English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / About you and me

About you and me translate Turkish

9,887 parallel translation
This is about you and me.
Bu iş seninle benim aramda.
So, um, I've been thinking a lot about you and me and... the boat.
İkimiz ve teknede olanlar üzerine kafa yoruyordum da.
He didn't ask about you and me, did he?
Bizi sormadı değil mi?
Now tell me a bit more about you, starting with how you feel about Nik, and do bear in mind,
Şimdi bana kendinden biraz daha bahset Nik için beslediğin duygulardan başlayarak ve sakın unutma dürüstlük konusunda çok titizimdir.
If there's anything that Klaus likes about me, it's my mind, that I can understand him, and you, you are beautiful, and you are powerful, and you do have a long history together,
Klaus'un bana dair hoşuna giden bir şey varsa o da zekam, onu anlayabilmen ve sen, sen güzelsin, güçlüsün ve birlikte uzun bir geçmişiniz var.
You said something about Excalibur, and you told me... that one day, you would have the opportunity to remove Excalibur from its stone.
Excalibur'la ilgili bir şey söyledin. Dedin ki... Bir gün Excalibur'u taştan çıkartma şansını elde edeceğini söyledim.
Okay, so they were cool with me coming out here for a couple of weeks, right, to meet Rita and to meet you, but, you know, they, like we talked about, you know, I, you know, kind of decided that I want to stay for longer, and when I was talking to them on the phone the other day, maybe, I don't know,
Tamam, birkaç haftalığına benim için buraya gelmeleri güzel, değil mi Rita ve seninle tanışırlar fakat onlarla hakkında konuşacağımız şeyler de olur sen bilirsin bunları....... uzun süre kalma kararını da vermiş olurum ve geçen gün onlarla telefonda konuştum, belki, bilemiyorum.
How about a lunch, you and me, eat in my ride, listen to some Eddie Money.
Bir yemeğe ne dersin? Sen ve ben arabamda yeriz... -... biraz Eddie Money dinleriz.
Is there any way he can get us the data so that we can start... I got a 22-year-old kid trapped in a maximum security prison with a target on his back, and you want to talk to me about that case? !
O veriye erişip bizi sonuca ulaştıracak herhangi bir yol... 22 yaşında bir çocuk yüksek güvenlikli bir hapishanede, ölüm tehlikesiyle yüz yüze mahsur kalmış durumda ve sen hala vakayla ilgili mi konuşmak istiyorsun?
And when he knew you were going to kill him, he lied about me.
Onu öldüreceğini anladığı zaman da benim hakkımda yalan söyledi.
Because instead of talking to me about this, you should be talking to me about what happened last night between Louis and Harvey.
Çünkü benimle bu konuyu konuşmak yerine geçen gece Louis ile Harvey arasında ne yaşandığını anlatabilirsin.
When he was attacking me, it was between me and Harvey, and I want to know what you're gonna do about it.
- Komikmiş. Bana saldırdığında, bu, benimle Harvey arasındaydı, ve bunun hakkında ne yapacağını bilmek istiyorum.
What it means is, she asked me about you, and I had to lie to keep her from thinking that you're the same Mike Ross that she knew before.
Ne demek istiyorsun? Demek istediğim, bana seni sordu ve senin, onun bildiği Mike Ross olduğunu anlamaması için yalan söylemek zorunda kaldım.
Well, I am, and I opened up to you about it, and then you looked me in the eye, and you used Mike's partnership to lure me back.
Ama, var ve bu konuyu sana anlattım ve sen de gözlerimin içine bakıp Mike'ın ortaklığını bana tuzak kurmak için kullandın.
I know that, and I know what I'm about to ask might put you in between me and Louis.
Bunu biliyorum, ve isteyeceğim şeyin seni, Louis ile benim aramda bırakabileceğini de biliyorum.
And the way you said it got me thinking about how you like making your plans on this thing.
Ve böyle söylemen bana, bu şeyle plân yapmayı ne kadar çok sevdiğini hatırlattı.
And I opened up to you about it, and then you looked me in the eye, and you used Mike's partnership to lure me back.
Ve bu konuyu sana anlattım, ve sen gözümün içine bakıp Mike'ın ortaklığını bana tuzak kurmak için kullandın.
You know, about what happened with me and your brother and... just how I'm feeling.
Abinle aramda neler olduğunu ve nasıl hissettiğimi biliyorsun.
It's just that when I broke into your apartment and like, you told me that if you were me, you would just forget about him and move on, that I was like, too good for him anyway,
Evine girdiğimde benim yerimde olsan onu unutup yoluma devam etmemi zaten onun için çok iyi olduğumu söylemiştin.
Bring me the receipt, and I'll tell you more about it.
Fişi de bana getiriyorsun ve ben de şu işten daha çok bahsediyorum.
You're gonna ask me what is so sinisterly special About wade and mason, and I'm going to tell you.
Wade ve Mason'da hangi kötü özellik olduğunu soracaksın ve söyleyeceğim.
Things change, brother. We've been talking about this for years, And now you're just gonna bail on me for some bitch?
Yıllarca bundan bahsettik, şimdi bir sürtük için beni terk mi edeceksin?
You know, so one day we got to talking about how I done some time, and he offered me ten grand up front.
Bir gün eskiden ne yaptığımdan falan konuşmaya başladık sonra bana bunun için 10 bin dolar teklif etti.
I can't steer you into telling you what I'm interested in hearing about, because then you might go out and start making things up just to get me off your back.
Ne duymak istediğimi söyleyemem sana. Yoksa gidip sırf beni başından savmak için bir şeyler uydurmaya başlayabilirsin.
My name is Brian Finch and the first thing you should know about me is I didn't do anything wrong.
Adım Brian Finch ve hakkımda bilmen gereken ilk şey yanlış bir şey yapmadığım.
Does it give me motive to come here and tell you about it?
Peki gelip sana bunu anlatmam için bir neden veriyor mu?
It's about time you and me talked.
Konuşma zamanımız gelmişti.
I've heard so much about you, and thank you for letting me stay here.
Hakkında çok şey duydum burda kalmama izin verdiğin için teşekkür ederim.
- Your Sal came in the turret today, and, oh, he talked to me about how many - What do you... CCs should be in my titty area.
- Senin Sal bugün döner taret ile geldi ve göğüs ucu bölgemdeki CC'lerin kaç olduğundan bahsetti.
It's about me and you.
Senin ve benim hakkında.
You want me gone, call for a vote,'cause we know what's going on with Daniel's investor, and Harvey's about to put a stop to it right now.
Gitmemi istiyorsan, oylama yaptır Çünkü Daniel'in yatırımcısıyla neler yaptığını biliyoruz ve Harvey şu anda bu işe bir son vermek üzere.
Anyway, I told her what happened between you and me, and she's concerned about us seeing each other at work.
Neyse, ona aramızda yaşananları anlattım ve o da işte birbirimizle görüşmemiz konusunda endişeli.
How dare you go on the Internet and say mean things about me and compare my genitalia to part of Czechoslovakia?
Ne cüretle İnternette hakkımda kaba şeyler söyleyip cinsel organımı Çekoslovakya'nın bir bölgesiyle kıyaslarsın?
And now you're gonna start in with me about how, oh, with you, there's always more than meets the eye.
Ve simdi nasil olduguyla ilgili baslayacaksin yine bana seninle, hep göze görünenden fazlasi vardir falan filan.
But let me tell you about when I was a little girl, and Amancio killed my whole family and took me out of my pueblo.
Ama sana şunları anlatayım ben küçük bir kız iken Amancio tüm ailemi katletti ve beni köyümden dışarı götürdü.
And she talked to you about me?
- Benimle ilgili mi konuştunuz?
Oh, and I got to tell you, the advice you gave me about lying on the application was dead on.
Ve bana verdiğiniz tavsiyeler işe yaradı tüm yalanları yuttular.
You've been giving me a hard time and you haven't even told your mom about Sheldon?
Benim üstüme geliyorsun ama annene daha Sheldon'ı anlatmadın mı?
If you're a guy, let me tell you a story of an ordinary girl who you've never bothered to care about and her ordinary life.
Eğer bir erkeksen,... izin ver de sana asla ilgilenmeyeceğin sıradan bir kızı ve onun sıradan hikayesini anlatayım.
Uh, sorry... how do you know about me and Casey?
Pardon benle Casey'yi nereden biliyorsun?
All I want to talk about now is you and me, with days alone, far from here.
Bundan sonra beraber buradan uzakta geçireceğimiz günleri konuşmak istiyorum sadece.
That's really interesting, actually, because I think it was you and I over a plate of nachos at the Clippers-Spurs game when you told me that a meal is all about the person you're sharing it with.
Çok tuhaf çünkü sanırım Clip pers-Spurs maçı izleyip cips yerken bana yemek konusunda önemli olan onu paylaştığın kişidir demiştin.
And this is the group you were telling me about?
Ve bana sözünü ettiğin grup bu mu?
Look, I don't know that much about you, and whatever you know about me probably isn't that good, so now that we're living together, I thought maybe we should get to know one another a little better.
Bak, ben seni fazla tanımıyorum,... ve benim hakkında ne biliyorsan muhtemelen çok iyi değildir,... yani şimdi beraber yaşamaya başladığımıza göre,... ben belki birbirimizi daha iyi tanımaya başlarız diye düşündüm.
Yes, that you hate me and you hate everything about me.
Benden ve benle ilgili herşeyden nefret ediyorsun.
Thank you. And I don't need you to come here, checking on me, pretending it's about work.
Buraya iş için gelmiş gibi yapıp beni kontrol etmene de gerek yok.
! You both ate and didn't even think about me?
Karnınızı doyururken hiç aklınıza gelmedim mi?
How about I boot you in the ass and then you can tell me.
İstersen kıçına tekmeyi basayım, o zaman anlarsın.
Why don't you tell me about that fantasy, and maybe I can help you?
Neden bana fantazini anlatmıyorsun? ve belki sana yardım edebilirim.
And, please, don't tell me it's Wainwright,'cause that is about as phony as that watch you're wearing.
Ve lütfen, sakın Wainwright olduğunu söyleme çünkü bu taktığın o saat kadar sahte.
I just feel bad that... you and Mom worry about me so much.
Sen ve annemin hakkımda bu kadar endişelendiğiniz için, kötü hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]