May i sit here translate Turkish
48 parallel translation
May I sit here a moment?
Birazcık burda oturabilir miyim?
May I sit here?
Oturabilir miyim?
May I sit here?
Buraya oturabilir miyim?
- May I sit here for a while?
- Biraz oturabilir miyim?
- May I sit here?
- Buraya oturabilir miyim?
- May I sit here, please?
Buraya oturabilir miyim?
May I sit here?
Oturabilir miyim? Teşekkürler.
Excuse me, may I sit here?
- Affedersin, buraya oturabilir miyim?
- May I sit here?
Buraya oturabilir miyim?
May I sit here?
Şöyle oturabilir miyim?
- May I sit here?
- Yanınıza oturabilir miyim?
May I sit here?
Buraya oturabilirmiyim?
Excuse me... May I sit here?
Afedersiniz, buraya oturabilir miyim?
This is fine. May I sit here?
Buraya oturabilir miyim?
Boogie... may I sit here?
Oturabilir miyim?
May I sit here for a while, Grandpa?
Biraz burada oturabilir miyim, dede?
May I sit here with you?
Yanına oturabilir miyim?
May I sit here?
Oraya oturabilir miyim?
May I sit here'?
- Oturabilir miyim?
I may sit here till the next assizes.
Diğer mahkemeye kadar burada oturmam gerekebilir.
If I may, I'll sit here and absorb also.
İzin verirsen, burada oturup, ben de özümserim.
If I may, Counselor, it could be quite tedious for us both to sit here and wait in silence.
İzin verirseniz danışman ikimizin de burada oturup sessizlik içinde beklemesi can sıkıcı olabilir.
Our life holds few distinctions, Mrs. Bennet, but I think we may safely boast that here sit two of the silliest girls in the country.
Hayatımızda pek fazla ayrıcalığımız olmasa da, Bayan Bennet şundan emin olarak övünebiliriz ki burada ülkenin en aptal iki kızı yaşıyor.
You may be prepared to sit here while they torture our boys, I'm not.
Çocuklar işkence görürken ben burada oturamam.
- May I see your ticket? - I know you wouldn't think it... but this gentleman arranged for me to sit here with quality.
- Bu beyefendi benim bu kaliteli koltuğa oturmam için bir ayarlama yaptı.
- May I sit down? - Are you here to sit?
Oturmak mı istiyorsunuz?
You know, sir, if I may, here let's... let's sit down.
Aslında bayım izin verirseniz buyrun, buyrun oturalım.
I may just sit here and have my cake all day.
Şuraya oturup, bütün gün kekimi yiyeceğim.
I'll just sit here, if I may
Şayet sorun olmazsa şuraya oturuveririm.
? May I sit here?
Yanınıza oturabilir miyim?
May I sit down here?
Buraya oturabilir miyim?
So if I may, I'll just sit here quietly for a little while.
Ben sessizce böyle oturacağım.
I may have to sit here.
- Beni burada tutabilirsin.
And as I sit here, I'm acutely aware there may be no one closer to you in the world right now than I.
Burada otururken, farkındayım ki dünyada sana, benim şu anda olduğumdan daha yakın olmak diye bir şey yok.
I may not be able to beat'em... but I'm not gonna sit here and do nothin'either.
Belki onları yenemem... ama hiçbir şey yapmadan oturacak değilim.
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i go 47
may i ask your name 24
may i present 30
may i ask you something 69
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i go 47
may i ask your name 24
may i present 30
may i ask you something 69