English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Ladies room

Ladies room translate Turkish

958 parallel translation
There's a difference between a ladies room and a dormitory.
Yatakhaneyle tuvalet farklı yerler.
I don't know. I think they went to the ladies room as soon as you left.
Bilmiyorum, sen ayrıldıktan hemen sonra sanırım bayanlar tuvaletine gittiler.
Cinéma vérité is just an excuse to follow little girls into the ladies room.
Cinéma vérité sadece küçük kızları tuvalete kadar takip edebilmek için bir bahane.
Well, I have to use the ladies room.
Bayanlar tuvaletini kullanmam lazım.
It's a ladies'dressing room.
Kadınların soyunma odası orası.
Shall we go into the drawing room, ladies?
Bayanlar, konuk odasına geçelim mi?
A girl can't leave the room without being discussed by old ladies.
Bir kız odadan çıkınca yaşlı kadınlar arkasından konuşur.
Don't you think you can find room for the ladies?
Bu hanımlar için de bir yer bulabilir misiniz?
" meet me in the ladies'room.
.. " bayanlar tuvaletinde buluşalım.
I have never let you go to the ladies'room alone.
.. hiç bayanlar tuvaletine yalnız gitmene izin vermedim.
The other ladies formed a kind of aristocracy staying upstairs in the drawing-room with their clients
Diğer bayanlar ise, bir çeşit aristokrasi oluşturmuş ve müşterileriyle yukarı kattaki kabul salonunda duruyorlardı.
You got a ladies'room around here?
Burda bayanlar için bir yer var mı?
I said, "Excuse me," and I ran to the ladies'room.
Ben de, "Özür dilerim" deyip bayanlar tuvaletine koştum.
You can do your double-fire baton-twirling dance in the ladies'room of the Little Rock depot.
Yanan ikili baton çevirme dansını Little Rock garının bayanlar tuvaletinde yapabilirsin.
Good evening, ladies and gentlemen and television fans all over the living room floor.
İyi akşamlar, bayanlar ve baylar ve bütün oturma odasında bulunan televizyon tutkunları.
Ladies and gentlemen, is there room for one more?
Bayanlar ve baylar, fazladan bir oda daha var mı?
This, ladies and gentlemen, is the City Room... the heart centre of every newspaper.
Bayanlar baylar, burası Yerel Haber Bölümü. Yerel haber, her gazetenin yüreğidir.
is there a ladies'room?
Bayanlar tuvaleti var mı? Binada.
Sergeant, escort the ladies into the orderly room.
Pekala, pekala.
- To the ladies'room.
- Lavaboya.
I walked smack dab into a ladies'room.
Kadınların ortasına daldım.
That she went through a pretty rough time of it when she started out, and therefore gives room and board to the ladies that are trying to do the very same thing she tried and succeeded in doing, many, many years ago.
Bu işe başladığında zor günler yaşamış, bu yüzden onun yıllar önce yaptığı şeyleri yapmaya çalışan hanımlara oda kiralamış.
Well, as I always say, you meet the strangest people in the ladies'room.
Her zaman dediğim gibi en tuhaf insanlarla bayanlar tuvaletinde tanışılır.
... you go downstairs to the ladies'room of the cocktail lounge...
Bu orta yaşlı adamın Dan Hatcher olduğunu söyleme.
Go to the ladies'room.
Tuvalete git.
We met in the ladies'room off the salon.
Unutmuşum. Salonun yanındaki tuvalette karşılaşmıştık.
I get to share a room with ladies like this.
Neyse ki körüm, güzel hanımlarla aynı odada kalabiliyorum.
A gentleman simply does not enter a room when ladies are not decent.
Bir beyefendi uygun giyimli olmayan kadınların odasına girmez.
There's paper towels in the ladies'room.
Bayanlar tuvaletinde kağıt havlu olacaktı.
Ladies and gentlemen, I've learned that men's unhappiness arises from the inability to stay quietly in their own room.
Bayanlar baylar, Biliyorum ki, insanın tüm mutsuzluğu tek bir şeyden kaynaklanır : Sessizce odasında kalmayı başaramamasından.
I went to the ladies'room and was sick.
Hemen tuvalete koştum ve kustum.
That was in the ladies'room.
Bayanlar tuvaletindeydi değil mi?
Good evening, ladies and gentlemen - and welcome to the refreshment room here at Bletchley.
İyi akşamlar sayın seyirciler. Bletchley'deki Dinlenme Salonuna hoş geldiniz.
I do that myself in the ladies'room.
Biletleri tuvalette dolduruyorum.
I-I s-saw a cot in the ladies'room a little while ago.
Biraz önce bayanlar tuvaletinde bir karyola görmüştüm.
No, I don't want it to wind up in the ladies'room.
Kağıdın kadınlar tuvaletinde kıvrılmasını istemiyorum.
- Is there time to go to the ladies'room?
- Tuvalete gitmeye vakit var mı?
- Where's the ladies'room?
- Kadınlar tuvaleti nerede?
- No, I want the ladies'room.
- Hayır, kadınlar.
This is the young ladies'room.
Burası genç hanımların odası.
Ladies and gentlemen boys and girls the Chocolate Room.
Bayanlar ve baylar çocuklar ve kızlar Çikolata Odası.
The ladies'room is through that door to the right.
Bayanlar tuvaleti bu kapıdan sağ tarafta.
- ls there a key you have to the ladies'room?
- Kadınlar tuvaletinin anahtarı var mı?
I have to go to the ladies'room, if it isn't locked.
Lavaboya gitmem gerek, kilitli değilse tabii.
"In a brown bag to locker no.13 in the ladies'changing room at the bath house."
Hamamdaki 13 numaralı soyunma odasına kahverengi bir çanta ile getirin.
Maybe you know why George went into the ladies'room.
George'un neden bayanlar tuvaletine gittiğini merak ettim.
Ladies and gentlemen, evacuate this room quietly and quickly.
Bayanlar, baylar, salonu sessizce ve hemen boşaltın lütfen.
I'm not gonna go in there. It's the ladies'room,
Girmem buraya ben, burası kadınlar tuvaleti.
For sake of ladies present may we return to drawing room?
Hanïmlarïn hatïrïna misafir odasïna dönebilir miyiz?
Well, I don't suppose you know of a ladies'room hereabouts?
Herhalde buralarda bir kadınlar tuvaleti bilmiyorsunuzdur.
You ever seen two finer ladies in one room before in your life?
İki güzel hanımı bir odada gördün mü hayatında?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]