Murder board translate Turkish
49 parallel translation
ok, i need you to set it up by the murder board.
Burada. Tamam. Yazı tahtasının yanına kur.
Looks a lot like our... Murder board.
Aynı bizim tahtamız gibi.
- Lieutenant Tao? Behind the murder board, chief.
Cinayet tahtasının arkasındayım, Amirim.
Now my murder board's not enough for you?
Benim cinayet masam yetmiyor mu artık sana?
Oh, I've had it with this murder board!
Ben bu cinayet panosu olmadan yapamam!
A usable murder board!
Kullanabileceğimiz bir cinayet tahtası.
When I took the picture of the two of you, you were standing in front of the murder board.
İkinizin fotoğrafını çektiğimde cinayet tahtasının önünde duruyordunuz.
Only, according to your timeline on the murder board, by the time Nick got to the office at 5 : 45,
- Ama tahtadaki zaman çizelgene göre Nick 17 : 45'de ofise geldiğinde Paula restorana dönmüştü.
Changing five names on the murder board from black to red isn't gonna help this department.
Cinayet tahtasındaki beş ismi siyahtan kırmızıya çevirmenin merkeze faydası olmayacak.
A 600 thread-count shower curtain murder board.
Duş perdesinden bozma cinayet tablomuz.
What did you pack, a murder board?
Tahtanı yanında mı gezdiriyorsun?
You see, my colleagues look at this murder board, and they see your fingerprints all over it.
Meslektaşlarım cinayet tahtasına bakıyor ve her tarafta parmak izinizi görüyorlar.
Lieutenant Provenza, Lieutenant Tao, let's get this murder board out of here.
Teğmen Provenza, teğmen Tao, bu tahtayı buradan alalım.
Thank you. Uh, Buzz, would you please lower the screen over the murder board?
Buzz, cinayet tahtasının üstünü örter misin?
There will be no photos of us on that murder board.
O cinayet panosuna resmimiz asılmayacak.
Sykes, if you'll do the honors with the murder board. I'll get some more bodies up here.
Sykes, eğer cinayet şeref tabelası yaparsan buraya biraz daha ceset koyacağım.
Okay, but first, we need to move that murder board somewhere where this family can't see it.
Tamam ama önce şu cinayet tahtasını ailenin göremeyeceği bir yere koyalım.
- The murder board.
- Cinayet panosunu.
Plus that murder board.
Bir de şu cinayet panosu için.
You passed the murder board.
Heyetten geçmiştin.
- A murder board.
- Bir cinayet tahtası.
Perp took the murder board.
Cinayet tahtasını da aldı.
You know she had a murder board on the Ripper case
Biliyorsundur,'Huzur Veren'davasıyla ilgili bir cinayet tahtası varmış.
Ooh, updating the murder board must mean
Ooo, cinayet tahtasının güncellemesi demek
It's our first murder board.
Bu ilk cinayet tahtası.
Uh, well, my first murder board.
Yani, benim ilk cinayet tahtam.
One of the guys on the murder board... he was barefoot.
Cinayet tahtasındaki adamlardan biri yalın ayaktı.
Um, so I made some sense out of Tina's crazy murder board.
Tina'nın çılgın cinayet çizelgesinden bir anlam çıkarttım.
This is how my dad had his Jason Blossom murder board before it was trashed.
Bu, dağıtılmadan önce, babamın J. Blossom cinayet tahtasının olduğu şekil.
- Our murder board.
- Cinayet tahtamız.
Ooh, okay. Here's our murder board.
Cinayet tahtamız burada.
Okay, guys, let's take a look at the murder board.
Tamam millet cinayet tablosuna bir göz atalım..
Murder board!
Cinayet tablosu!
Anyone who commits murder on the theory it does exist has bought himself room and board in the state penitentiary.
Bunların varlığına güvenerek cinayet işleyen herkes... eyalet hapishanesinde bir hücre ve karavanaya razı gelir.
Cinque describes the cold-blooded murder of a significant portion of the people on board the Tecora.
Cinque, Tecora gemisinde pek çok kişinin soğukkanlılıkla öldürülüşünü anlattı.
Willful destruction of public property... disobeying direct orders of superior officers... and the murder of 547 officers and crew on board the E.A.S. Roanoke.
Kamu malına bilinçli olarak zarar vermek üstlerinin doğrudan emirlerine karşı gelmek ve DGG Roanoke'nin 547 mürettebatının ölümünden sorumlu olmak.
And the whole Board thrown in jail for mass murder.
Ve tüm yönetim kurulu kitlesel cinayetten hapsi boylar.
The FBI suspects there was a murder on board.
FBI mavnanın güvertesinde bir cinayet işlendiğini düşünüyor.
There's been a murder on board.
Uçakta cinayet işlendi.
All right, can you say for sure that commissioner Ross'murder was an attack against her and her alone and that the rest of the state parole board is in no danger whatsoever?
Pekâlâ, sen bu saldırının, sadece komisyon üyesi Ross'a karşı olduğunu ve diğer kurul üyelerinin herhangi bir tehlikede olmadığını, kesin olarak söyleyebilir misin?
We're not doing this interrogation to prove That he committed the murder, but to show the likelihood that commissioner Ross'death was not the beginning of a string of attacks against the whole parole board.
Cinayet işlendiğini kanıtlama sorgusu yapmıyoruz, ama komisyon üyesi Ross'un öldürülmesinin, şartlı tahliye kurulu üyelerine karşı saldırıların, başlangıcı olmama ihtimalini göstermek istiyoruz.
But if another murder goes up on the board, it's your ass on the line, not mine.
Ama başka bir cinayet daha işlenirse benim değil, senin eteklerin tutuşur.
In the meantime, I'll board, try to make contact while you investigate this murder.
O sırada siz bu cinayeti soruştururken ben de gemiye girip irtibata geçmeye çalışacağım.
You get a Board of Rights, a couple of weeks off, and he gets 25 years to life for the attempted murder of a police officer.
Kurul karşısına çıkarsın, birkaç hafta uzaklaştırılırsın ve o da polis memurunu öldürmeye teşebbüsten 25 yıldan müebbete ceza yer.
The board is our murder weapon, and now it's our smoking gun.
Kart bizim cinayet silahımız ve elimizdeki kesin değil.
You... you solved the murder of our CFO and one of our board members, and you still don't think we'd meet with you?
Finans kurulu başkanımızın ve kurul üyelerimizden birisinin cinayetini çözdünüz. Yine de sizinle görüşmeyeceğimizi mi sandınız?
The water board engineer's son's murder is getting complicated.
Mühendisin oğlunun ölümü karmaşık bir hal aldı.
The captain subpoenaed the MTA for the on-board camera footage from all three buses that passed that stop between 2 : 00 and 4 : 00 a.m. the night of the murder.
Yüzbaşı, MTTM'den, cinayet gecesinde saat 02.00 ile 04.00 arasında o duraktan geçen üç otobüste bulunan kamera görüntülerini istemiş.
So I looked it up, and, get this, they're brothers, which... Then I remembered that you were at the Parole Board about a murder, and so I looked it up.
Ben de biraz araştırdım onların kardeş olduğunu buldum sonra da hatırladım ki sen de bir cinayet ile ilgili Tahliye Kurulundaydın.
board 105
boarding 47
boarded 17
boarding school 35
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
boarding 47
boarded 17
boarding school 35
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169