English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mate in

Mate in translate Turkish

1,110 parallel translation
The male and female go to the woods... planning to mate in their natural habitat.
Erkek ve dişi, doğal yaşam ortamlarında çiftleşmeyi düşünerek ormana gidiyorlar.
The owner used to be a class mate in voice training.
Sahibini şan derslerinden tanıyorum.
Mate in 143 moves.
143 hamlede mat.
- There's a reason that pandas don't mate in captivity.
- Sorun şu ki, erkek panda özgür değilken çiftleşemez.
They mate in unstable couples, but they're in heat all year round with greater intensity in spring and whenever they close a good deal.
Sık sık eş değiştirirler. Yıl boyunca azgın olurlar... ama özellikle baharda ve çok para kazandıkları zaman kızışırlar.
Once in a while one of these guys, who is married, tries to pull off a fast one on me and pass off a hooker as his mate.
Vaktinde buradakilerden birisi, evli olanlardan, beni kandırmaya çalıştı ve bir fahişeyi eşiymiş gibi geçirmeyi denedi.
I read in the personals you were seeking a soul mate.
İlanlarda ruh ikizi aradığınızı okudum.
Note how the female, through her feigned antagonism, encourages the male in his attempt to mate.
Dişinin, erkeği çiftleşmeye cesaretlendirmek için, nasıl sahte düşmanlık yaptığını not al.
He crushed his cell mate's legs, so they put him in solitary through the year.
Koğuş arkadaşının bacaklarını kırmış ve bir yıl hücre cezası yemiş.
Er, look, mate. Look, er, can I ring you back in a few minutes, yeah?
Birkaç dakika sonra ben seni arayayım mı?
Gary, if you can hear me, get back in the car now, mate.
Gary, Eger beni duyabiliyorsan, arabanin içine çabuk geri gir, dostum.
His brother's room-mate knows a guy who knows a scout in L.A.
Ağabeyinin oda arkadaşının Los Angeles'te çok tanıdığı varmış.
in the 1952 Presidential election, General Eisenhower, the Republican candidate, chose the red-baiting Richard Nixon as his running mate.
1952 Başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi aday, General Eisenhower, Komünist düşmanı Richard Nixon'ı kendisiyle birlikte aday gösterdi.
Your taste in music, mate. It's shite!
Müzik zevkin berbat dostum!
Magpie males are very unusual in that normally they will mate with two females, who will both lay in the same nest.
Erkek saksağan çok farklı şekilde aynı yuvaya yumurtlayacak iki dişiyle çiftleşir.
I'm sorry, mate. No dogs allowed in the shelter.
Kusura bakmayın ama köpeği sığınağa sokamazsınız.
Not while you're in my cab. mate.
Benim taksimdeyken değil. Arkadaşım.
Did you know that the female of their species will gladly mate with any other species in the universe to avoid the males of their own kind?
Türlerinin dişilerinin erkekleriyle birlikte olmamak için başka her türden erkekle yattıklarını biliyor muydun?
Now, I know you haven't been in the game for a while, mate..... but we still do kill people.
Bir süredir bu işleri yapmadığını biliyorum dostum, ama biz hâlâ insanları öldürüyoruz.
Oi, how's about you shove a cork in it, mate.
Durun bir saniye. Şuna bir tıpa tıkamaya ne dersin dostum?
He was in a shit state, mate.
Durumu çok kötüydü ortak.
- I'm a mate of Colin.
- Ben Colin'in dostuyum.
Kelv, what's going on in there, mate?
Kelv, neler oluyor, ufaklık?
I came to buy an incendiary device... from a mate of mine in the army.
ordudaki bi arkadaşımdan patlayıcı malzeme satın almak için.
Well, maybe to your mate not that you'd go in with him.
Arkadaşınla konuşursun ama onunla gittiğin için değil.
He makes his way to the long, elevated surface... where he will consume small amounts of fermented grain... in the hopes that it will make him more appealing to a potential mate.
Potansiyel bir eşe kendisini daha çekici göstermesi umuduyla küçük miktarlarda mayalanmış tahıl tüketeceği uzun ve yükseltilmiş yüzeye doğru yola çıkıyor.
She lets him know that she is pleased... for that is what she is looking for in a mate.
Dişi, bir eşte aradıklarını bulduğunu erkeğin bilmesine izin veriyor.
In springtime, the wild duck returns to its home to mate.
Bahar geldiğinde yaban ördekleri çiftleşmek için yuvalarına döner.
She's in a crisis because she may not find the perfect mate?
Ve buradaki herkes buna müsamaha gösteriyor. Şu anda mükemmel eşi bulmayacağını düşündüğü için bir kriz geçiriyor.
- No, actually, Grams once told me that whatever direction it flies in you can find your ideal mate.
- Hayır, aslında, büyük annem bir kez uçtuğu yönde ideal eşini bulabileceğini söyledi.
The room-mate may not have a percentage in St Raymond's TV rights.
Oda arkadaşıyla konuşacağız. Büyük ihtimalle St. Ray'in televizyon haklarında, onun yüzdesi yoktur.
Jeanne's room-mate said she changed at the end of the season.
Jeanne'in oda arkadaşı, onun basketbol sezonunun sonuna doğru değiştiğini söyledi.
Rebecca, in public school, we select our own mate.
Rebecca, halk okulunda biz...
A potential mate soon makes a cautious approach, her head dipped in submission.
Bir süre sonra, bir potansiyel eş, sakıngan tavırlarla yaklaşıyor, dişinin başı öneri için inip kalkıyor.
If he is to find a mate, he must be in prime condition.
Eğer bir eş bulmak istiyorsa, en iyi durumda olmalı.
Did you know that... a male lion can mate 45 times in three hours?
Erkek aslanın eşi ile 3 saat içinde.. kırkbeş defa yapabildiğini biliyormusun?
They mate 45 times in 3 hours.
3 saatte 45 defa yapabiliyorlarmış.
May God take your soul. And you will rest forever in peace, mate.
Tanrım ruhunu alsın, ve sonsuza dek huzur içinde uyu.
The males dazzling in distinctive plumage helps the female pick a mate of her own kind
Göz kamaştırıcı farklı tüyler içindeki erkekler dişiye kendi türünden bir eş seçmesinde yardımcı oluyor.
Mate, you're fat and I'll throw you in the river.
Ahbap, şişkosun ve seni nehire fırlatacağım.
Put a sock in it, mate.
Dilini götüne sok, ahbap.
- I believe Gunner's Mate Snowhill's a liar!
Gunner'ın ikinci kaptanı Snowhill'in bir yalancı olduğuna inanıyorum.
And then his mate, the other one who was giving lessons on what we do if we land in the sea, how to wear your life jacket, et cetera, he starts looking at me all funny, suggestive.
Sonra onun arkadaşı can yeleklerini nasıl kullanacağımızı anlatıyordu. O da bana acayip acayip bakmaya başladı. Bir şeyler der gibiydi.
No, mate, put yourself in his perspective, the way he sees things.
Kendini onun yerine koy. Onun nasıl gördüğünü düşün.
Let them hide in your fucking roof space. But George is your mate.
İstersen onları tavan arasında sakla, ama George senin dostun.
So I was thinking mate, I saw him in the dunny...
onu kulubelerde gordum.
That's right mate, you got it in one.
Dogru. Hemen anladin.
He's in a bad way mate.
Tam noktaya.
Mate, I'm not letting you in, I've got kids here.
Girmene izin veremem cocuklarim var.
He knocked on the door just before we were going on stage and my mate Robin answered and he said, "Hi, I'm Sandy," and he went, "Well, the band's going on stage so you can't come in now."
Biz sahneye çıkmadan hemen önce kapıyı çaldı ve arkadaşım Robin cevap verdi, o da "Selâm, ben Sandy" dedi.
And in all this time, you've never considered making yourself a mate?
Ve bunca zamandır, hiç kendine bir eş yapmayı düşünmedin mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]