Left a message translate Turkish
1,290 parallel translation
I did, I left a message.
Söyledim, mesaj bıraktım.
I've already rung the police and left a message.
Polisi arayıp mesaj bıraktım.
Raji, Nick left a message for you.
Raji, Nick sana mesaj bıraktı.
I left a message for Mr Murray.
Murray'a bir mesaj bıraktım.
- You could have left a message.
- Mesaj bırakabilirdin.
I left a message on your desk. She said that if anyone asks, that she was working down at Gina's.
Soran olursa, Gina'nın yerinde çalışacağını söyledi.
I left a message on your machine... see if you wanted a lift to tomorrow's nooner.
Telesekreterine mesaj bıraktım. Yarın akşam toplantıya gelebilirsin.
He would have told me, or left a message.
öyle olsaydı bana haber verirdi veya mesaj bırakırdı.
- You could have left a message.
- Bir mesaj bırakabilirdin.
Security left a message saying the Charles Keefe party will be arriving at 5 : 30am instead of pm.
Otel güvenliği az önce bir mesaj bıraktı. Charles Keefe grubu'da değil, 5.30'da giriş yapacakmış.
Because I left a message for you.
Çünkü sana mesaj bırakmıştım.
Alexa Endecott just left a message on our home machine.
Alexa Endecott evdeki telesekretere mesaj bırakmış.
Yes, he left a message on my voice mail.
Evet, sesli postama bir mesaj bırakmış.
- No one. Just seeing if Rory left a message.
Rory mesaj bırakmış mı diye bakıyorum.
This girl from his orchestra called and left a message that she was coming over to meet him today.
Orkestradan bir kadin aradi ve mesaj birakti bu gun gelip Eric le bulusacakmis.
Anyway, Deac left a message.
Her neyse. Deac mesaj bırakmış.
Turns out the killer left a message and nobody saw it but me.
Katilin mesaj bıraktığı ortaya çıktı. Benden başka kimse görmemiş.
She said she left a message.
Mesaj bıraktığını söyledi.
She left a message that she was here.
Bana burada olacağını söyledi.
You left a message, I meant to call you back.
Bana mesaj bırakmıştın, sana dönmek istedim.
They left a message right here.
Hemen şuraya bir mesaj bırakmışlar.
After you left, I went to the pay phone to call the church hoping I was wrong, that there'd be a message from her.
Siz gittikten sonra, yanıldığımı ve ondan bir mesaj olduğunu umarak kiliseyi aramak için telefon kulübesine gittim.
I know Dr. Witherspoon left him a message.
Dr. Witherspoon ona bir mesaj bırakmıştı.
I left you a message two days ago.
- Sana iki gün önce mesaj bıraktım.
- I left you a message.
- Sana mesaj bıraktım.
- And he left you a message.
- Sana mesaj bıraktı.
A few days later she left a short message for me :
Birkaç gün sonra o bana kısa bir mesaj bırakmış :
I left him a message, but I don't think he'll hear it.
Ona mesaj bıraktım, ama duyacağını sanmıyorum.
You didn't know it, but the message you thought you left for a girl... is on my cell phone!
Fark etmemiş olabilirsin, ama bir kıza bıraktığını sandığın mesaj benim cebime geldi!
Syd, before we left, Jack came to see me with a message for you.
Syd, yola çıkmadan önce baban sana bir mesaj iletmemi istedi.
But Maurice left a note in my slot on the message wall.
Ama Maurice panoda benim bölümüme bir mesaj bıraktı.
About the interview, I left you a message.
Sana sorgulama hakkında mesaj yollamıştım.
And it worked, too, because Evelyn called me, and she left me a message, and she said that she was gonna come over.
Evelyn arayıp bana geleceğini bildiren bir mesaj bıraktı. İşe yaradı da. - Ne zaman gelmeyi düşünüyordu?
We did, and we left him a message.
Aradık, ve mesaj bıraktık.
I left you a message.
Mesaj bıraktım sana.
You left me a message.You said you wanted to talk.
Mesaj bırakmışsın. Benimle konuşmak istediğini söylemişsin.
I left him a message.
Ona mesaj yazdım.
She left you a message.
Size mesaj yazmış.
He left a message, some of which Luke overheard and it freaked him out.
Ve bu onu delirtti. - Bu anlaşılabilir.
- I left you a message.
- Sana mesaj bıraktığımda.
If there was a message, I would have left it on the message board.
Mesaj bırakan olsa, mesaj tahtasına yazardım.
- Leave a message. I've left a million messages.
Milyonlarca mesaj bıraktım.
I left Trudy a message, but she never called me back.
Trudy'e bir mesaj bıraktım, ama beni hiç aramadı.
When I left that message, I was not aware you were a woman.
O mesajı bıraktığımda, bir kadın olduğunuzdan haberdar değildim.
I LEFT YOU A MESSAGE ON YOUR CELL PHONE.
- Cep telefonuna mesaj bıraktım.
She left me a message on my cell last night... but I left the damn thing on the desk. Now where is she?
Dün gece cep telefonuma mesaj bırakmış ama lanet olasıca şeyi masamda bırakmışım.
I think he left us a message.
Sanırım bize bir mesaj bırakmış. Kimden bahsediyorsun?
I left him a message to meet us.
Bizimle buluşması için ona mesaj bıraktım.
I left you a message.
Sana not yazmıştım.
Lincoln's son LJ just left me a message.
Lincoln'ün oğlu mesaj bırakmış.
She left me a message a couple months ago.
Birkaç ay önce bana mesaj bırakmıştı.
left and right 28
left arm 20
left a bit 17
a message 94
message 85
messages 113
message deleted 39
message received 96
message one 19
left side 49
left arm 20
left a bit 17
a message 94
message 85
messages 113
message deleted 39
message received 96
message one 19
left side 49
left or right 39
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left foot 46
left hand 51
left rudder 18
left flank 24
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left foot 46
left hand 51
left rudder 18
left flank 24