English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Know your enemy

Know your enemy translate Turkish

151 parallel translation
We have captured some of them and will show them to you now so that you can know your enemy.
Onlardan bazılarını yakaladık ve şimdi düşmanınızı tanımanız için onları sizlere göstereceğiz.
To kill, you must know your enemy.
Düşmanını tanımalısın.
"Know your enemy and know yourself, and you will always be victorious."
"Düşmanını ve kendini tanı, ve zafer daima senin olsun."
Know your enemy, know yourself and you'll win every battle.
Düşmanını tanı, kendini tanı... ... ve her savaşı kazanırsın!
Know your enemy.
Düşmanlarınızı tanıyın.
before you go into battle, know your enemy.
Savaşa girmeden önce düşmanını tanı.
First you must know your enemy.
Önce düşmanını tanımalısın.
Know your enemy's scent, whet the appetite for a hunt.
Düşmanının kokusunu tanımak için. Av için iştahını açar.
Getting to know your enemy.
Düşmanımızı mı tanıyorsun.
Know your enemy.
Düşmanını bil.
"Know your enemy"
Düşmanını tanı!
Know your enemy.
Düşmanını tanı.
Rule number one, tyr- - know your enemy.
Bir numaralı kural Tyr, düşmanını tanı.
You must know your enemy to win!
Kazanmak için düşmanını tanımalısın.
You got to know your enemy, Hiram.
- Düşmanını tanımalısın, Hiram!
You know what they say Know your enemy
Ne derler bilirsiniz ;
You might say that, but, you know, know your enemy.
Böyle diyebilirsin ama, düşmanını tanı.
Research. Know your enemy.
Onun düzenini iyice benimse ".
To do that, you've got to know your enemy.
Ve bunun için de düşmanını iyi tanımalısın.
Know your enemy, that's what I always say.
Ben her zaman düşmanını tanı derim.
lex says "always know your enemy."
Lex "düşmanını her zaman tanı." der
like i said... know your enemy.
Dediğim gibi düşmanını tanı.
Sun Tzu said that if you know your enemy you need not fear 100 battles.
Sun Tzu demiş ki, eğer düşmanınızı tanıyorsanız hiç bir savaştan korkmanıza gerek yoktur.
Both of you know Banquo was your enemy.
Banquo ikinizin de düşmanı, biliyorsunuz.
I know, I'm leaving you with your worst enemy.
Seni en kötü düşmanınla baş başa bırakıyorum.
Both of you know Banquo was your enemy.
İkiniz de biliyorsunuz, Banquo düşmanınız.
Colonel, I know this sounds strange, we are all working for the same thing. We are not your enemy.
Albay, bu durumun garip göründüğünün farkındayım ama hepimiz aynı gemideyiz Düşmanınız değiliz.
Miss Ding, do you know who's the enemy of both of your families?
Ding hanım, Sizin ve Xiao ailesinin ortak bir düşmanı var mıydı?
If a man knows your frailties, it doesn't necessarily mean that he's your enemy, you know.
Bir erkeğin zayıf noktalarını bilmesi düşmanın haline gelmesini gerektirmez.
But you know that if you do, I will become your enemy.
Ama kaçarsan, düşmanım olacağını bildiğini söyle.
Surely you know better than to bring an enemy agent into your own home.
Evine düşman ajanı getirmemen gerektiğini bilmeliydin.
I'm not your enemy... you know?
Hayır. Bir düşman bu kadar acı veremezdi.
You don't even know who's your enemy.
Daha düşmanınızı bile bilmiyorsunuz.
You know, I was just thinking, when you've got your pieces in place, you're probably gonna launch a preemptive strike against the enemy, right?
Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra düşmana karşı saldırıya geçeceksiniz, değil mi?
I'd like to know more about your enemy.
Düşmanınız hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.
"You know, you got all your army equipment... "... and you jump out of airplanes, to fight the enemy. "
...... bütün gerekli askeri malzemeleriniz olacak ve uçaktan atlayıp düşmanla savaşacaksınız "
Your friends know I'm public enemy number one, that I'm worth something and then they just walk away.
Arkadaşların bir numaralı toplum düşmanı sanıyorlar ve başıma ödül olduğunu düşünüyorlar fakat bir an sonra arkalarını dönüp gidiyorlar.
I know all about your battle simulation, the one where I'm the enemy.
Benim düşmanınız olduğum savaş simülasyonunuz hakkında her şeyi biliyorum.
I know that you think of me as your enemy but you must believe this...
Beni düşmanın olarak bellediğini biliyorum. Ama buna inanmalısın.
[hiss of steam] OK, just so you know. Your archest enemy just walked in.
Haberin olsun, can düşmanın içeri girdi.
You know, you're never gonna get her if you keep running away from your enemy.
Düşmanından kaçtığın sürece Lana'yı kazanamazsın.
I know he's your friend, but he has to realise I am not the enemy.
Senin dostun olduğunu biliyorum. Ama bir düşman olmadığımı anlamalı.
Do you know that right now... you are your own worst enemy?
Şu anda en büyük düşmanının... kendin olduğunu biliyor musun?
Know and respect your enemy.
Düşmanı tanıyın ve düşmana saygı duyun.
- Each one of that is we, we are not alone - l know, look I agree, I am not your enemy?
Yalnız değiliz. Biliyorum. Burada hemfikiriz.
Always best to know how your enemy thinks.
Düşmanının ne düşündüğünü bilmek en iyisidir.
Do you know where your real enemy is?
Çift randevusu felaketi, ha?
You never know where your enemy is.
Düşmanın nereden geldiğini asla bilemezsin.
We face a terrible enemy and an uncertain future, but if we are never heard from again, know that your loved ones did not face that uncertainty alone.
Korkunç bir düşman ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıyayız. Ama eğer bizden bir daha haber alınamazsa, sevdiklerinizin belirsizlikle tek başlarına karşı karşıya kalmadığını bilin.
Because I know you don't want me as your enemy.
Çünkü düşmanın olmamı istemediğini biliyorum.
The only way to win a war is to try to know your prey completely. And then you get to go after your enemy with everything you've got.
Savaş kazanmanın tek yolu, avınız hakkında her şeyi öğrenmeye çalışmak ve sonrada peşinden, her şeyinizle birlikte gitmek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]