Legend has it translate Turkish
285 parallel translation
The legend has it that when Diomedes died, all these little birds gathered and accompanied him to his grave singing a funeral lamentation.
Efsaneyi anlatayım ; Diomede öldüğünde küçük kuşlar toplanmışlar ve mezarına kadar ona eşlik etmişler... ona cenaze ağıdı yakıyorlarmış.
Legend has it that it's been here forever.
Efsane ezelden beridir var olduğunu söylüyor.
Once upon a time, legend has it, some men even died for it.
Bir zamanlar, efsaneydi, hatta bazıları onun için ölürdü.
Legend has it that Afei is very skilled, it's true.
Efsane derki ; Afei çok yetenekliymiş Doğru
But legend has it that you only, use your left hand, that's not true.
Ama seninle ilgili efsade ; sadece sol kolunu kullandığını döylüyor, ama bu doğru değil
Legend has it that Jason saw his mother beheaded that night, and he took his revenge.
Efsaneye göre Jason o gece annesinin başına gelenleri gördü ve intikamını aldı.
Legend has it that Jason saw his mother beheaded that night.
Rivayete göre Jason annesinin o gece öldürüldüğünü gördü.
Huh? Legend has it, years ago, around the turn of the century, there was this traveling gypsy carnival and they had this real mummy - an evil egyptian king named ra amin ka.
Efsane diyor ki, yıllar önce, yüz yılın başlangıcında gezgin bir Çingene kumpanyası varmış ve yanlarında kötü bir mısır kralı olan Ra Amin Ka'nın gerçek mumyası.
Legend has it, in the mystic land of Prydain, there was once a king so cruel and so evil that even the gods feared him.
Efsaneye göre, Prydian'ın gizemli topraklarında tanrıların bile korktuğu, çok zalim ve acımasız bir kral varmış.
Legend has it a crocodile took half your leg off.
Efsaneye göre bir timsah bacağınızın yarısını koparmış.
Legend has it that it was written by the Dark Ones.
Rivayete göre Karanlık Kişiler tarafından yazılmıştı.
"Legend has it that there was a second skull " that had untold powers that could unlock the mysteries
Efsaneye göre, bilinmeyen sihirli güçleri olan...
Legend has it that an electrical storm broke out... and that he was struck by lightning- - had to miss his show for a month.
Rivayete göre, berbat bir fırtına koptu Ve Roger'a yıldırım düştü. Böylece programına bir ay katılamadı.
Legend has it that Stone Rigg Cavern was the lair of the Lampton Worm.
Efsaneye göre Stonerich Mağarası D'Ampton Solucanı'nın iniydi.
Legend has it that they travelled without the benefit of spaceships, merely appearing out of thin air on distant planets.
Efsaneler, onların uzay gemileri olmadan seyahat ettiğinden söz eder, uzak gezegenlerde bile, bir anda yoktan var olurlarmış.
Well, legend has it that a tribe of farmers lived here a long time ago, but the adults became lazy and they stopped farming.
Eee, hikaye şu ki, uzun bir zaman önce bir çiftçi kabilesi yaşarmış, ama yetişkinler tembelleşmiş ve çiftçiliği bırakmışlar.
Legend has it that a strange rose, which blossoms once every 20 years, has the ability to revive those that are dying.
"Shin Fung" Dağında Her 20 yılda bir açan efsanevi bir bitkinin olduğuna inanılırdı Bu çiçek bir ölüyü bile canlandırabilir beyaz saçın rengini siyaha dönüştürebilirdi
Legend has it his shadow once killed a dog.
Efsaneye göre bir keresinde bölgesi bir köpeği öldürmüştü.
Who, as legend has it, can predict an early spring.
Baharın geleceğini bilebiliyor.
- -groundhog who, as legend has it, can predict an early spring.
- -Köstebek, efsaneye göre, baharın geleceğini bilebiliyor.
Legend has it that the bones of a hundred children were buried within these walls.
Efsaneye göre, duvarların içinde yüz çocuk iskeleti gömülüymüş.
Legend has it- -
Efsane der ki...
Legend has it she chopped him up and used his bones to make the world.
Efsaneye göre onu parçalayıp, kemiklerinden dünyayı yaratmış.
Legend has it my great grandpappy stumbled upon this recipe when he was trying to invent a cheap substitute for holy water.
Efsaneye göre tarifi, büyükbabam kutsal suyu ucuza getirmeye çalışırken yanlışlıkla bulmuş.
Legend has it that the Dragon breathes within this man that he cannot die.
Efsaneye göre ejder, bu adamın içinde yaşar. Bu yüzden asla ölmez.
Legend has it that they were once magical elves in ancient times who became obsessed with riches and gold.
Efsaneye göre, bir zamanlar kafayı zenginlere ve altına takmış sihirli cücelerdi.
And then one day, legend has it, the great shoe man in the sky who once scored four touchdowns in a single game, intervened.
Ve efsaneye göre bir gün, gök yüzünden gelen büyük ayakkabı adam - ki kendisi bir maçta dört gol birden atmıştır - sorunu çözdü.
Legend has it that Cyttorak endowed his faithful with unearthly, mystical powers!
Efsaneye göre, Cyttorak bütün güçlerini bu yazita bahsetmis!
And family legend has it that he was one of the first members of the Klan.
Aile efsanesine göre, O Klan'ı ilk kuran üyelerin arasındaydı.
Legend has it that if the skulls are separated, two of the skulls will point the way to the third.
Efsaneye göre, kafatasları birbirlerinden ayrı düştüklerinde, iki kafatası bir arada üçüncünün yerini belirleyebiliyormuş.
'And then the legend has it, and I suspect the legend may even be true,'that he had 100 taken at random and killed them. 'And the reason was a particularly simple one'from Mobutu's point of view.' Career criminals have connections who protect them when they're in trouble, and by making this kill of 100 out of 1,000 arbitrarily,
Ve efsaneye göre ve ben bu efsanenin doğruluğundan bile şüphe ediyorum 100 tanesini rasgele seçmiş ve öldürtmüş ve bunu yapmasının başlıca sebebi Mobutu'nun bakış açısına göre azılı suçluların başları belada olduğunda onları koruyan bağlantıları var ve bu 1000 kişi içinden gelişigüzel seçilmiş 100 kişinin infazını gerçekleştirerek Mobutu şunu söylüyordu, " Bağlantılarınız hiçbir işe yaramaz.
Legend has it they embody the spirits of lost sailors.
Efsaneye göre, kayıp gemicilerin ruhlarını taşırlarmış.
Legend has it that with the sumerian treasure you can find the Titan key.
Efsaneye göre, Sümer hazinesi ile Titan anahtarını bulabilirsin.
Legend has it, Garibaldi slept there.
Efsaneye göre Garibaldi burada uyumuş.
Because legend has it the princess is the key to stopping Kahn's plot.
Çünkü efsaneye göre Kahn'ın amacını engelleyecek tek kişi Kitana.
Legend has it that he guards the mummy against those who would disturb her.
Efsaneye göre mumyayı onu rahasız edecek insanlara karşı korumakla görevli.
Legend has it they punish with persecution which explains the bounty.
Efsaneye göre cömertlikle açıklanan eziyet ile...
Legend has it Xena and Ares were bound by some deep bond.
Efsanede bu var. Zeyna ve Ares'in bi tür derin bağ tarafından bağlandığı.
Legend has it this piece has some sort of magical power.
Efsane odur ki, bir tür sihirli güce sahip.
He called this building the Mertin Flemmer Building after himself and someone else, who local legend has it was named Flemmer.
Binaya, kendi adıyla beraber, yörede efsane olan Flemming adında birisinin adını : Mertin Flammer Binası adını vermiş.
Legend has it
Efsaneye göre ;
The legend has it that Nang Nak, local to Prakanong District was a true and perfect wife, highly loyal to her husband.
Efsaneye göre, Nang Nak, Prakanong Yöresinde, halis ve munis, kocasına olağanüstü sadık bir kadındı.
I tell you, anyone who's touched this legend has turned it into a gold mine.
Bu efsaneye elini atan ihya oldu, benden söylemesi.
Oh, the Cinderella legend has brought nothing but dissatisfaction to the hearts of women, and their husbands have taken the brunt of it.
Sindirella efsanesi kadınların kalplerine sadece hayal kırıklığı getirdi ve kocaları da bundan yandı.
Mr. Jesse cardiff, who became a legend by beating one, but who has found out after his funeral that being the best of anything carries with it a special an obligation to keep on proving it.
Ve sebzeli patateslerimiz var, ama senin yerine olsam onların yanına yaklaşmazdım.
It has generally been regarded as legend, but Charlie does seem to possess this same power.
Bu bir efsane olarak görülürdü ama Charlie'de bu güçler var.
The legend of the Necronomicon has it that long ago the earth was inhabited by a species from another dimension.
Necronomicon efsanesi çok uzun zaman önce dünyanın ev sahiplerinin başka bir boyuttan gelen türler olduğuna dayanır.
The end of this lizard river is the lizard lake The legend tells of a lizard which is 1000 years old it has metamorphosed into a spirit
Kertenkele nehrinin sonu kertenkele gölüne çıkar efsaneye göre 1000 yaşında ki kertenkele,
The legend says that it has come to Earth to free the waters once again.
Efsaneye göre, suyu yeniden serbest bırakmaya gelecekmiş.
At this time it is my privilege to bring to the microphone a young man who, in a short space of time, has become a legend.
Şimdi benim ayrıcalığımla mikrofonu, kısa zamanda efsane olacak genç bir adama bırakmak istiyorum.
Legend has it you can get in and out of the smallest field.
Kesinlikle hayır.
has it 234
has it been that long 29
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
has it been that long 29
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322