English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My kid

My kid translate Turkish

6,604 parallel translation
If i ever lost my kid that way, It would haunt me for the rest of my life.
Evladımı bu şekilde kaybetseydim ölene kadar peşimi bırakmazdı.
I'm turning my whole life upside down To be here for my kid, but if nobody wants me...
Hayatımı çocuğumun yanında olmak için değiştiriyorum ama kimse beni istemiyor.
As long as you plan on coming through for my kid, we're straight.
Oğlumla ilgili konuştuklarımızda mutabık olduğumuz sürecek, sorun yok.
- Don't let him kill my kid.
- Oğlumu öldürmesine izin verme.
Don't let him kill my kid, man.
Oğlumu öldürmesine için verme, adamım.
Dating my kid.
- Oğlumla çıkıyor.
I swore I would never let that happen to my kid, not ever.
Bunun çocuğuma olmasına izin vermeyeceğime yemin ettim, hiçbir zaman.
Every other divorced mom at my kid's school is a realtor.
Çocuğumun okulunda hangi boşanmış anneye baksam emlaçılık yapıyor.
I decided it's better to bless her relationship and unite with the Tessaros than to lose my kid.
- Çocuğumu kaybettikten sonra Tessaro'larla birleşmek için onların ilişkisine bir şans vermeye karar verdim.
I'm picking up my kid at the airport.
Kızımı havaalanından alacağım.
The other two were the night my kid was born, and the night I got married.
Birinde çocuğum doğmuştu. Diğerinde evlenmiştim.
He's my kid.
O benim çoçuğum.
Sacrifices I make for my kid.
Çocuklarım için yaptığım fedakarlık.
And you remind me of my kid.
Ve sen bana benim çoçuğumu hatırlatıyorsun.
Hey, whoa, whoa! Wait, wait, don't shoot! Uh, my kid is hurt.
Hâlâ Louis için özel bir Noel yapabiliriz.
I am calmly telling you that you are a loser, you'll always be a loser, and you're not gonna take my kid away from me.
Sana sakin bir şekilde senin kaybeden olduğunu daima kaybeden olacağını ve çocuğumu benden alamayacağını söylüyorum.
And if my brother is really dangerous, we should be afraid to report him to the police and should be doing exactly what he says. He wouldn't be sitting over there like a kid and eating bread.
Abim gerçekten tehlikeli biri olsaydı polise ihbar edeceğimizden korkup her dediğimizi yapmaz böyle çocuk gibi oturup ekmek yiyor olmazdı.
Oh my God, some kid just jumped off the balcony.
Çocuğun teki balkondan havuza atladı.
Just like me, you know, it was like looking at my own kid.
Tıpkı bana benziyor, kendi çocukluğumu görür gibiyim.
~ You're not coming in... ~ You can't stop me seeing my wife and kid. ~ That is the end of it.
- İçeri giremezsin... Eşimi ve çocuğumu görmeme engel olamazsın.
When I was a kid, my dad owned a bar.
Ben çocukken babamın barı vardı.
And that was, like, my favorite song as a kid.
En sevdiğim şarkıdır.
My dad called me Tripp, but I was such a clumsy kid that I took my mom's maiden name when he bailed.
Babam bana Tripp derdi. Ama öyle acayip bir çocuktum ki onlar ayrıldıktan sonra annemin kızlık soyadını aldım.
I got my kid's game.
Bizim oğlanın maçı var da.
Whoa, whoa, whoa, whoa. Kid, my client believed all of his employees were legal immigrants. I think we're done here.
Evlat, müvekkilim tüm çalışanlarını yasal göçmen sanıyordu.
That's right. My son and his friends threw a party for a kid with diabetes.
Oğlum ve arkadaşları şeker hastası bir çocuk için parti yaptılar.
Okay, you gonna take my beer and not the kid's?
- Benimkini aldın da çocuğun birasını almayacak mısın?
Good one. No, he's my neighbor's kid.
İyi tahmindi ama yanıldın, o komşumun çocuğu.
My cousin Bruno's kid. By a girl he had on the side.
Kuzenim Bruno'nun çocuğuydu, onun akrabası bir kızdan olmuştu.
It was my home since I was a kid, you know.
Çocukluğumdan beri evimdi.
So all of a sudden, there's this messenger kid on my doorstep with the papers, and as soon as I sign them, my marriage is over.
Hepsi birden bire oldu, sonra kuryeci çocuk kapımda kağıtlarla beliriverdi hemen imzaladım ve evlilik sona erdi.
With the exception of Tuesdays, my son Curtis was a "streetlight kid."
Salı günleri haricinde, oğlum, Curtis bir "sokak lambası çocuğu" ydu.
Then out of nowhere he just shoots out my window, shoots this black kid.
Sonra durduk yere benim camımdan dışarı ateş ediverdi, şu siyahi çocuğu vurdu.
I was, um, counterculture because my uncle was and, you know, I was the kid among a group of people that was...
Amcam aykırı kültürde olduğu için ben de öyle oldum. Benden 5-10 yaş büyüklerle takılan bir çocuktum.
I was a kid, every time my mom would...
Hatta ben çocukken bile, annem her seferinde...
That's my girlfriend's kid.
O benim kız arkadaşımın çocuğu.
He's basically like a... A high-priced playmate for the kid, and I'm gonna continue my course of treatment with his neuro team.
Aslında çocuk için yüksek ücretli bir oyun arkadaşı gibi ve ben tedaviye onun beyin takımıyla devam edeceğim.
Globmun was the first kid in my grade to get a pube.
Globmun benim okuduğum devredeki ilk alt takımını tıraş eden çocuktu.
I want to have a kid of my own.
Kendi çocuğum olsun istiyorum.
Yeah, my dad used to take us to the rodeo when I was a kid whenever it came into town.
- Evet, çocukken şehre ne zaman rodeo gelse babam beni götürürdü.
Oh, well, it's pretty simple. I walk out onto the deck, you put a pile of hundreds on the table, I come back, slip them into my purse, and you get a kid.
Dışarı çıkıp güverteye yürüyeceğim masanın üstüne yüzlük destesi yığacaksınız geri gelip paraları çantama sokacağım ve çocuk sahibi olacaksınız.
I-I felt like something was missing in my life, and I wanted to give back, and having a kid will allow me to drive in the carpool lane.
Hayatımda bir şeylerin eksik olduğunu hayata bir şeyler vermem gerektiğini hissetmem ve çocuk sahibi olmanın bana şeritten sürme olanağı verecek olması.
[Brett Dennen's Comeback Kid ( That's my dog )] ♪ Well, maybe it's the common curse ♪ ♪ Maybe things get bad before they get worse ♪
Çeviri : mbugracelik yaren _ im22 İyi seyirler dileriz.
I've got my own pillow and Butch Cassidy and the Sundance Kid.
Kendi yastığımı getirdim ve Butch Cassidy ve Sundance Kid.
The kid above me dripped something on my face.
Üstümdeki çocuk bir şeyler döktü üstüme.
My parents lived here when I was a kid.
Çocukken ailem burada oturuyordu.
My mom always like to repeat this story of me as a kid Being asked what I wanted to be when I grow up.
Annem sürekli, çocukken büyüdüğümde ne olmak istediğimi anlatan hikayeyi anlatıp dururdu.
I better not miss my flight, kid.
Uçağımı kaçırmasam iyi olur, evlat.
I packed my grandma's trunk, and in it I put an apple, bagpipe, and a kid who's so ashamed of his old man, he cut him out of a family photo.
Büyükannemin sandığını açtım ve içine bir elma bir gayda ve babasından utandığı için onu aile fotoğrafından silen bir çocuk koydum.
Right now, my heart's racing, and I'm terrified of being trapped in a crowd, and I always have since I was a kid.
Şu anda kalbim deli gibi çarpıyor ve kalabalık arasında kalmak çok korkuyorum. Bunu çocukluğumdan beri yaşıyorum.
I practically live in a closet and share a bug infested bathroom with another kid here whom I'm expected to take care of, which is very hard with all my schoolwork, which is very excessive from a very mean teacher.
Teknik olarak tuvalette yaşıyor.. ve banyoyu burada yaşayan.. diğer çoçukla paylaşıyorum ki..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]