English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lover boy

Lover boy translate Turkish

431 parallel translation
Come on, lover boy.
Haydi, aşık çocuk.
Take care of her, lover boy.
Onunla ilgilen, aşık çocuk.
Not lover boy himself!
Ateşli erkeğimiz!
Here, here, lover boy, watch that ceiling.
Yavaş ol bakalım yakışıklı, tavana dikkat et.
You and lover boy won't put me in the hot seat.
Sen ve sevgilin beni elektrikli sandalyeye oturtamayacaksınız.
I send the boys to work over lover boy. They grab the wrong guy.
Çocukları, aşık çocuğu halletmeleri için yolladım ama yanlış adamı yakaladılar.
Just look at Maryutka taming her lover boy.
Maryutka'ya bak, aşk kelebeğini evcilleştiriyor.
Tie up your lover boy tight.
Aşk kelebeğini sıkı bağla.
- Where's lover boy?
- Aşk çocuğu nerelerde?
- Lover boy got started early today.
- Çapkın yine sabah erken başladı.
- Up, lover boy. Get up.
- Kalk haydi tembel.
IN A BAMBOO AND CANVAS TENT. CASE HISTORY OF A LOVER BOY
Alacakaranlık Kuşağı'na hiç girmemiş olması gereken genç bir aşığın durum geçmişi.
You're in the wrong room, lover boy.
Yanlış odadasın, çapkın.
Listen, lover boy!
Dinle, aşık çocuk!
I'll fill in lover boy with all the facts, Julia.
Aşık çocuğa tüm gerçekleri ben anlatırım, Julia.
Did you take in a lover boy?
Aşık bir çocuk aldın mı?
To show you how worried I am, let's go hear lover boy sing.
Sana endişemi göstermek için, gidip aşık çocuğu dinleyelim.
- You won't get 200 bucks from me, lover boy.
- Benden 200 papel alamayacaksın.
I ain't much of a lover boy.
Benim aşkla pek işim olmaz.
You could find a lover boy on every damn corner in town.
Kentin her köşesinde bir aşık bulabilirsin.
I told you I wasn't no lover boy.
Sana aşkla pek işim olmaz demiştim.
You look real nice, lover boy.
Yakışıklısın oğlum.
But to be worsted by a flash, crypto-italian lover boy... who mistakes my indifference for inadequacy... is altogether too much! You mean, you couldn't bring yourself to accept the situation, sir?
Ancak İtalyan aşığı kılıklı serseri bir çocuğun kayıtsızlığımı yetersizlikle karıştırması çok fazla!
Hey, lover boy.
Hey, aşık çocuk.
Cool it, lover boy.
Sakin ol, aşık çocuk.
So long, lover boy.
Hoşça kal, sevgilim.
What are you up to there, lover boy?
Orada neler yapıyorsun, çapkın çocuk?
Well, especially me,'cause I am the lover boy.
Eh, özellikle benimle.. çünkü ben aşk çocuğuyum.
Where's lover boy?
Aşık çocuk nerede?
Be sure and tell me about tonight, lover boy.
Bu gece olacakları da anlat bana, aşk çocuğu.
It doesn't take old lover boy very long, does it?
Çapkınlar uzun süre yaşlanmaz, değil mi?
Surprised to see you without your, uh, lover boy.
Seni şu çapkın gençle görmemek beni çok şaşırttı.
He's not my lover boy, Curt.
O benim sevgilim değil, Curt.
What's it gonna be, lover boy?
Hangisi olsun, sevişen çocuk?
Lover boy oughta lock his door.
Aşığın kapısını kilitlemeli.
- That tape of you and lover-boy got lost.
Şu aşık çocukla yaptığınız kaset kayboldu.
On your way, lover-boy.
Yoluna, aşk çocuğu.
I've heard a lot about you, lover-boy.
Hakkında çok şey duydum zampara.
Lover-boy.
Zampara.
Your dinner will be ready in a minute, lover-boy.
Akşam yemeğin birazdan hazır, aşık çocuk.
Kind of a lover-boy, we've been told.
Bir tür kazanova, öyle söyledi.
Lover-boy ain't finished yet.
Aşık çocuk daha bitirmemiş.
And there's lover-boy's bagels.
Bir de çapkınımızın çörekleri var.
Our lover boy!
Aşık çocuk!
"WHEN IS THE WEDDING, DANNY LOVER BOY?"
"AŞIK DANNY DÜĞÜN NE ZAMAN?"
Tell me, lover-boy, why didn't you tell her to go fuck herself?
Baksana çapkın çocuk neden ona siktirip gitmesini söylemedin?
- Your lover-boy's a Red!
- Dostun bir Kızıl!
Well, lover-boy, I'm off.
Pekala aşık adam, ben yokum bu işte.
Where's lover-boy?
Aşığınız nerede?
So lover-boy threw you out?
Aşığınız bu yüzden mi başından attı sizi?
Okay, lover-boy!
Tamam, aşık çocuk!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]