English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Legs apart

Legs apart translate Turkish

96 parallel translation
Legs apart and grit your teeth.
Dişlerinizi iyice sıkıp, bacaklarınızı açın.
Legs apart.
Bacaklarını aç.
Spread your legs apart and then don't move.
Bacaklarını fazla hareket ettirme.
Yes, I did. And you know- - - Something pulled my legs apart
Ve bilirsiniz ki... bi şey ayaklarımı çekip ayırdı
Hands against the wall, legs apart!
Ellerinizi duvara yaslayın, bacaklarınızı ayırın!
Hands on the car, legs apart!
Ellerini arabanın üstüne koy ve bacaklarını ayır.
... and keep your legs apart.
... bacaklarını da aç.
- Rae, he didn't mean to imply that- -... pulling my panties off and yanking my legs apart.
- Rae, bir şey ima etmek istemedi külotumu koparıp, bacaklarımı ayırırken de.
Legs apart, arms out!
Bacaklarını ayır! Kollarını da aç!
Put your legs apart.
Bacaklarını aç.
Camera pulls back she's totally naked, legs apart two fingers right here.
Kamera uzaklaşıyor - kadın tamamen çıplak. Bacakları açık. İki parmak tam burada.
It's a thing they stick in dead pigs, keep their legs apart. All the blood runs out. - Huh?
Bu şeyi domuzu bacaklarının arasına yerleştirip, ayırıyorlar ve kanının dışarı akmasını sağlıyorlar.
A greedy hand, an empty heart Is all that wrests your legs apart
İki kol ve boş bir kalp bacaklarını açman için yeterli.
Look, when you jump, keep your legs apart.
Bak, atladığın zaman, bacaklarını aç.
Sometimes, when she's lying there, legs apart, I find her cunt more expressive than her mouth.
Kimi zaman, öyle uzanıp da bacaklarını ayırdığında cinsel organı bana ağzından daha anlamlı geliyor.
Get those legs apart.
Aç bacaklarını.
On the table, he splits his legs apart for added effect, with no delays.
Masanın üzerinde, bacakları ayırır dışında eklendi, herhangi bir gecikme ile.
In this outtake, the stuntman jumps back on cue, but he forgets to split his legs apart.
Bu çekimde, dublör işarete geri döner, ama bacaklarını ayırmayı unutur.
Or I'll fuck you on the ground and shoot you legs apart...
Yad seni yere yapıştırırım...
Keep those legs apart!
AYAKLARINIZI AYRIK TUTUN!
Stand with legs apart and exercise your chest.
Bacaklar açık durun ve ögsünüzü çalıştırın
Hands on the counter, legs apart.
- Ellerini masaya koy, bacaklarını ayır.
Turn around! Legs apart!
Duvara dön, bacaklarını aç.
She's got finger-size bruises on the inside of her thighs where he pried her legs apart.
Kalçalarının içinde, bacaklarını ayırdığı yerde parmak boyunda morluklar var.
Uchida, legs apart, arms out, teeth grit.
Uchida, ayakları ayır, eller yukarı, dişlerini sık.
Stand with legs apart and exercise your chest
Bacaklar açık durun ve gögsünüzü çalıştırın
That woman was born with her legs apart.
O kadın bacak arası açık doğmuş.
Legs apart and hands on the roof of the car.
Bacaklarınızı açın ve ellerinizi arabanın üzerine koyun.
He was pushin'my legs apart.
Bacaklarımı yana açıyordu.
Legs apart, please.
Bacaklarını ayır, lütfen.
Could I get you to step over here please? Arms and legs apart.
Lütfen tarama bri adım öne çıkıp ellerinizi ve bacaklarınızı ayırırmısınız.
Handy Hoh, legs apart, we are going to you!
Hazırlan, sana gidiyoruz!
Arms and legs apart.
Kollarınızı kaldırın, bacaklarınızı açın.
Legs apart, hands behind his back, at rest he's former military.
Bacakları ayrık, elleri arkada, "rahat" pozisyonunda.
Apart from rubbing our back legs together like some sort of grasshopper...
Ağustos böceği gibi boş boş durmaktan iyidir.
One of them usually got his legs spread apart.
Genellikle adamlardan birinin bacakları ayrıktır.
Be sure your legs are spread far enough apart.
Aç bacaklarını.
Its four legs were shaped rather like those of a koala, except that it had on its thumb a vicious, hooked claw, with which it ripped apart its prey.
Dört bacağı koalanınkiler gibiydi. Tek farkı, başparmağında avlarını parçaladığı kancalı, korkunç bir pençesi olmasıydı.
Her legs were spread wide apart.
Bacakları tamamen yayılmıştı.
Legs wide apart...
Bacakları genişçe aç.
- How far apart were their legs?
- Bacakları ne kadar açıktı?
- I see a dead girl turned over on her stomach with her legs spread apart, as though she's been sexually assaulted.
- Ben yüzüstü yatırılmış ve bacakları ayrılmış ölü bir kız görüyorum tecavüze uğramışa benziyor.
He can rip apart this termite hill, and if he wants to defend himself, he will use those big, bowed legs and claws and grip you.
Bu termit yuvasını parçalayabilir ve eğer kendini savunmak isterse o büyük kolları ve pençeleri kullanarak sizi kavrayacaktır.
His legs spread wide apart, it just doesn't seem like a monkey.
Ayakları açık, bir maymun bunu yapmaz.
But if you spread your legs... wide apart... it sighs... for you.
Ama bacaklarını açarsan... iyice ayırarak... iç geçirir... senin için.
Apart from other injuries animals incur at rodeos such as broken legs they are also worked up by being slapped teased given electric prods and otherwise tormented to bolt out of the chute in a frenzy.
Rodeodaki ayakların kırılması gibi tüm yaralanmalar bir kenara, hayvanlara oluktayken ayrıca vurulur, sataşılır, elektrik çubukları uygulanır, veya çeşitli şekilde isşkence edilir ki oluktan taşkın bir şekilde çıksınlar.
Move your legs apart.
Bacaklarını aç.
- Your arms up with your legs slightly apart.
Kollarınızı havaya kaldırın ve bacaklarınızı azıcık açın.
Anyway if their legs got blown off or their bodies got blown apart, somebody in their platoon would know who it was.
Böylece ayakları koptuğu ya da vücudu parçalara ayrıldığı zaman müfrezedeki diğer arkadaşları kime ait olduğunu anlayabilir.
My little Maria's broken legs were spread so far apart they dislocated her hips.
Maria'mın kırık bacakları birbirinden o kadar ayrılmıştı ki kalçalarını yerinden çıkarmıştı.
Do you know what it's like to have your legs spread apart?
Bacaklarını iki yana açıp oturmak ne demek bilir misin ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]