanki çoktan tanışmışız gibi hissediyorum.
If you're just finding out how fearsome a Saiyan is, it's already too late.
Bir Saiyajin'in dehşet gücünün farkına varman için artık çok geç!
Look, if it were easy, highway jane would be home already.
Bakın, eğer bu iş kolay olsaydı Otoyoldaki Jane zaten evinde olurdu.
His mother is still begging for him to climb down, to forget whatever problem he has for them to talk but it seems like Erwin is already determined to jump
Hala aşağı inmesi ve sözünü ettikleri problem her neyse unutması için yalvarıyor. Fakat Erwin atlamakta kararlı görünüyor.
If it were anyone else, this would already be over, but since it is Lieutenant Bai, your confidant I think it best if you prove your innocence first,
Başkası olsa bu iş çoktan bitmişti. Ama o kişi, sizin dostunuz Teğmen Bai olunca öncelikle sizin masum olduğunuzu ispatlamanız en doğrusu olur.
If 1 computer is for Rs. 25000 / - and 24 PCs quarterly, means 24 computers in three months, monthly, You have 8 PCs to sell and it's already the 20th of this month.
- Eğer bir bilgisayar 25.000 Rs ise,... ve 3 aylığa 24 bilgisayar, yani 24 bilgisayar 3 ayda, aylık... 8 Bilgisayar satmalısın ve biz zaten ayın 20'sindeyiz.
But I don't know what to tell you to do about it if you're already convinced that doing anything is useless.
Sen yapacak hiçbir şey olmadığına inanırken sana söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Yes, it is already garrison'd.
Savaşır, askerleri gelmiş bile.
Look, I don't know what your trip is, bro, but they already caught the guys that started it.
Bak kardeş, ne diyorsun anlamıyorum ama yangını başlatanları yakaladılar bile.
It is already morning and the solar eclipse is about to begin.
Zaten sabah oldu ve güneş tutulması başlamak üzeredir.
It is business. looks like despereaux already made his first strike.
İş için. Despereaux ilk hamlesini yapmış.
Because there are already too many supernatural freaks in my life as it is.
Zira hayatimda fazlasiyla dogaüstü yaratik var.
It is a legal strategy which already has?
Hayır, sadece hukiki bir taktik, ve daha önceden işe yaradı.
If it's not too late already.
İş işten geçmediyse tabii.
We're losing booster support, game attendance is down, and from the looks of it we've already lost this season.
Seyirci desteğini kaybediyoruz, maçlara kimse gelmiyor ve görünüşe göre, bu sezonu kaybettik bile.
I can just roll with E. It looks like his dance card is already filled, bro.
Görünüşe göre zaten kapılmış o, kardeşim.
It is entirely possiblethat you have already hit rock bottom.
Çoktan en dibe vurmuş olman epey muhtemel.
It is a future that has already happened.
Zaten gerçekleşmiş bir gelecek bu.
With 6 teams having already made it, the battle for the last spot is raging here at Yellow Line.
Altı takımın çoktan varmış olduğu Sarı Hat üzerinde gelecek yarıştan yer kapmak için amansız bir mücadele yaşanmakta.
There's no radiation. Which means the organism is here, but it's already projected the shadow elsewhere.
Radyasyon yok, bu demek oluyor ki organizma burada ama gölge şu an başka bir yerde aks oluyor.
it's already done, okay?
Bu iş halloldu!
Is it noon already?
Öğlen mi oldu?
Well, we already know where it is.
Nerede olduğunu biliyoruz.
It is 8 years already. I never meant to hurt you. ... never...
Arkadaşlık ettiğimiz 8 yıl boyunca seni asla kırmak istemedim asla...
Meredith and Derek got married on a Post-it Note, and George O'Malley is dead, but you knew that already.
Meredith ve Derek post-it üzerinde evlendiler ve bildiğin gibi George O'Malley öldü.
I have heard so much about you, it is almost as if we had already met.
Sizin hakkınızda o kadar şey işittim ki sizi çoktandır tanıyor gibiyim.
Is it two o'clock already?
Saat iki oldu mu?
- Is it morning already?
- Anlamadım...
Oh, my, is it yearbook time already?
Vay be, çoktan yıllık vakti geldi mi?
- and my publisher is already promoting it.
Yayıncımda tanıtım yapmaya başladı bile.
it already has 40
is it 9219
israel 117
islam 16
is something wrong 1059
is here 159
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
is it 9219
israel 117
islam 16
is something wrong 1059
is here 159
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44