My life is here translate Turkish
377 parallel translation
My life is here, with my child.
- Benim hayatım burada, çocuğumun yanında.
My life is here.
Benim hayatım burada.
You don't care how cruel my life is here.
Burada nasıl bir acıyla yaşadığım umurunda değil.
My life is here.
Burası benim hayatım.
Your Majesty, your visit here is the greatest honour in my life.
Majesteleri, burayı ziyaretiniz hayatımın en büyük onuru.
A little business here, a little business there, travel and meditation, that was my life.
Burada küçük bir iş, ötede küçük bir iş yolculuk ve tefekkür ;
You'd never come here... and yet this is half of my life.
Buraya asla gelmemeliydin... ve henüz yaşamımın yarasındayım.
You might say that this line here is a history of my life up till now.
Bu çizginin, hayatımın bir tarihçesi olduğunu söyleyebilirsin.
In reply to your inquiry as to the number of men in my life, here is an itemized list to the best of my recollection.
Hayatımdaki erkeklerin..... sayısını merak ediyordunuz. İşte size listesi.
In reply to your inquiry as to the number of men in my life, here is an itemized list to the best of my recollection.
Hayatımdaki erkeklerin..... sayısını merak ediyordunuz. İşte size listesi. En güzel anılarım... 1 numara :
Here is a part of my life which you have made for me.
Burası hayatımın senin yarattığın bir bölümü.
All I wanna do is teach my students that man wasn't planted here like a geranium. That life comes from a long miracle, it didn't take seven days.
Sadece öğrencilerime, insanın saksıdaki bir sardunya gibi buraya ekilmediğini, yaşamın uzun bir mucizeden kaynaklandığını öğretmek istiyorum.
Here is the very image of my life.
İşte hayatımın benzeri.
I'll let you do it, but my whole life is in here.
Bunu yapmana müsaade edeceğim, ama tüm hayatım burada.
And until I clear this thing up or get myself another job, I'll just be hanging around here, snivelling about my own personal life instead of attending to my professional.
Bu işi çözene veya kendime yeni bir iş bulana kadar... evde oturup... işlerimle ilgilenmek yerine özel hayatım hakkında sızlanıp dururum.
Since my whole life is on the line here, could you perhaps let me handle the cup?
Hayatım boyunca burada olacağım için, belki fincanı kullanmama izin verirsiniz?
And I said, "Leave me here if you value your life. " My husband is insanely jealous.
"Eğer canını seviyorsan beni burada bırak... kocam deli gibi kıskançtır" dedim.
But here I'm lying through my teeth and I can't tell Louise that I was in jail and I rob and steal and never did an honest day's work in my life.
Ama burada ağzımdan yalanlar dökülüyor ve Lousie'e hapiste olduğumu soygun yaptığımı, çaldığımı ve hayatımda hiç dürüst bir iş yapmadığımı söyleyemem.
My life is at stake here.
Zaten hayatım mahvoldu.
Here I am alive and well... but this is just the dregs of my life.
Ben burada yaşıyorum ve iyiyim.. ama bu sadece yaşamımın tortusu!
This is a direct attack on my divinity... a direct attack on the peace and harmony... of our last few weeks here... an outrageous attempt... to humiliate and disgrace my private life!
Bu benim tanrıçalığıma doğrudan bir saldırı... Benim ahengime ve huzuruma doğrudan bir saldırı... Buradaki son haftalarımda...
And I ended up out here in San Francisco, unemployed... which is the entire story of my life... up until tonight.
ve sonunda buraya San Francisco'ya geldim, işsiz olarak... Bu tüm hayatımın hikayesidir... bu geceye kadar.
- My life is in danger just being here.
- Burada olduğum için hayatım tehlikede.
My life has been blessed with success, but that is not why you are here.
Hayatım başarıyla lütuflandırıldı. Ama burada olma sebebiniz bu değil.
My whole life up until the age of 16 is in here.
16 yaşıma kadar olan tüm hayatım burada.
She was my daughter If we fail here, it is not merely a matter of life and death ; It is that we shall become such as she.
Eğer başarısız olursak ölüm veya yaşamın bir önemi kalmayacak hepimiz onun gibi olacağız.
"Dear Jack, yes, Wheeler's very happy with my work. " Life here is so hectic and exhilarating that I don't have a minute... "
Sevgili Jack, Wheeler işlerimden çok memnun ama buradaki hayat o kadar hareketli ve neşeli ki bir dakikam bile yok.
My whole life is here. And now, everything is destroyed.
Ve şimdi, herşey yok oldu.
This is why I can't go out... live my life, why I stay locked up here.
İşte bu yüzden dışarı çıkamıyorum hayatımı yaşayamıyorum işte bu yüzden burada kilitli kalmak zorundayım.
No, I've always made a point of not wasting my life. Whenever I come back here I know that all I've done is to waste my life.
Tek derdim, hayatımı boşa harcamamak ama buraya her gelişimde, hayatımı ziyan ettiğimi anlıyorum.
It's just that, here it is, the most rotten time of my whole life.
Demek istediğim... Geçmişe kıyasla bu dönem hayatımın en zor dönemi :
My life is nearly over I shouldn't have played in here. And time goes by so fast
Burada çalmamalıydım.
I'm Kelly Bundy, and the dream of my life is to become a Polk Dot, so here's a little cheer that I wrote myself.
Ben Kelly Bundy, ve hayatımın rüyası Polk kızı olmak, ve işte size kendi yazdığım tezahürat.
And since you're an outsider to these parts and all, it seems difficult, I guess, to relate to the common-folk problems out here. There is no room for self-pity, sir, in my life or yours.
Benim hayatımda kendime acımak yoktur.
If this doesn't work, the thought of spending the rest of my life in here is not appealing.
İşe yaramazsa, hayatımın geri kalanını burada geçirme düşüncesi hiç de çekici değil.
I've got to tell you, my life there is as real to me as we are here,
Şunu demek istiyorum,... oradaki hayatım da aynı buradaki gibi,
This is my life you're screwing around with here.
Burda vakit harcadığın şey benim hayatım.
But I am convinced there is more at stake here than my life.
Ama burada hayatımdan da değerli bir şeyin tehlikede olduğuna eminim.
This is my life we're talking about here!
Bu hayat memat meselesi!
Because nothing in my life is working here.
Burada hiçbir yönden tutunamıyorum da ondan.
My only purpose in life from here on... is to see him dead.
Bundan sonra hayattaki tek amacım, onu ölü görmek.
Coincidentally, though, here by my side... another person's life is being wasted in this house.
Bu evde benimkiyle birlikte bir insanın daha hayatı ziyan oluyor.
And, I'm going to sit here and watch because my life is so empty.
Burada oturup sizi izleyeceğim çünkü işim yok.
Hey, pal, this is my life we're talking about here!
Ahbap, burada bahsettiğimiz benim hayatım!
- You've got a chance to make something of your life in here, but as long as that carcass is in my hut, we'II never be able to go on to more important things.
- Burada bir hayat kurmak için bir şansın var ama şapkamdaki ceset durdukça daha önemli şeylere devam edemeyeceğiz.
You can't expect me just to wait down here when my child's life is in danger.
Çocuğumun hayatı tehlikedeyken öylece burada aşağıda beklememi benden bekleyemezsiniz.
I'm here, I live to show people what's going on, and then showing them that my life is about death.
Buradayım, İnsanlara ne olacağını göstermek için, benim hayatımın ölüm hakkında olduğunu gösterebilmek için
All I see here is a chance to get out while I still have my skin make a life, maybe find a little happiness.
Tek görebildiğim hâlâ postu deldirmemişken ayrılmak yeni bir hayat kurmak, hatta mutlu olmak için fırsat yakalamak.
Then you share my delight in knowing that life here is returning to normal.
O zaman buradaki hayatın normale döndüğünü bilmemin mutluluğunu paylaşıyorsundur.
My name is Harry Ross... and here's the way my life has gone :
Benim adım Harry Ross ve işte hayatımın kısa bir özeti.
This is my life here.
Söz konusu olan hayatım.
my life is in your hands 16
my life 415
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is 19
is here 159
my little pony 23
my little princess 20
my little sister 36
my life 415
my life sucks 24
my life is ruined 24
my life is over 106
my life is 19
is here 159
my little pony 23
my little princess 20
my little sister 36