It isn't safe translate Turkish
194 parallel translation
Honey Girl, it isn't safe to be sitting in a rocking chair, when there are certain persons present.
Bal Kız, bazı şahıslar etrafta dolaşırken sallanan sandalyede oturmak pek güvenli değil.
I intend to, but it isn't safe to send you back by rail.
Düşündüm, fakat sizi trenle göndermek güvenli olmazdı.
- It isn't safe.
- Güvenli değil. - Neden?
Inspector, you mean it isn't safe for us to leave?
Müfettiş, yani ayrılmamız güvenli değil mi?
But it isn't twice as safe. It's 10 times twice as dangerous.
Ama değil, iki kattan on kat daha tehlikeli.
They can't go to Bugandi if it isn't safe.
Eğer güvenli değilse, Bugandi'ye gidemezler.
It isn't safe here.
Burada güvende değiliz.
This little bunny is about to inform the whole world that it isn't safe for any witness to walk the streets of this city.
Bu küçük tavşancık tüm dünyaya bir tanık için bu kentin sokaklarında yürümenin güvenli olmadığını bildirmek üzere.
I'm sorry, Anne, it isn't safe.
Üzgünüm, Anne. Güvenli değil.
Just tell me, how come it isn't safe to walk in the park at night in a big city like this?
Böyle büyük bir şehirde geceleyin parkta yürümek nasıl güvenli olmuyor anlatsana?
It isn't safe to release this hurricane!
Bu kasırgayı bırakmak tehlikeli!
It isn't safe for you.
Burası senin için güvenli değil.
- It's safe here, isn't it?
- Burada hiç bir tehlike yok, değil mi?
When you beat somebody up, that's a good way to play safe, isn't it? Tie his hands behind his back.
Birini döverken, güvende olmanın yolları vardır mesela ellerini arkadan bağlamak gibi.
Then isn't it safe to assume that they would open the bag to see if the money was there?
Yani şöyle diyebilir miyiz? Parayı görmek için çantayı açtılar.
...... Dresden's never been bombed because it isn't a military target,... so we'll be safe there.
"Dresden askeri bir hedef olmadığı için bugüne değin hiç bombalanmamış." "Bu nedenle orada güvende olacağız."
It's better than a safe here, isn't it?
Orası buradan daha güvenli, değil mi?
It isn't safe.
Güvenli değil.
It isn't even safe to study.
Bunu denemek bile güvenli değil.
I think it's safe to assume it isn't a zombie.
Zombi olmadığı varsayımı güçlü sanırım.
Isn't it just possible that you don't get to be a Starfleet captain without knowing whether it's safe to beam down or not?
Acaba ışınlanmanın güvenli olup olmadığını bilmeden... bir Yıldız Filosu kaptanı olmak mümkün müdür acaba?
The Council say it isn't safe...
Otur lütfen. Belediye güvenli olmadığını söylüyor.
At our age, it simply isn't safe to walk in the streets, especially, after dark.
Bizim yaşımızda sokaklarda dolaşmak güvenli değil, özellikle de karanlık olunca.
It really is safe, isn't it!
Yani kesinlikle güvenli, öyle mi! ?
ALICE, IT ISN'T SAFE.
Alice bu güvenli değil.
No, it's not a waste of time, but reading is safe, isn't it?
Hayır, zaman kaybı değil, ama okumak güvenlidir, değil mi?
- We have to leave. It isn't safe.
- Gitmeliyiz, güvende değiliz.
It is in a safe place, isn't it?
Güvenli bir yerde, değil mi?
It appears to be, isn't that all, that's the knowledge we've gained from the brutal deaths of Jonathan and Bevery Ann Simms... if we thought Shelby was a safe sleepy town, sheltered from the violence of the outside world... we were deceived.
Görünen şey hiç de öyle değil. Jonathan ve Beverly Ann Simms'in vahşice öldürülmelerinden bunu öğrendik. Shelby'nin güvenli, sakin ve dış dünyanın vahşetinden uzak bir kasaba olduğunu düşünüyorsak da yanılmışız.
It isn't safe.
- Bu güvenli değil.
It isn't safe around here with Phillip and the others.
Buraların artık senin için güvenli olmadığını biliyorsun. Phillip ve diğerleri dolanıp duruyor.
It's perfectly safe, isn't it, Teb?
Tamamen güvenli, değil mi, Teb?
- l guess it's safe to assume friendship isn't above sex in your priorities.
Yani önceliklerinizde, dostluk seksten üstün değilmiş.
It isn't safe for you out here, towel.
Dışarısı senin için güvenli değil, havlu.
It isn't safe.
Kendini durdurman gerekiyor.
Generally it's safe, isn't it?
Genellikle güvenli, öyle değil mi?
And now it isn't safe for you or the kid, either. Why?
- ve şu an sen ve çocuk için de güvenli değil
They know it isn't safe.
Güvenli olmadığını biliyorlar.
- It isn't safe.
- Güvenli değil.
So it's very safe in the darkness, isn't it?
Yani karanlıkta olmak çok güvenli, değil mi?
Clark, love isn't about playing it safe, it's about risks.
Clark, aşk dikkatli davranmak değildir, risk almaktır.
It isn't safe here.
Burası güvenli değil.
- No, I'm careful. If the plane isn't safe, I refuse it.
Uçak güvenli değilse, uçmam.
- It's safe, isn't it?
- Güvenli, değil mi?
- Why isn't it safe?
Niçin güvenli değil?
- Isn't it safe?
- Güvenli değil mi?
It isn't safe to bring them here.
Onları buraya getirmek güvenli değil.
But our country isn't safe anymore, and it threatens us.
Ama ülkemiz artık güvende değil ve bu durum da korkutuyor.
It isn't safe.
Bu, güvenli olmaz.
I fear it isn't safe anymore.
Burada kalmamız artık güvenli değil.
- It isn't safe.
- Bu güvenli değil.
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it isn't possible 18
it isn't much 21
it isn't fair 52
it isn't working 26
it isn't mine 27
it isn't easy 32
it isn't here 19
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it isn't possible 18
it isn't much 21
it isn't fair 52
it isn't working 26
it isn't mine 27
it isn't easy 32
it isn't here 19
it isn't me 34
it isn't over 20
it isn't true 86
it isn't you 23
it isn't funny 18
it isn't enough 18
it isn't like that 22
it isn't your fault 26
it isn't right 41
it isn't that 69
it isn't over 20
it isn't true 86
it isn't you 23
it isn't funny 18
it isn't enough 18
it isn't like that 22
it isn't your fault 26
it isn't right 41
it isn't that 69
safe 703
safety 90
safely 31
safe flight 17
safer 57
safe travels 68
safety first 90
safe journey 62
safe trip 28
safe and sound 145
safety 90
safely 31
safe flight 17
safer 57
safe travels 68
safety first 90
safe journey 62
safe trip 28
safe and sound 145