Less than a minute translate Turkish
294 parallel translation
I will not reveal the terrible confessions I forced from the young lady in less than a minute.
Bu genç bayandan bir dakikadan daha kısa bir sürede zorla aldığım korkunç itirafları göstermeyeceğim.
I'd should say less than a minute, Mr. Holmes.
Galiba bir dakikadan daha az, Bay Holmes.
Less than a minute to go and the clock stops.
Bir dakikadan az kalmıştı ve saat durdu.
It was disconcerting to see the sun arc in less than a minute.
Güneşin bir dakikada doğup batışını görmek ürkütücüydü.
To sink the ferry in less than a minute.
Feribot bir dakikadan daha kısa bir süre içinde batacak.
What's less than a minute?
Dakikadan kısa ne var?
In less than a minute!
Hem de bir dakikadan az sürede!
Oh, what I understand about women will take a lot less than a minute.
Jilet gibi keskin zekanı kendine sakla, Şahin, memlekette midye avlarken işine yarar.
I got to the other side of the mountain in less than a minute.
Dağın diğer tarafına bir dakikadan az bir sürede giderim.
Good, but hurry, he's got less than a minute.
Güzel, ama acele et. Bir dakikadan az zamanı kaldı.
'In less than a minute, another energy wave will hit.
Bir dakikadan daha kısa süre sonra, bir enerji dalgası daha size çarpacak.
You had less than a minute of hard national and international news.
Yurtiçi ve yurtdışı önemli haberlere bir dakikadan daha az zaman ayırdınız.
Levels it in less than a minute.
Cevap vermek bir dakikadan az sürer.
We've got less than a minute.
Bir dakikadan az kaldı.
We've got less than a minute.
Bir dakikadan az vaktimiz var.
He destroyed three pirate escorts in less than a minute.
Bir dakika demeden üç korsan muhafızını yok etmiş.
Four to one, and less than a minute to go to the halftime.
4-1 ve devre arasına bir dakika kaldı.
Already working'on it. I was pretty insulted when it just shrugged us off in less than a minute.
Bir dakikadan az ilgi göstermeyince gücüme gitti.
It was less than a minute.
- Bir dakikadan kısaydı.
You couldn't have. You've been in there less than a minute.
Yapamazsınız.Bir dakikadan daha az zamandır oradasınız.
I got less than a minute.
Kısıldım kaldım. 1 dakikadan az zamanım var.
Killing Mr. Leeds and the children would take less than a minute.
Bay Leeds ve çocukları bir dakikadan az bir zamanda öldürdü.
They got less than a minute.
Bir dakikadan az süreleri kaldı.
Takes a picture in less than a minute.
Bir dakikadan az sürede resim çeker.
They'll be at their destination in less than a minute.
Mr. La Forge, Doktor, hedeflerine bir dakikadan az sürede ulaşacaklar.
We've got less than a minute.
Işınlanmak için bir dakikadan az zamanımız var.
The Vorlon government finds it very suspicious that he was out of his ship less than a minute when he fell ill.
Vorlon hükümeti, büyükelçilerinin gemiden indikten bir dakika sonra hayati tehlike atlatmasından büyük şüphe duyuyor.
My team was blown out of the sky in less than a minute.
Takımım bir dakikadan az bir süre içerisinde yok edildi.
So the man can turn out a hinge in less than a minute. Why the long story?
Adam menteşeyi bir dakikadan az bir sürede yapıyor, neden uzatıyorlar ki?
I can have security in here in less than a minute.
Güvenli bir dakika içinde burada olur.
- Less than a minute.
Bir dakikadan az.
Well, Mrs. Bundy, you've got less than a minute left.
Evet Bayan Bundy, 1 dakikadan daha az zamanınız kaldı.
The Romulans will be within sensor range in less than a minute.
Romulalılar bir dakika içinde algılayıcı menziline girecekler.
We got less than a minute.
Bir dakikadan az zamanımız kaldı.
The hairs move swiftly. One can turn through 180 degrees in less than a minute.
Kıllar hızla hareket ediyor. 1 dakikadan kısa sürede 180 derece dönebiliyor.
You'll be dead in less than a minute.
Bir dakikadan az bir sürede ölmüş olacaksın.
- Less than a minute.
- Bir dakikadan az.
Best of all, with less than a minute to go before I leave... absolutely nothing has gone wrong.
En iyisi de, gitmeme bir dakikadan az bir süre kalmasına karşın hala hiçbir şey ters gitmedi.
Less than a minute left in her power reserves.
Sınıra bir dakikadan daha az var.
We're deadlocked at three with less than a minute to go.
Bir dakikadan az kaldi ve 3 sayi gerideyiz.
You got less than a minute.
Bir dakikadan az zamanınız kaldı.
In less than a minute you will see the most powerful explosion ever witnessed by human eyes.
Bir dakikadan az bir süre içinde insanlığın şimdiye dek gördüğü en güçlü patlamaya tanık olacaksınız.
In game six in Utah, the Bulls trailed by three with less than a minute to play.
Utah'taki 6. karşılaşmada, maçın bitmesine bir dakikadan az kala... Bulls üç sayı gerideydi.
The calls were ordinary, all less than a minute long.
Konuşmalar sıradandı, Hepside bir dakikadan kısa sürdü.
Chakotay, you've got less than a minute.
Chakotay, bir dakikadan daha az zamanınız kaldı.
We're less than a minute away from multiple core breaches.
We're less than a minute away from multiple core breaches.
OK, I've been up less than a minute and somehow I've managed to piss you off.
Kalkalı bir dakika oldu ama nasıI olduysa seni kızdırmayı başardım.
In less than a minute.
Bir dakikadan daha az süre içinde.
Mr. Harib? We go in less than half a minute, sir.
Bay Harib, başlamaya yarım dakikadan az bir süre kaldı efendim.
A little less than there was a minute ago.
Bir dakika öncesine göre biraz azaldı.
Not a minute more or less than as long as it takes me.
Gerektiği kadar.
less than 199
less than an hour 24
less than that 21
less than an hour ago 18
a minute ago 52
a minute 162
less is more 28
less talk 31
less so 20
less talking 37
less than an hour 24
less than that 21
less than an hour ago 18
a minute ago 52
a minute 162
less is more 28
less talk 31
less so 20
less talking 37