English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My damn

My damn translate Turkish

3,085 parallel translation
You just broke my damn hand!
- Elimi kırdın lan!
Get me my damn espresso!
Şu lanet espressomu getir!
Then I took my damn money back.
Sonra gidip paramı geri aldım.
But then - - but then he threw me out without my damn pants on.
Ama sonra - - ama sonra bu adam beni araçtan attı. Altımda pantolon bile yoktu.
I'll make another movie star Could someone light my damn cigar?
* Başka bir yıldız yaratırım, biri yakar mı puromu acaba *
♪ Could someone light my damn cigar? ♪
♪ Biri lanet sigaramı yakabilir mi?
You hand that money over I can't. Or I'll kill you my damn self.
Parayı ver bana, ya da kendi ellerimle seni öldüreyim.
Do whatever I tell you to do, get me whatever I want, and right now I want my damn money in Brighton Beach tonight.
Sizden istediğim şeyleri yapın sizden istediğim şeyleri getirin ve şimdi de lanet olası paramın bu gece Brighton sahilinde olmasını istiyorum.
I am lucky if I remember my damn name.
Kendi adımı hatırlarsam şansım yaver gidiyor demektir.
Which in texas, is the polite way of saying "where the hell is my damn thank-you note?"
Teksas'da buna kibarca "Kahrolası Teşekkür Notum da nerede?" diyorlar.
Damn, my letter to mom was in there.
Kahretsin, anneme yazdığım mektup içindeydi.
No, if he had tried my cherry pie, he wouldn't look so damn unhappy.
Hayır, vişneli turtamdan yeseydi bu kadar mutsuz gözükmezdi.
I haven't done a damn thing right in my life.
Bu hayatta başarabildiğim tek bir şey bile yok.
I have one of my very own, but the damn thing's glitchy ;
Benim kendi Bilgisayar'ım var ama lanet şey bozuk.
You shot down my helicopter with my own damn gun!
Benim helikopterimi kendi silahımla mı vurdun?
You're just the damn janitor so if my toilet clogs, I'll let you know.
Lanet olası bina sorumlususun. Eğer tuvaletim tıkanırsa, haber veririm. Onun dışında, çekil önümden.
God damn, which one of you motherfuckers killed my future ex-wife?
Kahretsin, hamgi... tiğim ileriki eski karımı öldürdü.?
God damn it, you're gonna wake my wife up. "
Kahretsin, karımı uyandıracaksın. "
Damn Jun and Bing, I can't get their Chinese punk music out of my head.
Kahrolası Jun ve Bing, kafamdan Çin işi pankçı müziğini çıkartamıyorum.
GEORGE : You're supposed to my friend, damn it!
Güya benim arkadaşım olman gerekirdi.
Or why my arm is so damn itchy.
Ya da lanet kolumun neden kaşındığını.
I wand God damn retribution for my God damn grandpa.
Tek istediğim, dedem için hak eden kişilere ceza verilmesi.
I spend 364 days a year dressed like a damn nun, and the one night I want to show a little skin, my dumb old parents won't let me.
- Ağlamayı kesti! - Tabii ki keser. Benim sesim bebekleri sakinleştirir.
Well, it's damn nice to meet and glad you'll be holding down my right seat.
Pekâlâ seninle, tanışmak ve sağımdaki koltukta olacağını bilmek güzel.
Damn it, I knew you ate my pbj.
Lanet olsun, fıstık ezmeli sandaviçimi senin yediğini biliyordum.
Since when do you give a damn about my personal life?
Ne zamandan beri kişisel hayatımı umursuyorsun?
It's not my job to reassure the wives of officers their husbands are still alive, damn it.
Kocaları hala hayatta olan subayların eşlerine güvence vermek benim işim değil.
I think some of these guys were in front of my house last night making so much damn noise, but- -
Sanırım bu adamların bazıları dün evimin önündeydiler. Epey gürültü çıkarıyorlardı, ama- -
It's just because I'm minding my own damn business, Doug.
Çünkü sadece kendi işimi önemsiyorum, Doug. - Evet, ben de.
But when those bastards are gone, Arthur, I promise I will be the first to get out my old hammer and start beating my sword into the best damn plowshare you ever saw.
O şerefsizler öldüğünde, Arthur söz veriyorum çekicimi bir kenara atıp kılıcımı döverek, gördüğün en iyi aleti yapacağın.
My wife got to the tv first, had to sit through damn "Rizzoli" and damn "Isles."
Karim kumandayi benden önce kapti ve oturup lanet Rizzoli ve lanet Isles * izlemek sorunda kaldim.
I am not losing my patient because of a damn saw.
Ben hasta kaybetme değilim Bir lanet testere çünkü.
What! I almost shit my pants, damn it!
Ne çığırtıyorsun be az daha korkudan altıma kaçırıyordum.
Made her quiz me on my stupid boards till she damn near died, and I haven't even checked to see how she's doing.
Kendime aptal sınav soruları sordum. Sonunda neredeyse ölüyordu ve ben nasıl olduğuna bile bakmadım.
Apparently, I'm the only person in this hospital who didn't know she was pregnant... because I'm too busy worrying about my own stupid damn self to even make an effort to learn my interns freakin'names.
Görünüşe göre, bu hastanede hamile olduğunu bilmeyen bir ben kalmışım. Çünkü kendi derdime o kadar düşmüşüm ki stajyerlerimin isimlerini bile öğrenmeye tenezzül etmemişim.
- My leg, God damn it!
- Bacağım! Kahretsin be!
Damn near blew out my ears.
Neredeyse kulaklarımın zarı patladı.
So my question to you is Where the hell is her damn thank-you note?
Sana sorum şu "Kahrolası Teşekkür Notu nerede?".
Damn it, I can't find my keys and my stupid purse! I'll drive!
Kahretsin, aptal çantamdan anahtarlarımı bulamıyorum!
No way, I don't care if you're the damn president, you ain't touching my coups.
Asla olmaz. Başbakan bile olsan, kuponlarıma dokunamazsın.
You know damn well I got to soak my trick foot.
Marifetli ayaklarımı suda beklettiğimi çok iyi biliyorsun.
My barber's moving to a damn salon.
Berberim kahrolası bir salona taşınıyor.
Damn lid fell on my hand.
Lanet olası kapak elimi kesti.
Damn. In my world, people just run away.
Benim dünyamda insanlar sadece basıp giderler.
Yeah, damn right it's my door.
Evet, o benim kapım.
♪ Make this whole damn hood This my town ♪
Buraları arka sokaklar Benim çöplüğüm
If my coach sees you again- - oh, damn it, there he is.
Koçum bir daha seni görürse...
And if some woman were acting like that around my man, I'd be damn sure to keep an eye on her.
Kadının biri benim erkeğimin yanında öyle şeyler yapsa kesinlikle gözüm üzerinde olurdu.
Neal said Dale wouldn't let me have my own damn money back.
Neal, Dale'nin paramın gelmesine izin vermeyeceğini söyledi.
Couldn't find my damn cleats.
Kramponları da bulamadım.
We lost a big contract and I had to let my assistant go, and I couldn't even get a damn cup of coffee'cause we didn't have any coffee filters.
Büyük bir anlaşmayı kaybettik ve asistanımı işten çıkarmak zorunda kaldım. Ve kahrolası bir fincan kahve bile alamadım. Çünkü hiç kahve filtremiz yoktu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]