English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It means

It means translate Turkish

23,880 parallel translation
I know that and it means so much.
Biliyorum ve benim için çok şey ifade ediyor.
- It means, grow a pair!
- Bu bir çiftin büyümesi demek!
It means, gangsters.
Bu, gangsterler demek.
She knows what it means to be a wife, Tim.
Eş olmak ne demek biliyordur Tim.
It means that you are going to jail.
Demek oluyor ki hapishaneye gidiyorsun.
It means, sweetheart, that even though you keep going on and on about this wedding that you are having 30 damn bridesmaids at because you don't want to hurt anybodys feelings.
- Bu demek oluyor tatlım Bu düğün hakkında devam etmesine rağmen 30 nedime damatınız olduğundan dolayı Herhangi bir şey hissetmek istemiyorsun.
It means "dry-cleaning."
"Kuru temizleme" demek.
It means "cleaning-lady".
"Temizleme hanımefendi" demek.
Two will go back to rescue Six and Three, even if it means risking the "Raza."
İki, Altı ve Üç'ü kurtarmak için geri dönecek. "Raza" yı riske atmak anlamına gelse bile.
My mother once told me that in the old Cornish tongue it means "thy sweetness."
Annem bir keresinde eski Kelt dilinde "senin tatlılığın" anlamına geldiğini söylemişti.
It means I'm breaking the habit of a lifetime and taking a drink!
Ömür boyu süren bir alışkanlığımı çiğneyip, içki içeceğim anlamına geliyor.
I know what it means to be on the front lines.
Ön saflarda olmak ne demek bilirim.
It means I'm making some changes.
Değişiklikler yapacağım demek.
Okay, I guess it means "Fuck that."
Anlaşılan bu "Sıçarım böyle işe" demek.
Even if it means making someone sad.
Birinin üzülmesine sebep olsam bile mi?
It means a lot to have somewhere to come that he's very familiar with.
Onun aşina olduğu gelinecek bir yere sahip olmak çok anlamlıdır.
If you're skinny, it means you need to lose weight.
Sıska olsaydın, zayıflaman lazım demektir.
You know when people say, "My grandpa's from another generation," and it means that he's racist or sexist?
İnsanlar şöyle der ya, "Büyükbabam başka bir soydan." ve bu söylem ırkçı ya da cinsiyetçi anlamına gelir mi?
Well, in Argentina when you say that, it means that he killed a lot of people in the'70s.
Arjantin'de bu ne zaman söylenirse, 70'lerde birçok insanın öldürüldüğü anlamına gelir.
"To the person reading this, if you followed the trail this far, it means you've come to understand the same things about that place as I did."
"Bunu okuyan kişiye," "... eğer izleri buraya kadar takip ettiysen, " " o yer hakkında, benim gibi... "
It means someone's going to die there if we don't hurry.
Eğer acele etmezsek birileri ölecek demek.
Yeah. We don't know what it means, right?
Evet, ve ne söylediğini bilmiyoruz değil mi?
They happen immediately, that's what "happening" is, it means- -
Anında olurlar, olmak kavramı budur...
I don't think it means anything.
Bir anlamı yok.
You keep calling me your assistant, and I'm not that, but I will help you if it means getting out of here, so calm down.
Beni asistanın sanıyorsun ama değilim. Ama buradan çıkmak için yardım ederim. Sakin ol.
♪'Cause I know what it means ♪
♪ Çünkü bunun anlamını biliyorum. ♪
It means like a covering to keep you...
- Seni dışarıdan koruyan...
I called Lelluccio. I called him because he knows, in first person, what it means to trust Savastano again.
Lelluccio'yu getirdim çünkü, kendisi tekrar Savastano'ya güvenmemin ne demek olduğunu birinci elden bize anlatabilecek bir durumda.
Do you know what it means?
- Bunun anlamını biliyor musunuz?
If Peter Lewis could build an alternate like this through hypnotic suggestion, it means that Brian has some propensity for psychopathy in his past.
Peter Lewis hipnoz ile böyle bir alternatif yaratabildiyse Brian'ın geçmişinde psikopatlık eğilimi olmalı.
Look it up. It means "no."
Git bak, hayır hayır demek.
The establishment that she means to visit, off Praed Street, it's...
Praed Caddesi'nde gitmeye niyetlendiği kurum...
It me... Means stop if you can,
Yapabilirsen, yapabilirsek durur gibi.
It started as a way of protecting the village from strangers, but it's evolved into a means of manipulating others to do your bidding.
Ama sonra diğerlerini dize getirmek için manipüle etmeye başladılar.
That means he believes that he would have been able to make it there and back again within a day.
Bu demektir ki mesafesi bir günde gidip geri dönme mesafesi kadar olduğunu düşünmüş.
I don't know what that means, but I heard somebody say it once, and you're it.
O ne demek bilmiyorum ama bir kez birinden duymuştum, yani o sensin.
No, she means it in a nice way.
- Hayır. Hayır, iyi anlamda söyledi.
'My wound is fresh'means it is a recent tragedy.
'Yaram taze'nin anlamı bu olay yakın zaman içinde gerçekleşmiş.
And the good thing is, it's very unlikely I'm going to be fired now, because we're on the Internet, which means I could pleasure a horse.
İşin iyi yanı şimdiden sonra kovulmam pek olası değil. Çünkü internetteyiz. Yani bir atı tatmin edebilirim.
It only proves he's not human, which means he could be dangerous.
Sadece insan olmadığını kanıtlıyor, bu da tehlikeli olabileceği anlamına geliyor.
That means that it was traveling downward.
Yani, aşağı doğru hareket etmiş olmalı.
I'm way fatter than you if it... means anything.
Bir şey ifade eder mi senin için bilemem ama... gördüğün gibi senden daha kiloluyum.
They say it's make or break, whatever that means.
"Düzelt ya da boz" diyorlar. Artık ne anlama geliyorsa.
All this time... So, this means it's real.
Onca yıl boyunca yaşadıklarım gerçekti.
- The way I see it, if there are sexual assault allegations against Tommy Cope, then that means both of them committed acts of sexual violence.
- Benim anladığım Tommy Cope aleyhinde tecavüz şikayeti varsa o zaman bu demektir ki ikisi de cinsel şiddet hareketlerinde bulundu.
That's what it means.
Bu anlama geliyor.
This means there's an extra electrical pathway in your heart that's causing it to beat too fast.
Bu kalbinin fazla atmasına yol açan fazladan bir elektronun var demek.
Maybe this means it's our moment.
Bu bizim zamanımızın geldiği anlamıma gelebilir.
Exactly, which means no matter which square I throw this on, it has to be safe.
Hangi kareye atarsam atayım, güvende olacak.
Which means you didn't develop the tech, you stole it.
Bu demek oluyor ki onu sen icat etmedin, çaldın.
It's almost fall, and you know what that means.
Neredeyse sonbahar geldi ve bunun ne demek olduğunu biliyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]