My gift to you translate Turkish
483 parallel translation
My gift to you two.
İkinize hediyem.
This is my gift to you.
Benden sana hediye.
My gift to you.
Bu sana hediyem olsun.
My gift to you.
Sana hediyem.
It's my gift to you Boss lioka.
Benim size hediyem, Patron Lioka.
When I enter your throat you will swallow obediently and with pleasure my gift to you.
Ben gırtlağına girdiğim zaman minnettarlıkla ve zevkle hediyemi yutacaksın.
My gift to you.
Sana hediyem olsun.
It's my gift to you.
Sana hediye ediyorum.
That's my gift to you.
Benim hediyem olsun.
That will be my gift to you.
buda benim hediyem olacak senden.
it's my gift to you - freedom.
Çünkü... bu sana benden hediye özgürlük.
My gift to you is not only the pictures... but also what they mean.
Ben sıradan fotoğraflar hediye etmiyorum. Açıklama da yapacağım.
And that is my gift to you.
İşte size hediyemiz.
My gift to you.
Hediyem bu işte.
As I say, it's my gift to you.
Dediğim gibi, sana ufak bir hediye.
Consider it my gift to you.
Benim hediyem olarak kabul et.
And like him, my gift to you is my knowledge.
Ve sana onun gibi... verebileceğim armağan bilgim.
It's my gift to you.
Fakat ben almanı istiyorum. Benden sana bir hediye.
This is my gift to you.
Bu benim sana hediyem.
- Yes! Sera. Sera is my gift to you all.
Sera hepinize hediyemdir.
My gift to you.
Size hediyem olsun.
My gift to you, man.
Sana hediyem olsun, oğlum.
And this is my gift to you
Bu da benim hediyem.
My gift to you.
Size hediyem. Tamam.
This is my gift to you, New York...
Bu benim sana hediyem New York!
My gift to you.
Benden size bir hediye.
Now I have only one gift to bestow upon you so mark my words well.
Sana yalnız bir armağan bahşedebilirim o yüzden sözlerimi iyi dinle.
It will be my greatest gift to you.
Bu sana en büyük hediyem olacak.
You understand, my friend, that it's incompatible with your dignity and mine for my wife to accept a gift of such value from you.
Anlayın dostum böylesine değerli bir armağanı karım için kabul etmek ikimizin itibarıyla uyuşmuyor.
When you get too pally with that shamus friend of yours, remember, one of these days, I'm liable to ask for my little gift back.
Senin şu aynasızla arkadaş olursan eğer, hediyemi geri isterim.
And now I would like to talk to you about my personal gift to you.
Şimdi de benim sana kişisel armağanımı konuşmak isterim.
My father's inheritance and my wedding gift to you... catalepsy.
Babamın mirası ve sana verebileceğim düğün hediyem- -... katalepsidir.
Would you please take a gift to my lawyer, Mr. Yokoyama?
Avukatım Yokoyama'ya bu hediyeyi iletir misin?
And that's my parting gift to you. That doubt.
Bu kuşku da sana ayrılık hediyem olsun.
... my gift of love you gave it to someone...
boynunda benim verdiğim zincir yok... ... hediyemdi. - Başkasına mı verdin?
You see, it's my Aunt Mildred's gift to Bob and me.
Teyze Milfred'in Bob ve bana hediyesi.
You were very good to me... so this woman is for you, my gift!
Bana karşı çok iyi davrandın... bu yüzden bu kadın benden sana, hediye!
My master says that he would be pleased for you to accept this as a gift.
Efendim bunu hediye olarak kabul ederseniz sevineceğini söylüyor.
As a token of my goodwill, I present to you a gift... these two droids.
İyi niyetimin simgesi olarak size bir hediye sunmak isterim. Bu iki droid sizindir.
You will come with me to my palace, and I will take your gift with great happiness.
Benimle sarayıma geleceksiniz. Ve hediyenizi büyük bir mutlulukla alacağım.
Angela, did Warren tell you that I have decided, as my wedding gift to you two, I am going to decorate your apartment for free.
.. dairenizi ücretsiz dekore edeceğim.
It is my last gift to you.
Bu, sana son armağanım.
I tried to trade Miss Hayes'gift to you for my Florsheims.
Bayan Hayes'in hediyesi yerine onlara ayakkabılarımı verdim.
George, on behalf of my entire crew, Spock, Bones, Scotty we'd like to present you with a gift.
George, bütün ekibim adına, Spock, Bones, Scotty sana bir hediye vermek istiyoruz.
Look, maybe it's none of my business but don't you think a man with your talent, that your first obligation is to your gift?
Belki beni ilgilendirmez ama senin kadar yetenekli birinin ilk yükümlülüğü, yeteneğini kullanması değil midir?
It's my wedding gift to you.
Sana evlilik hediyem.
It seemed a little hammy to me to build the bomb out of my precious retirement gift, but, you know, I figured a sign that said "Howard Payne" would be pushing it.
Değerli emeklilik hediyemden bomba yapmak belki aşırı dramatikti ama biliyorsun, "Howard Payne" diye bir tabela da koyamazdım ki.
See, you're going to be a birthday gift for Victoria, my true love.
Gerçek aşkım Victoria için, doğum günü hediyesi olacaksın.
I was too polite to say that before. But then you spied on me, you stalked me, you badgered me, you poured Yoo-Hoo down my Dockers, you crunched my hand, and then, as if all that was not enough, you burned down my newsstand, my livelihood, a gift to me from my beloved uncle, may he rest in peace!
Daha önce kibarlık edip bunu söylemek istememiştim ama beni gözetledin, peşime düştün, başımın etini yedin, üstüme çikolatalı süt döktün, elimi ezdin ve sonra bütün bunlar yetmezmiş gibi. gazete bayiimi yani ekmek teknemi yaktın!
Make no mistake about it, my friend, it is a gift from me to you, so you'll always remember us.
Yanlış anlama dostum. Bizi hep hatırlaman için benden sana bir hediye.
I intend to put us all in the right frame of mind by giving you all my gift.
Size hediyelerimi vererek herkesin aklını başına devşirmek istiyorum.
my gift 18
to you too 24
to you 1078
to your knowledge 54
to your 24
to your positions 16
to your health 109
to your mother 18
to your family 22
to your place 20
to you too 24
to you 1078
to your knowledge 54
to your 24
to your positions 16
to your health 109
to your mother 18
to your family 22
to your place 20
to your right 61
to your left 71
to your father 32
to yourself 36
my girl 345
my girlfriend 215
my girls 41
my giddy aunt 17
to your left 71
to your father 32
to yourself 36
my girl 345
my girlfriend 215
my girls 41
my giddy aunt 17