Murder weapon translate Turkish
2,633 parallel translation
The murder weapon appears to be a garden-variety fence post.
Cinayet silahı sıradan bir çit kazığı gibi görünüyor.
The stake isn't the murder weapon.
Kazık cinayet silahı değil.
Bones was telling me about a potential murder weapon.
Bones bana muhtemel cinayet silahını anlatmıştı.
This could definitely be the murder weapon.
Bu kuşkusuz cinayet silahı olabilir.
So, uh, the fire extinguisher on Toni's truck- - that the murder weapon?
Toni'nin kamyonundaki yangın söndürücü- - Cinayet silahı o mu?
We've got a partial murder weapon.
Cinayet silahının bir kısmıı elimizde.
Any sign of a murder weapon?
Suç aletinden bir iz var mı?
I'm gonna go looking for the murder weapon.
Suç aletini aramaya çıkacağım.
The murder weapon?
- Cinayet silahı mı?
Couldn't find the murder weapon anywhere in the mansion.
Konağın hiçbir yerinde cinayet silahını bulamadım.
If you figure out what the actual murder weapon is, could you send up a flare?
Gerçek cinayet silahının ne olduğu bulursan,.. ... işaret fişeği gönderir misin?
So someone recovered the murder weapon from 1992.
Biri 1992'deki cinayet silahını bulmuş.
Hey, Frank, the murder weapon was never recovered.
Frank, cinayet silahı asla bulunamamış.
What if the murder weapon is still there?
Ya cinayet silahı hâlâ oradaysa?
Could have come from the murder weapon.
Cinayet silahına ait olabilir.
Murder weapon you used to kill Faber and Damara.
Faber ve Damara'yı öldürmek için kullandığı cinayet silahını.
And if you run ballistics on the Caminos'firearms, I bet you find your murder weapon.
Caminoların tabancalarını inceletirsen iddiaya girerim cinayet silahını da bulursun.
It's kind of like a little tattoo of the murder weapon.
Sanki cinayet silahının küçük bir dövmesi çıkmış.
Okay, well, if you ask me, that makes for a pretty rarified murder weapon.
Tamam, bana soracak olursan bu çok nadir bulunan bir cinayet silahı.
You came back here to recover a murder weapon.
Buraya cinayet silahını geri almak için geldin.
the fingerprints found on the body and the murder weapon are from Ga-hee Choi
Cesette ve cinayet aletinde Ga-hee Choi'nin parmak izi bulundu.
Jan, we found a strand of your hair on the murder weapon.
Jan, Cinayet silahında senin saç telini bulduk.
I think Edwin Chambers left these smudges on the murder weapon. I'll run an analysis.
Bence Edwin Chambers cinayet silahında Bu izleri bıraktı.Analiz ederim.
- Likely the murder weapon. Found touch DNA, too.
Deri DNA'sı da buldum.
Could be the murder weapon.
Cinayet silahı olabilir.
Dad, there is a good chance that that bottle was used as the murder weapon.
Baba büyük olasılıkla o şişe cinayet silahı olarak kullanıldı.
Found the murder weapon.
Cinayet silahını bulduk.
Looks like I found the murder weapon.
Sanırım cinayet silahını buldum.
We didn't find the murder weapon at the scene.
Cinayet silahını olay yerinde bulamadık.
And Curtis is working on isolating the possible murder weapon.
Curtis de muhtemel cinayet silahı üzerinde çalışıyor.
It's our murder weapon.
Cinayet silahımız bu.
That I'm crazy, that his D.N.A. is on the murder weapon, that his alibi doesn't exonerate him, that he has motive to kill Jackie and kidnap his kid.
Delirdiğimi, D.N.A'nın cinayet silahında olduğunu ve şahidinin onu aklamadığını Jackie'i öldürmeye ve çocuğunu kaçırmaya sebebi olduğunu söylüyor.
We have no wallet, no phone, and no murder weapon.
Cüzdan, telefon veya cinayet silahı yok.
The murder weapon.
Cinayet silahı.
No body, no suspect, no murder weapon.
Ne bir ceset, ne bir şüpheli, ne de bir cinayet silahı var.
No body, no suspects. But if you're in the market for a murder weapon take your pick.
Ceset yok, şüpheli yok ama cinayet silahı derseniz sürüsüne bereket!
All this firepower, and still no murder weapon.
Bir oda dolusu silah var ama cinayet silahı ortada yok!
It's a murder weapon.
- O bir cinayet silahı.
Murder weapon was a five-inch blade with a three-inch curvature, mainly used for gutting animals.
Cinayet silahı genellikle hayvanın bağırsaklarını çıkarmak için kullanılan 8 santim kavisli 13 santimlik bir bıçak.
And we have the murder weapon, but what we don't have is a motive.
Cinayet silahını da bulduk ama öldürme sebebini bilmiyoruz.
We searched the area and found murder weapon with his prints.
Alanı araştırdık ve onun parmak izleri olan cinayet silahını bulduk.
Found the murder weapon.
Cinayet aletini buldum.
We think it was the murder weapon.
Cinayet aleti olduğunu düşünüyoruz.
Well, uh... we found a Scout knife at the scene, and we think it was the murder weapon.
Olay yerinde bir izci çakısı bulduk ve cinayet aleti olduğunu düşünüyoruz.
The apartment is clean, the murder weapon is gone there is no incriminating evidence.
Daire, temiz. Cinayet silâhı ortadan kaldırıldı yani suçlanabilecek hiçbir kanıt yok.
That's the murder weapon.
Cinayet silahı o.
He assumed that you'd stolen those pills as evidence when in fact you were supplying Clark Weilman with the perfect murder weapon.
Aslında Clark Weilman'a kusursuz cinayet silahını tedarik ederken o senin kanıt olarak çaldığını sandı.
Murder weapon and scene of the crime all at once.
Cinayet silahı ve suç mahalli aynı anda.
He was caught at the scene standing over the victim holding the murder weapon.
Olay yerinde kurbanın başında, elinde cinayet silahını tutarken yakalandı.
Caught with both the jewellery and the murder weapon?
Cinayet silahı ve mücevherler ile birlikte yakalanmışlar.
Kept the murder weapon.
Cinayet silahını sakladı.
weapon 101
weapons 310
weapons free 16
weapons down 38
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
weapons 310
weapons free 16
weapons down 38
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169