English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My daughters

My daughters translate Turkish

845 parallel translation
Godfrey, I was just telling my daughters you missed them while they were away.
Godfrey, ben de tam kızlarıma onları ne kadar özlediğini anlatıyordum.
Well, I told him if he ran into five of the silliest girls in England, they would be my daughters.
Şey... ona "Eğer İngiltere'nin en budala 5 kızına rastlasaydı... onlar benim kızlarım olurdu" dedim.
And now, let me present you to Mrs. Bennet and my daughters.
Size karımı ve kızlarımı tanıştırayım.
Uhm, my daughters, Mr. Collins.
Kızlarım, Bay Collins.
Mr. Collins came here expressly to propose marriage to one of my daughters!
Bay Collins kızlarımdan biriyle... evlenme niyetinde olduğunu açıkça belli etmişti.
I must shop for my daughters.
Kızlarım için bir şeyler alacağım.
I don't either, according to my daughters.
Kızlarıma göre ben de öyle.
- One of my daughters?
- Kızlarımdan birinin mi?
My daughters are out being pampered by high society.
Kızlarım dışarıda. Yüksek sosyete tarafından şımartılmaktalar.
My daughters, where are they?
- Kızlarım, onlar neredeler?
Clean that up, then help my daughters dress.
Temizle şunu, sonra kızlarıma giyinmelerinde yardım et.
Quite so. May I present my daughters, Drizella, Anastasia.
- Size kızlarımı takdim edebilir miyim, Drizella, Anastasia.
I don't see why you should object to my daughters receiving more money.
Kızımın daha fazla para almasına neden karşı çıkıyorsunuz anlamıyorum.
Dressed like a princess when my daughters don't have a gown to wear!
Prenses gibi giyinmiş. Kızlarımın ise giyecek bir entarisi yok.
Both of my daughters made the wisest choices.
İki kızım da en akılcı seçimleri yaptılar.
My daughters, Margot and Anne.
Kızlarım, Margot ve Anne.
What do you ask, my daughters?
Ne istiyorsunuz, kızlarım?
Our camp moves from one place to another, and my daughters keep their eyes and ears open.
Kampımızı oradan oraya taşırız, ve kızlarım gözlerini ve kulaklarını açık tutarlar.
Reach for heaven, my daughters.
Ellerinizi yukarı kaldırın kızlarım.
Sirrah, lead these gentlemen to my daughters.
Bu bayları kızlarıma götür.
Not even my daughters.
Kızlarımın bile.
You may run into my daughters.
Benim kızlara rastlayabilirsiniz.
"Well, I thank my lucky stars I never had one moment's worry with either one of my daughters."
"Talihime şükürler olsun ki kızlarımdan birinin beni üzdüğü tek bir an bile olmadı."
- Leave my daughters alone.
- Kızlarımı karıştırmayın.
My daughters worship me.
Kızlarım bana taparlar.
My daughters already await you to lead you in their nightly dance and rock and sing you to sleep. "
Kızlarım, gece dansında yol göstermek... ve seni sallayıp şarkılarla uyutmak için... seni bekliyorlar.
Yes, very calm, my daughters are safe it's a doll, don't worry.
Evet çok sakinim, kızlarım güvende altı üstü bir oyuncak endişelenme.
I don't care about my wife or my daughters, only you.
Ne kızlarımı ne de karımı umursuyorum yalnızca seni arzuluyorum.
- Come and meet my daughters.
- Gelip kızlarımla tanışın.
There's my wife and daughters to think of.
Düşünmem gereken bir karım ve kızlarım var.
Belknap-Jackson and my two daughters put their house-building ideas together and this is what happened.
Belknap-Jackson ile iki kızım ev yapma fikirlerini birleştirince... ortaya bu çıktı.
As the lily among thorns, so is my love among the daughters.
Dikenler arasındaki zambak gibi, kızların arasındadır sevgim.
He'll take you home and bring you back to my castle, should your daughters prove too cowardly to ride him in your place.
Seni evine götürüp, tekrar şatoma geri getirecek. Kızların korka korka senin yerine geçtiklerini belli etsin.
It's'cause my mother went to marriageable daughters doing their hair and applying milk to them.
Çünkü annem evlenme çağındaki kızlara giderdi saçlarını yapıp süt banyosu yaptırırdı onlara.
So I took my two daughters and left this big, beautiful mausoleum.
Ben de kızlarımı alıp bu güzel anıtkabirden ayrıldım.
Before such defiance, daughters of my entrails...
Böyle bir meydan okumadan önce, iç organlardan oluşan kızım bunun karşılığının azap olacağını bilmeliydin.
I shall give him choice of my seven daughters for wife. Seven to choose from. - A strong son.
Yedi kızımdan birini kendisine eş olarak seçmesini istiyorum.
My brother is dead but his widow, powtee, and his two daughters have arrived.
Kardeşim öldü ama dul karısı Powtee ile iki kızı geldiler.
These two daughters of Venus had to taunt the gladiators... force them to flight to the death, and before I knew what had happened... revolution on my hands!
Venüs'ün bu iki kızı gladyatörleri kışkırttılar... onları ölümüne dövüşmeye zorladılar, ve ne oluyor demeye kalmadan... kendimi bir devrimin ortasında buldum.
I lost my wife and two daughters in an Osage war party.
Ben karımı ve iki kızımı Osega Savaşında kaybettim.
Fanny and her daughters, the musty house — they're part of my passion.
Fanny ve kızları o küflü apartman - onlar tutkumun bir parçası.
A lot of daughters are in there, including my own.
Benim kızım dahil herkesin çocuğu orada.
I cannot see here all the day as they make dirt on my field, I have young daughters.
Tarlama pisleyen var mı diye tüm gün buraya bakamam, genç kızlarım var benim!
My wife and 2 daughters.
- Karım ve iki kızım.
2 months ago my wife and 2 daughters were brought here by the apaches.
İki ay önce Apache'ler karımı ve kızlarımı kaçırdılar.
My wife and daughters. The apaches brought them to you.
Karım ve çocuklarım, onları Apache'lere sen mi yolladın.
The apaches have my wife and 2 daughters.
Apache'ler ailemi kaçırdı.
My wife... my two daughters... dead.
Karım... kızlarım... öldü.
Take the apartment, but leave my wife and daughters alone!
Daireyi alın, ama eşimi ve kızlarımı rahat bırakın!
It was one of my own daughters For about a year we had quite a difficult time with her
Kızlarımdan biriyle yaklaşık bir yıl boyunca oldukça güç zamanlar geçirdik
My wife, two daughters.
Karım ve iki kızım vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]