English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let's talk about you

Let's talk about you translate Turkish

654 parallel translation
She's got the same thing I've got, only you won't let me talk about that.
O da benim içinde olduğum durumda, sadece bunun hakkında konuşmama izin vermezsin.
But, hey, let's talk about you.
Ama hey, biraz da senin hakkında konuşalım.
Yeah, but when you get together in Mr. Tyler's room and toast marshmallows and things you talk about who you're going to let in, don't you?
Evet ama, Bay Tyler'ın odasında toplanıp... şekerleme közlerken filan... kimi aranıza alacağınızı konuşuyorsunuz, değil mi?
Let's not talk about it, if you don't mind, at least not until we know more.
Mümkünse daha fazla konuşmayalım, en azından bir şeyler öğrenene kadar.
Let's talk about little you.
Biraz senden söz edelim.
Let's talk about you.
Senden bahsedelim.
You're not, so... Let's not talk about it.
Ama öyle değilsin, bu yüzden bunu konuşmayalım.
Come on, let's have dinner, I'll talk to you about it.
Sana orada anlatırım. Gelemem, bizimkiler.
Let's talk about you.
Senin hakkında konuşalım.
Let's talk about you and me now.
İkimizden bahsedelim.
Anyway, let's talk about you.
Her neyse, senden bahsedelim.
Let's talk about it at the Sanford gala over the weekend... you know, between your catering duties.
Sanford açılışından söz edelim, hani yemeği yaptığın.
Let's you and me have a little talk about the pugilistic profession.
Boksörlük işinden bahsedelim.
Now, come on. Let's talk about you.
Hadi, şimdi biraz da senden konuşalım.
Let's talk about you.
Sizden konuşalım.
Let's not talk about it, do you mind?
Bundan bahsetmesek, olur mu?
I know why you quit coming by. - Let's not talk about it.
- Bundan söz etmeyelim, Deanie.
Let's talk about you.
Senden söz edelim.
But let's talk about you.
Biraz da senin hakkında konuşalım.
Yes, our conversation, Let's talk about you first.
Evet, sohbetimiz. Önce senden bahsedelim.
- Well, let's talk about you.
- İyi, senden bahsedelim.
Let's talk about you.
Sizden bahsedelim.
But let's talk about you.
Senin hakkında konuşalım.
Now, let's talk about you.
Şimdi senden konuşalım.
Let's talk about you.
Hadi sizden konuşalım.
Let's talk about your acquaintances You know, what I mean.
Tanıdıklarınızdan bahsedelim Ne demek istediğimi anlarsınız.
- Let's not talk about you.
- Bırakalım artık senin hakkında konuşmayı.
I know that'll be Mr. B's position, but I'll let you talk to him about it.
Sizin için zor bir durum olduğunu biliyorum, ama kendisiyle görüşmenizi sağlayabilirim.
Let's talk about the man you saw get off the bus, right here.
Otobüsten inerken gördüğünüz adam hakkında konuşalım.
Brother, let's talk about it you can have all the treasure
Hadi gel anlaşalım! tüm hazine senin olsun elbette hanizeyi alacağım
If you had a dream, let's talk about it.
Eğer bir rüya gördüysen, üzerine biraz konuşalım.
Let's talk about you.
Hadi senden bahsedelim.
Now let's talk about you.
Şimdi senden konuşalım.
Let's talk about something you fucking know about.
Hadi bildiğin şeylerle ilgili konuşalım.
So, let's talk about you, what do you do besides fly kites?
Biraz da senden söz edelim, uçurtma uçurtmaktan başka ne yaparsın?
AND YOU TELL ME YOUR KITTY BOTHERS YOU. THAT'S INTERESTING. LET'S NOT TALK ABOUT IT.
Richard'ın taşınmasının sana nasıl hissettirdiğini soruyorum, sense bana kedinin seni endişelendirdiğini söylüyorsun.
Don't ask about me, let's talk about you.
Fazla kurcalama, birazda seni konuşalım.
Your technique wasn't bad at all, though you might have taken more interest in Cortot's fingering, but let's just talk about the conception.
Tekniğin çok kötü olmasa da Cortot'un parmak tekniğine daha çok dikkat edebilirdin. Ama sadece parçayı kavraman hakkında konuşalım.
I know you're as broke as these vulgar Idaho farmers so let's not talk about love and get this thing over with as painlessly as possible.
Vahşi Idaho'lu çiftçiler kadar züğürtsün, biliyorum. Yani aşktan söz etmeyelim ve bu işi olabildiğince acısız bir şekilde halledelim.
Pay them quickly I also owe them rent and food money, let's go I have a lot to talk to you about
Ödesene! Onlara yemek ve konaklama borçluyum Neden bana hiç para yollanmadı?
Let's talk about what's bothering you.
Oturup seni neyin rahatsız ettiğini konuşalım.
- Let's talk about you instead
- Senin hakkında konuşalım.
David, if you don't want to talk about it, let's don't.
David, konuşmak istemiyorsan konuşmayalım.
Let's talk about it! You were asked to come in for a meeting, but never showed up.
Ama dinleyin - Önce bir konuşalım!
Let's talk about exactly what it is you do want.
Peki gerçekten ne istiyorsun.
- You guys, let's talk about that fox that just walked in.
- Evet millet, az önce içeri giren yakışıklı hakkında konuşalım.
Now, let's talk about why I'm really here... and why you're not breathing dirt, Gianni.
Şimdi, gerçekte neden burada olduğumdan ve senin neden toprağın altında olmadığından bahsedelim Gianni.
Let's talk about you.
Birazda senden bahsedelim.
- Maybe they'll send you back. - Let's not talk about you.
- Bırakalım artık senin hakkında konuşmayı.
If something's deeply troubling you, let's sit down... talk about it.
Seni rahatsız eden bir şey varsa oturalım ve bunu konuşalım.
- Let's talk about you chaps.
- Evet, şimdi size gelelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]