It goes translate Turkish
13,322 parallel translation
It goes electric wavy when I turn it on And if you want it inside your soul Just open up your heart let music take control
Açtığımda, elektrik gibi dalgalanıyor ve ruhunda bunu istiyorsan sadece kalbini aç ve müziğin kontrolü ele almasına izin ver
It goes at the very front.
En başta olacak.
Five G's if it goes anywhere.
İşe yarar bir şey çıkarsa 5 bini kaparsın.
Your vision starts right here and it goes right here... right here's the fuckin'kitchen, see?
Senin vizyonun burdan buraya kadar Aha burası mutfak
Here it goes.
Haydi bakalım.
General, it goes all the way through.
General, yolun sonuna kadar gidiyor.
It goes out almost every day.
Neredeyse her gün elektrikler kesiliyor.
And then we can go to Masarov and stop this before it goes any further.
Ve sonra Masarov'a gider ve bu şey daha ileri gitmeden durdururuz.
That's how it goes, I guess.
O polis şefi.. Sanırım bu yüzden.
From what I recall, it goes something like this...
Hatırladığım kadarıyla şöyle başlıyordu :
It goes to the boys.
- Çocuklara vereceğim.
I think that will stop it, before it goes any further.
Sanırım daha ileri gitmeden bu onu durdurabilir.
There it goes.
- Evet, oluyor.
Good night. Yeah, there it goes.
- İyi geceler.
♪ It's just the way it goes X
♪ Sadece gidiş yolunda ♪
I'll tell you how it goes.
Nasıl geçtiğini sana anlatırım.
Because it goes up her butt, that's why.
Çünkü poposuna sokman gerekiyor, bu yüzden.
Listen to how it goes up.
Bakın nasıl ilerliyor..
There it goes.
İşte gidiyor.
All right, here it goes.
Tamam. İşte geliyor.
Oh, boy, here it goes.
Oh, çocuğum, gidiyor işte.
It goes to the city cistern.
Şehir sarnıcına gidiyor.
It goes... # I'm gonna roll you over And rock you stupid
Şöyle... Evirip çevireceğim seni Aptal edeceğim seni
Here it goes.
İşte gidiyor.
It goes right to the top.
En tepeye kadar gidiyor.
Yeah, Jacky. This is where it goes down.
Her şey burada.
- Man, I know where it goes.
Adamım, işin sonu nereye gider bilmiyorum.
It goes like this.
- Böyle yapacaksın.
It goes like this. "Hey, Laura, can I come to your birthday?"
Böyle yapacaksın : "Laura, doğum günü partine gelebilir miyim?"
Uncle Frank goes in the water to free it, gets shot, and the girls have to finish the job under fire.
Frank amca suya girip onu serbest bırakıyor, vuruluyor, Ve kızlar işi ateş altında bitirmek zorunda.
I have to say, as far as the home front goes, we can't let it look as if she'd rather have had the American.
Söylemek zorundayım ki ev cephesi giderse, Amerikalıyı tercih etmiş gibi görünmesine izin veremeyiz.
Oh! If something goes a little wrong Well, you can go ahead and bring it on
Eğer bir şeyler yolunda gitmezse... devam edebilirsin ve elinden geleni yaparsın
If something goes a little wrong well, you can go ahead and bring it on
Eğer bir şeyler yolunda gitmezse, devam edebilirsin ve elinden geleni yaparsın
But she " vs a great beauty, yes, which goes a long way in this world, but look in the eyes and you will see it.
Ama muazzam bir güzelliği vardır. Ki bu dünyada çok işe yarar.
It's my experience that all religions are some version of your, uh,'what goes around comes around.'
İnanışımıza göre tüm dinler sizin "Ne ekersen onu biçersin." sözünün bir uyarlaması.
So, if your buddy shows up and everything goes exactly the way you tell me it will,
Arkadaşın ortaya çıkıp her şeyin devam etmesi durumunda Tam olarak bana söyleyeceğin şekilde olacak,
IMPROVED by j7wild by re-watching it 3 times Original credit goes to CrazyIvan 01 / 19 / 2017
~ DiVXPlanet Aktivite Çevirisi ~
So, you're telling me this guy risks his life doing forensic accounting for some of the scariest people on the planet, collects his fee, goes through all the trouble of laundering it, and then gives almost all of it away?
Yani bu herif hayatı pahasına dünyanın en korkunç insanları için adli muhasebecilik yapıyor parasını alıyor, aklamak için onca zahmete katlanıyor sonra da neredeyse hepsini hibe mi ediyor yani?
And it starts today and goes all night!
Ve bugün başlıyor \ Ve bütün gece gidiyor!
Here it goes.
Çünkü ben söz geçirilemeyen bir ergenim ve madem öyleyim, artık Vicky'ye bakmak ev işleri ya da yemek yapmak umurumda bile değil.
It rings once, then just goes silent.
Bir kez çalıyor ve sonra ses gelmiyor.
By Friday it all goes to my boys.
Cuma gününden sonra hepsi oğlanlarımın olacak.
I drop it here, the antivirus goes nowhere, and your hopeless dreams will die sooner rather than later.
Buraya bırakırsam, antivirüs hiçbir yere yayılmaz, umutsuz hayallerin de, beraberinde ölür.
And if you are to go out there to those woods, where no one ever goes, then you might find it.
Olur da kimsenin hiç gitmediği o ormana giderseniz o zaman siz de onu bulabilirsiniz.
Some dogs you just look at em'and it goes :
Bazı köpeklere baktığın zaman sana :
There it goes!
İşte çalıştı.
No one goes in my room. It's fine.
Benim odama kimse girmez, merak etme.
It starts here, Manteca, where we are, goes across the entire country, all the way across to Eleanor Roosevelt, okay?
Burada başlıyor. Manteca, bulunduğumuz yer. Tüm ülkeyi geçiyorlar.
- What if he goes on doing it and no more cards are turned in?
Ya bunu yapmaya devam ederse ya kartlar gelmeye devam ederse?
The separation still. She goes on about it.
Hala ayrılığa üzülüyor.
It's not a lot right now, but, you know, see how this tour goes.
Henüz matah bir şey değil, bakalım turne nasıl geçecek.