English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leg it

Leg it translate Turkish

1,710 parallel translation
Once I've got the money, I'll leg it, meet you back at the shop in 15 minutes.
Parayı alır almaz topuklayacağım, seninle dükkanın arkasında buluşuruz.
It's like your leg. It's atrophied.
Tıpkı bacağın gibi zayıflamış.
If it's not, the leg pain is my fault, and I will tell him the truth.
Eğer hissetmiyorsa, bacak ağrısı benim yüzümdendir. Bu yüzden gerçeği söylerim.
It's my leg.
Bacağım ağrıyor.
It took part of his leg.
Bu bacağının parçası.
Airline says it was leg one of a round-trip ticket except we can't get the entry forms from customs'cause we can't spell the name properly.
- Havayolu firması, toplu bir biletin ilk uçuşu olduğunu söylüyor. Fakat giriş belgelerini gümrükten alamıyoruz çünkü isimleri düzgün okuyamıyoruz.
Didn't burn my leg though. Why don't you lift it up, let me see.
Kaldır da bir bırakayım.
i can't make it back to smallville with my leg like this.
Bacağım bu haldeyken Smallville'e dönemem.
Did she need it to fix a wobbly leg under her coffee table?
Sehpasının ayağının altına mı koyması gerekiyormuş?
You let it go, that's why no more shaking of leg.
Hepsi bu kadar. O artık gidebilir. Bacakları da sallamıyor.
It has extended down the leg.
Bacağına doğru yayılıyor. Ona dokunabilir miyim?
Somebody snorted it off our vic's leg.
Biri kurbanımızın bacağından çekmiş.
So instead of a girl stealing my jacket, you think Derek stole it, put it on a woman who may or may not be a prostitute, and then stabbed her in the leg.
Yani, ceketi kızın değil de... Derek'in çaldığını ve... hayat kadını olabilecek birine giydirdiğini, sonra da... kızı bacağından bıçakladığını düşünüyorsun.
This thing you found in my leg is anodised plastic filament coated in metallic tape with dried-out adhesive. I think it's a bumper sticker.
Bacağımda bulduğun şey metalik bantla karıştırılmış anodize edilmiş plastik ve yapıştırıcı.
Well, okay fine. Unless you don't wanna get her pregnant. Then you pull it out and pee on her leg.
Hamile kalmasını istemiyorsan, çıkarıp bacağına işersin.
My leg got beaten badlyl It hurts whenever it rains.
Bacağıma çok pis darbeler almışım. Ne zaman yağmur yağsa ağrı yapar.
- It's going to go all over your leg.
- Hep bacaklarına gelecek.
Those strange leg-like appendages are feathered, to stop it from sinking.
Şu tuhaf bacağımsı uzantılar deniz örümceğinin batmasını önlüyor.
Stop it, you hurt your leg before you could finish
Sus, bitiremeden bacağını sakatlamıştın!
I'm ok, it's just my leg's caught
Ben iyiyim, sadece bacağım sıkıştı.
It's dark. You'll break a leg!
Karanlıkta bacağını kıracaksın!
It's about you getting some publicity to get a leg up on your political career.
Senin politik kariyerinde bir adım öne geçebilmen için biraz tanıtım yapmanla ilgili.
You know, I would keep him off the leg for a while, and he's gonna hate you, he's gonna fight you on it, but it's best if he doesn't put any pressure on it for at least two weeks.
Sizden nefret edecek, sizinle bunun için kavga edecek ama en azından iki hafta üzerine baskı yapmazsa en iyisi olur. - Tamam. - Tamam, kendinize iyi bakın.
Justin's leg is hurt, and we have to not touch it, okay?
Cooper, Justin'in bacağı yaralı ve ona dokunmamamız gerekiyor, tamam mı?
Leg got shattered, crushed under a humvee.It was good times.
Hadi gidip parçalanalım, gidip humvee altında kalalım. Güzel günlerdi.
Well, it looks like your leg has gone ahead and started without you.
Görünüşe göre bacağın devam etti ve sensiz başladı.
I was taking pain medication for my leg, and pretty soon after, I just started taking it just to take it.
Bacağım için ağrı kesici alıyordum ve kısa süre sonra sadece almış olmak için almaya başladım.
It's... it's not the leg.
O... Bacağım değil.
My leg isn't crying, Betty, it's hurting.
Bacağım ağlamıyor Betty, ağrıyor.
And it was a fight just to get the leg X-rayed.
Bacak röntgenini çekmek de çok zor oldu.
Dad, it's "Break a Leg" not "Spit on your Fingers."
Baba, bu "Bir Bacak Kır", "Parmaklarına Tükür" değil.
It's turkey. It's turkey leg.
Hindi bacağı.
- It's only got one leg.
- Sadece bir bacağı var.
- [Man] It's my leg.
- Benim bacağım.
I wouldn't do it. Even if my leg wasn't broken.
Bacağım kırık olmasaydı bile ben bunu yapmazdım.
Even I intend to understand what happened with you. After injuring your leg, it hurt, right?
Amemiya bazen doğru olmadığı hâlde bazı şeyleri başaramayacağını düşünüyor.
Could it be the same guy as your leg-snatcher?
Bacağı alıp kaçanla aynı kişi olabilir mi?
And if they lost it while they're still in leg shackles...
Anahtarı kaybetmişlerse de hâlâ bilekleri zincirlidir.
- Get it off my leg.
- Bacağım altında kaldı.
- Get it off my leg.
- Bacağımın üzerinden kaldırın şunu.
I... I don't know how festive it's gonna be with Patrick's leg in a sling, but I finally have something to be thankful for. Let's go, Clark.
Patrick'in bacağı o haldeyken nasıl olacak hiç bilmiyorum ama benim sonunda şükran duyacağım bir şeyim var.
FEEL YOUR LEFT LEG. IT'S WET.
Bunu yapabilirsin.
AND WRAP IT AROUND YOUR LEG ABOVE YOUR KNEE.
Tamam.
It's Just, You Know, My Leg Is A Little Sore, That's All.
Yalnızca bacağım biraz ağrıyor, hepsi o.
It has a leg stuck out in front of it, as though it is going to kick open a gate, and...
... Bu tekmeleyen "k". Öne çıkmış bir bacağı var, sanki kapıyı tekmeleyip acacakmış gibi...
Now it doesn't seem that strange until you realise that this is a leg bone.
İlk başta o kadar garip gelmiyor ta ki bunun ayak kemiği olduğunu anlayana dek.
You have injured your leg, it will be righted.
Bacağınızdan yaralandınız, iyileşeceksiniz.
Is it a leg worth saving?
O bacağı kurtarmaya değer mi?
It's okay. Ow, my leg.
Güvendesin artık.
It's too bad the doctors at Essex saved so much of my leg.
Yardım merkezindeki doktorların bacağımın bu kadarını almaları çok kötü olmuş.
Sit in it all day long he did, after his leg gave out with the gout.
Gut hastalığı bacağını bitirdikten sonra bütün gün bunda otururdu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]