It saved my life translate Turkish
191 parallel translation
I don't know how many times it saved my life.
Hayatımı kaç kez kurtardı bilmiyorum.
It saved my life.
- Hayatımı kurtardı.
It saved my life.
Hayatım kurtuldu.
It saved my life.
Benim hayatımı kurtardı.
Newman's helmet, it saved my life.
Newman'ın kaskı, hayatımı kurtardı.
- It saved my life.
Çok dokunaklı. - Hayatımı kurtardı.
It saved my life more than once.
Hayatımı birden fazla defa kurtardı.
Besides, it's good luck. It saved my life, remember?
Ayrıca, o iyi şans için... benim hayatımı kurtardı, hatırladın mı?
It saved my life at Agincourt.
Agincourt'da hayatımı kurtardı.
And it saved my life.
Ve bu hayatımı kurtardı.
It wouldn't be fitting for me to thank a woman who saved my husband's life?
Kocamın hayatını kurtaran bir kadına teşekkür etmem mi?
It saved my life, sir.
Hayatımı kurtardı, bayım.
It was your timely warning when you drew our attention to the empty tobacco jar and saved the life of my dear friend and colleague,
Boş tütün kutusuna dikkatimizi çekerek bizi zamanında uyardın, benim sevgili dostum ve meslektaşım Doktor John H.
When my outfit was wiped out in that ambush, it was these guns that saved my life.
O pusu esnasında tüm teçhizatımı kaybetmiştim. Bu silahlar hayatımı kurtardı.
saved my life, inspired it.
Hayatımı kurtardın. Yeni bir hayat verdin.
Major saved my life that day. I know it.
Binbaşının o gün hayatımı kurtardığını biliyorum.
Since you saved my life, you've decided you have the right to run it.
Hayatımı kurtardığından beri, onu yönetmeye karar verdin.
It happens this fellow saved my life.
Bu adam benim hayatımı kurtardı.
It was him who had saved my life, and Avdeyich's life too.
Benim hayatımı kurtarmıştı, Avdeyich'in hayatını da.
Enslave it is not the way to thank someone, that not only saved the my life and risked his own.
Sadece hayatımı kurtaran değil, kendi hayatını da riske atan bir adama teşekkür etme yolu böyle olmamalıydı.
It's Miyagawa Shingo - you saved my life!
Hayatını kurtardığınız Miyagawa Shingo'yum!
She saved my life, and it's done you no harm!
O hayatımı kurtardı, sana zarar veremez!
You saved my life. It is yours.
- Hayatımı kurtardın, o artık senindir
You saved my life once more. I won't forget it.
Hayatımı bir kez daha kurtardın. Bunu unutmayacağım.
Think nothing of it, you saved my life. Listen, I think I should tell you that...
Bir şey değil, hayatımı kurtardınız, söylemeliyim ki...
My brother says that he is a great doctor. Once it saved the life.
Kardeşim harika bir doktor olduğunuzu söylüyor.
It is a weakness of my father who saved me the life.
Kardeşimin elleridir hayatımı kurtaran.
By pure chance, believe it or not however incredible it may sound my life was saved.
Şanslıydım ki, inanın ya da inanmayın, kulağa ne kadar inanılmaz gelirse gelsin, hayatım kurtuldu.
It is true he saved my life but why did he do it
Hayatımı kurtardığı doğru... ama neden kurtarmıştı ki!
In my youth... it saved my mother's life.
Gençken annemin hayatını kurtarmıştım.
It does my heart such good that it should be you, Carmen who saved my life!
Beni çok mutlu etti hayatımı kurtaran ellerin senin olması Carmen!
I'd have given my life if it would have saved his.
Hayatını kurtaracağını bilseydim kendimi feda ederdim.
I don't know what it was but, but God bless him,'cause he saved my life.
Ne olduğunu bilmiyorum ama hayatımı kurtardı ve Tanrı ondan razı olsun.
It is he who has saved my life as it is I who shall save the life of this country!
Hayatımı o kurtardı! Tıpkı benim bu ülkenin hayatını kurtaracağım gibi!
First it was because you saved me from rape, saved my life, I owed you.
İlk başta beni tecavüzden kurtardığın için sana borçluydum.
Well, yeah, it's kind of tough to forget a guy who saved my life.
Evet, hayatımı kurtaran birini unutmak inan bana biraz zor.
But I couldn't have done it if he hadn't saved my life first.
Ama O benim hayatımı kurtarmasaydı, yapamazdım.
Homer, you saved my life, and I'm not gonna forget it.
Homer, hayatımı kurtardın, ve ben bunu unutmayacağım.
If you saved my life, you must've saved it for a good reason.
Hayatımı kurtardıysan, bunun için iyi bir nedenin olmalı.
I guess it wouldn't be right to sell Stampy... after he saved my life.
Sanırım hayatımı kurtardıktan sonra Silindir'i satmak doğru olmayacak.
It's the only thing that saved my life.
Hayatımı kurtaran da bu olmuştu.
As I think of it, I realize no one has ever saved my life before.
Düşündükçe fark ediyorum ki daha önce kimse benim hayatımı kurtarmaya yeltenmemiş.
Well, it looks like you just saved my life.
Peki ala, hayatımı kurtarmışsın gibi görünüyor.
See, I was led to believe he had saved my life when, in fact all the time he intended to take it.
İşte ben de buna inanmıştım. Onlar benim hayatımı kurtardı. Ama aslında, başından beri babanın niyeti buydu.
For all that you've given me, and all the times that you saved my life I would go to Tatarus and back just to carry it out.
Bana verdiğin herşey için ve hayatımı kurtardığın bütün o zamanlar için... sadece bunu yapmak için Tartarus'a gidip geri dönebilirdim.
When she saved my life and took out Terek's brother, She did it knowing she would be drawing a death sentence tied around her own neck.
Terek'in kardeşinin üzerine atlayıp hayatımı kurtardığında, ölümün boğazına sarılmış olduğunu biliyordu ve bunu yaptı.
- But my life was in danger and you saved it.
Yakında meydana çıkar. Fakat hayatım tehlikedeydi. Ve sen beni kurtardın.
And I was just about to die and you saved it. You saved my life.
Ve tam ölecekken, sen hayatımı kurtardın.
Well, whatever it was... you saved my life.
Bu her neyse hayatımı kurtardın.
Um, I'm grateful you saved my life and that you wanna help me free my friends,..... but I'm sensing you did it because you're...
Um, hayatımı kurtardığın için sana minnettarım. Arkadaşlarımı özgür bırakmak için bana..... yardım etmek isteyip istemediğini... Ama sanırım sen beni başka birşey için...
It isn't because you saved my life, but how I've missed you!
Hayatımı kurtardığın için değil, seni özlediğim için!