English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It always is

It always is translate Turkish

3,719 parallel translation
It always is, isn't it?
Her zaman yüksekte değil midir zaten?
You really lack something, is it always like that?
Bunlar bizimkiler mi?
You're always looking over your shoulder, wondering what life should be instead of taking it for what it is.
Hep arkana bakıp, hayatının şu an olduğu yerine nasıl olabileceğini düşünüyorsun.
Yeah, it could be synchronicity, although I suppose the thing about synchronicity is, it does always sound a bit far-fetched and implausible.
Evet, eşzamanlılık olmalı, eşzamanlılık hakkında eş zamanlılık her zaman abartılı ve mantıksız gelmiştir.
I've lived here all my life as well, and there is, you just don't know about it because it doesn't always run on time.
Ben de tüm hayatım boyunca burada yaşadım ve öyle, sen bilmiyorsun çünkü her zaman saatinde kalkmıyor.
But whether your family is happy or unhappy, it's always best to stick together because some ties are simply unbreakable.
Ama aileniz mutlu olsada olmasa da, her zaman birlikte kalmak en iyisidir çünkü bazı bağlar asla koparılamaz.
How is it that you always do so well but choke at the most crucial moments?
Neden iyi gidiyorken en önemli noktada takılıyorsun?
But there is no "we", it's always you, it's always been just about you.
Ussing'in bu işten kurtulmasına izin veremeyiz. "Biz" diye bir şey yok, hep sen vardı.
It's always been business between us.
Her zaman aramızda iş vardı.
But then again, you've always been slow when it comes to providing answers.
Tabii, iş cevap vermeye geldi mi sen her zaman yavaştın.
Kids, it's no secret your Uncle Barney is a bit of a dog, and even though he loved me, I think he always wanted a wingman who was a bit of a dog, too.
Çocuklar, Barney amcanızın biraz köpek gibi olduğunu herkes bilir. Beni çok sevse de, her zaman köpek gibi bir eküri istediğini düşünmüşümdür.
You've sworn that our friendship is beyond repair in the past, but we've always gotten through it.
Önceden arkadaşlığımızın telafi etmenin ötesinde olduğuna yemin etmiştin ama biz her zaman bir yolunu bulduk.
Ah, never mind. Maybe it's because I'm always around you, but your appearance is okay.
Ah, boş ver.Belki hep yanında olduğum içindir ama görünüşün fena değil.
You know how it is, always putting medicine first.
Önceliklerinde en üstte hep tıp vardır.
# As the master of his fate... # My favourite song on the album is The Golden Boy, cos I always think of it as the song that has everything.
Albümdeki favori parçam Golden Boy.
And the reason that I had done that is because Freddie had always made it very plain that he was not precious about what he produced.
bunu yapmamın sebebi, Freddie her zaman değerli olanın ürettiği şey olmadığını açıkça söylerdi.
But why is it wrong to insist on one place where parents don't always have to be on the defensive?
Ebeveynlerine her zaman koruyucu olmak zorunda olmadıkları tek bir yerde ısrarcı olmak neden yanlış? - Sakın.
Ah! This job was always half power and half tricks. That is how you do it.
Bu iş yarı yetenek yarı hile gerektirir.
Why is it always a gross one?
Neden hep büyük bir tane olmak zorunda?
Why is it always the screaming with you?
Sürekli çığlık atmak zorunda mısın acaba?
Oleg is always looking for an excuse to put it somewhere.
Oleg'in her şeyi cinselliğe çekmek için her zaman bir bahanesi vardır.
The middle one is always weird, and it's the one your grandma always finds.
Ortada olan her zaman acayiptir, ve büyükannem onu daima bulur.
It is always work, work, work with you, Zalanski.
Aklın fikrin hep iş, iş, iş, Zalanski.
Why is it, Angelo, when you say "trust me," I always want to check my wallet?
Angelo neden sen "Bana güven." dediğinde cüzdanımı yerinde mi diye yoklamak isterim hep?
It is, but you've always been an actress.
Öyle, ama hep bir aktris oldun.
This is everything you always wanted to know about your biological parents, and it's encoded in case you're thinking of the smash and grab.
Biyolojik ailen hakkında hep bilmek istediğin şeyler burada ve olurda alıp çözmeyi düşünme ihtimaline karşı şifreli.
Why is it that whenever you can't sleep you always manage to come across these channels that you never knew existed?
İnsan uyuyamadığı zamanlar neden eline kumandayı alır ve orada olduğunu bile bilmediği kanalları dolaşır?
"When Arcturus rises, it is nearly always accompanied " by a terrible hailstorm. "
Arcturus yükseldiğinde, neredeyse her zaman korkunç bir fırtınanın eşiğinden döner.
It's good to have you with us - three is always better than two, isn't that right, Merlin?
Bizimle olman iyi oldu - üç her daim ikiden daha iyidir değil mi Merlin?
By the way, it is always counterclockwise, or do I get to choose?
Bu arada, hep saat yönünün tersine mi oluyor yoksa ben mi seçiyorum?
Why is it always violence with you?
Neden hep senin içinde şiddet var?
It's not always about speed.
Bu iş hızla alakalı değil çünkü.
This job, it's always been like that.
Bizim iş böyledir.
I think The Doctor's always been very careful and very mindful of his responsibility and duty, when it comes to things like fixed points in time and things that are timelocked, things that you can't mess with.
Bence Doktor, iş sabit noktalara, zaman kilitlerine,... uğraşılmaması gereken şeylere geldiğinde, dikkatli ve sorumluluklarını ve görevini çok iyi bilen biri oldu.
- It was just like immediately you knew that you're going to be dealing with the emotional side which is, again, what the Peter Parker / Spider-Man saga was always meant to be.
- Sanki duygusal yanıyla muhattap olacağınızı hemen anlıyordunuz. Peter Parker / Örümcek Adam destanının anlamı da hep buydu zaten.
My mother always said... if you want to do a job... do it right.
Annem hep şöyle derdi : "Bir iş yapacaksan doğru düzgün yap."
He said to me : the mystery of pain... that it is always in one place can feel.
Bana, Eddie, acının sırrı onu sadece tek bir yerde hissedebilmendir, dedi.
That was it, always nice to do business with you.
Bu kadar, sizlerle iş yapmak güzeldi çocuklar.
No matter haw powerful evil is -.. Good will always triumph over It.
Kötülüğün gücü ne olursa olsun zafer hep iyiliğin olacaktır.
I always thought it is a cold light.
Bence soğuk bir ışık.
Why is it always blue?
Neden her zaman mavidir?
Why is it that the anger management types always go into law enforcement?
Neden öfke kontrol sorunları olanlar hep polis olur?
It is said, that once united... even if separated by an ocean or an age... they will always reunite.
Söylenen o ki, bir kez birleşmiş olanlar okyanus ya da zaman tarafından ayrılmış olsalar dahi her zaman yeniden birleşeceklerdir.
Is it always this hot?
Hep bu kadar sıcak mı burası?
Well, hindsight's always twenty twenty, isn't it?
İş işten geçtikten sonra ne anlamı kalır bunun değil mi?
Why is it, right, people always scream before they die?
Ölmeden önce neden, doğru, insanlar her zaman çığlık mı?
It's like college teams are always better than the pro teams, that's all there is too it.
Hepsi genç yetenek. Kolej takımları, profesyonellerden daima iyidir.
It is always true.
Hep gerçeği söyledim sana
- Is it always like that?
Bu hep böyle midir?
Is it always a seven?
Her zaman bir yedili midir?
Well, it is not always of my own making, but...
- Aslında her zaman kendimin yaptığı bir şey değil ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]