It goes like this translate Turkish
343 parallel translation
It goes like this :
Ve şu şekilde :
The rest of it goes like this :
Gerisi şöyle :
Well, it goes like this now.
Şimdi artık şöyle :
Usually it goes like this.
Genellikle böyle olur.
There's a motto on the wall of my office. It goes like this :
Ofisimin duvarında bir özdeyiş var.
- Would you wanna play...? I don't know what you'd call it, but it goes like this :
Adına ne diyorsunuz bilmiyorum, ama şöyle devam ediyor :
It goes like this :
Şöyle diyor :
It goes like this.
İşte şöyle başlıyoruz
It goes like this :
Şöyle :
It goes like this... ( ♪ Whistles "Ode To Joy" )
lt goes like this... ( Whistles "Ode To Joy" )
It goes like this : "Thirty days hath September... " October, June, and February.
Şöyle : "30 gündür Eylül, Ekim, Haziran ve Şubat."
It goes like this...
Şöyle bir şey...
You see, Mrs Williams, it goes like this - the keys weren't in the car or on your husband's body.
Ben hala anlamış değilim. Bayan Williams, anahtarlar arabada değildi. Kocanızın üstünden de çıkmadı.
It goes like this.
İşte böyle oluyor.
It goes like this :
Devamı şöyle :
It goes like this, I'm paraphrasing :
Espri şöyle :
Oh, Dem Golden Slippers. It goes like this. They played at the Starlight Bar on Hester Street.
Oh them golden slippers Sanırım şöyle
So it goes like this.
O da böyle işte.
This is a ritual dance, a rite, and it goes like this
Törensel bir dans, bir adet, ve böyle devam ediyor.
IT GOES LIKE THIS :
Bak böyle söyleyeceksin.
Let's see, it goes like this, and this part is like this, and... Huh?
Burası böyle olacak, şu kısım da şöyle ve...
It goes like this :
Şöyle diyor.
It goes like this :
Böyle başlıyor :
But here's a little cheer, a lot of people like it, it goes like this, rat shit, bat shit, dirty old twat.
Bir tezahürat var bir çok kişi seviyor bunu şu şekilde : Sıçan boku, yarasa boku pis kart kuku.
It goes like this :
Bak ne yapacağız?
I was going to surprise you with it at dinner, but it's short. lt goes like this :
Yemekte sürpriz yapacaktım, ama kısa bir şey zaten. Şöyle...
It goes something like this :
Onun sesi şöyledir :
I was thinking that if this deal goes through the way it ought to... I'd like to take a trip around the world.
Düşünüyordum da, eğer işler istediğim gibi giderse, dünya turuna çıkmak istiyorum.
It goes something like this.
Sanırım şöyle birşeydi.
It goes something like this.
Şöyle bir şey.
It's just like Indianapolis, except this goes up and down.
Aynı Indianapolis gibi, ama bu partiler pek sık olmaz.
As far as I can remember, sir, it goes something like this.
Şöyleydi galiba :
If it goes on like this, it's gonna be exactly the same every week.
Eğer böyle giderse, her hafta tamamen aynısı olacak.
- So it goes something like this.
- İşte böyle.
If it goes on like this, there'll be no school for a few days.
Eğer böyle yağarsa, birkaç gün okul olmaz.
My story is also quite short. It goes something like this.
Hikâyem şu şekilde başlıyor :
You're turning me into a skeleton If it goes on like this...
Eğer böyle giderse bir deri bir kemik kalacağım.
Well, whatever it does, I'm sure you'll agree that if it goes on like this, it's gonna cause chaos.
Her ne yapıyorsa eminim sen de böyle devam ederse kargaşa yaratacağını biliyorsun.
If it goes on like this, things will get even worse
Böyle giderse, olaylar sarpa sarabilir!
I dont know what will become of me if it goes on like this.
Böyle devam ederse, bana neler olur bilmiyorum.
It goes something like this.
Böyle devam ediyor.
It looks like this one goes to Grand Island... and this one cuts up to the highway.
Bu yol Grand Island'a gidiyor diğeri de otobanla kesişiyor gibi görünüyor.
It's about kids that come to New York to marry and has a wonderful opening number that goes like this...
Evlenmek için New York'a gelen gençler üstüne. Açılış parçası şöyle :
It's about kids that come to New York to marry and it opens with a number that goes like this...
Evlenmek için New York'a gelen gençler üstüne. Açılış parçası da şöyle :
And it goes something like this.
Ve şöyle bir şey...
It always goes to twelve like this when the power goes off. - What time did you say it was?
Böyle elektrik gelince saat hep 12'yi gösteriyor.
If it goes on like this, she will take you away for good.
İşte görüyorsun. Böyle sürerse, tamamen alıp götürecek seni.
You can not imagine what disasters will be fall upon us if it goes on like this by herself.
- Böyle giderse, başımıza gelecek felaketleri düşünemiyorsunuz galiba. - Yo, zaten çocuk bu hale kendi kendine gelmedi.
It's never pleasant when something like this comes to an end... but life goes on.
Böyle bir kapanma olayı insanı üzüyor ama hayat da devam ediyor.
This buddy of mine keeps begging me to sing, and it looks like I ain't gonna get out of it this time, so here it goes.
Arkadaşlardan biri her seferinde ille şarkı söyle diye tutturur... anlaşılan bu sefer paçayı kurtaramayacağım, hadi bakalım.
It goes something like this, what, they have bigger dicks?
İşler şu şekilde yürür "Ne, daha büyük sikleri mi var?"
it goes on 26
it goes both ways 16
it goes without saying 54
it goes 112
it goes away 25
like this 2040
like this one 135
like this guy 19
it got me thinking 26
it got 16
it goes both ways 16
it goes without saying 54
it goes 112
it goes away 25
like this 2040
like this one 135
like this guy 19
it got me thinking 26
it got 16