Is yours translate Turkish
11,884 parallel translation
You must claim what is yours, for your sons.
Senin olana sahip çıkmalısın oğulların için!
Neither is yours.
Seninki de değil.
Neither is yours!
Seninki de değil!
Neither is yours!
Seninki de değil.
After that, the place is yours.
Daha sonra, burası sizindir.
Just take that up to evidence, and that painting is yours. All right.
Kanıt odasına götür ve tabloyu alabilirsin.
The other is yours.
Diğeri senin.
The job is yours if you want it.
İstersen senin olabilir.
Here is yours.
Seninki burada.
The only insubordination i see is yours, peter.
Burada gördüğüm tek itaatsizlik seninki Peter.
This one is yours.
Bu seninkiydi.
Ruff. The choice is yours.
Seçim sizin.
Which one of these is yours?
Hangisi senin?
The one in green is yours.
Yeşil olan senin.
I believe this is yours.
Sanırım bu senin.
This debt is yours and yours alone.
Borç sana, sadece sana ait.
As for you, priest... this temple is yours.
Sana gelince rahip bu tapınak senin.
The O.R. is almost yours, Dev.
Ameliyathane az sonra senindir Dev.
It hasn't escaped my notice that the woman in that bed over there is the woman who gave birth to you, so... Anything you need, you ask, and it's yours.
Dinle, Neal bunu göz ardı edemiyorum orada, yatakta yatan kadın seni doğuran kadın, yani bir şeye ihtiyacın olursa, sorman yeterli.
I'm guessing yours is dangerously high.
Seninki tehlikeli biçimde hızlı atıyordur bence.
I am the only one you can love because I am the only one whose soul is as dark as yours.
Sevebileceğin tek kişiyim çünkü sadece benim ruhum seninki kadar kara.
Your crippling gambling problem's left you unable to afford nice things, like the latest cell technology, but yours is old enough to have a nickel cadmium battery.
Felç edici kumar hastalığın yüzünden güzel şeylere para ayıramıyorsun son moda cep telefonları gibi, ama seninki nikel kadmiyum... -... pil içerecek kadar eski.
NSA spying might've been shut down, but yours - is expanding.
NSA gözetlemeleri kapanıyor olabilir ama sizinkiler genişliyor.
I wish my mind could be where yours is right now, Dipper.
Keşke benim aklımda şu anda seninkinin olduğu yerde olsa, Dipper.
Mr. Van Zant, is because it wasn't yours to start with.
Çünkü o senin paran değildi.
Perhaps this newfound view of yours is accurate, but you must respect that others may need time to see it as you do.
Yeni keşfettiğin bu bakış açısı doğru olabilir. Ama diğerlerinin olayları senin gördüğün şekilde görebilmesi için zamana ihtiyaçları olduğunu anlamalısın.
And he is an old friend of yours.
Ve senin eski bir arkadaşın.
So is yours.
Seninki de.
The point of this is to save everyone's bacon, including yours.
Olay herkesi kurtardığın, kendin de dahil.
In seven minutes, an MQ-1 Predator is gonna blow that little soda factory of yours off the map.
Yedi dakika içinde bir MQ-1 Predator o küçük gazoz fabrikanı haritadan silecek.
hasaan is all yours.
hasaan tamamen sizindir.
Which is why I'm offering to drop my harassment claim if you drop yours.
Sen kendi şikâyetini çekersen ben de kendiminkini çekeceğim.
"Take that vulgar mother of yours and throw her out of the village!" Where is she right now?
Annemizin neden bu kadar genç olduğunu merak edersiniz diye hissettim de.
I take it this is yours?
Sanırım bu senin?
I don't know where yours is.
Seninki nerede bilmiyorum.
Yours is the face they will remember for the rest of their life.
Yüzünüzdeki ifadeyi hayatlarının sonuna kadar hatırlayacaklar.
The system is all yours, Henry.
Sistem senindir Henry.
Truth is, a lot of the times I don't really get the way you run this place, but... I have never seen a house come together in a crisis like yours did today.
Gerçek şu ki, birçok kez burayı nasıl yürüttüğünü anlayamadım ama bugün olduğu gibi kriz anında birlik olan bir merkez hiç görmedim.
This new player of yours, Alex Kane, he is quite the showman.
Yeni oyuncun Alex Kane, adam tam bir şovmen.
Yours is easy to remember.
Soyadını hatırlamak çok kolay.
- Do you want what is rightfully yours?
- Tam olarak hakkın olanı mı istiyorsun? - Evet.
No-one will give you what is rightfully yours, Arthur, you must wrench it from those that have taken it from you.
Kimse sana istediğini tam anlamıyla vermez Arthur onu senden alanlardan çekip alman gerekir.
Well, technically, this is your fault, because we were afraid our marriage was getting as boring as yours.
Teknik olarak sizin suçunuz bu çünkü evliliğimizin sizinki kadar sıkıcılaşmasından korktuk.
This plan of yours is a complete disaster, it's not working.
Planın tam bir felaket oldu, işe yaramıyor.
- The company I'm suing is even more lacking in diversity than yours.
- Nasıl? - Dava ettiğim şirket çeşitlilik açısından daha yetersiz.
Job's yours if you want it, Freddie.
İstersen iş senin Freddie. Tamam?
The job is yours.
İş senin.
Babe, I'm sorry, is this my story or yours?
Bebeğim pardon da bu benim hikâyem mi, senin hikâyen mi?
Kids, this right here is an example of what can be yours if you're willing to work hard and go the extra mile to give your family the nice things in life.
Çocuklar, işte bu size hevesle ve azimle çalışarak ve aileniz için elinden geleni yaparak neler başarabileceğinizin göstergesidir.
And what business is it of yours - what I'm doing with my private life?
- Benim özel hayatımda ne yaptığım seni neden ilgilendiriyor?
And you know Sandy Morris personally? Is she a relative of yours?
Sandy Morris'i şahsen tanıyor musun?
yourself 387
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours and mine 62
yours truly 54
yours or mine 22
yours is 24
is your mother home 24
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours and mine 62
yours truly 54
yours or mine 22
yours is 24
is your mother home 24