English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My papers

My papers translate Turkish

997 parallel translation
My papers are all in order!
Kimliğim tamam!
And my papers will continue their present policy of open attack on racketeers and the directors of organized crime who are the really dangerous enemies of society.
Gazetelerim, haraççılara ve organize suç örgütlerinin başlarına açık taarruzu sürdürecek. Onlar toplumun çok tehlikeli düşmanlarıdır.
I left my papers in the car Go on, go and get them for me.
Kağıtlarımı arabada bıraktım Haydi, gidip getir onları
But in my papers, sir, it says I must have a week's notice.
Ama sözleşmeme göre efendim, bir hafta önceden haber verilmeli.
Of course. My papers are in order.
Anladım, belgelerim eksiksiz.
My papers are in order.
Belgelerimin hepsi var.
Look at the campaign I've started for you in all of my papers
Baksana, bütün gazetelerimde senin ilanların var.
That was the beginning of your madness, when I realized... you were a half-witted creature who pried through my desk and my papers.
Delirmeye başladığının işaretiydi o. Masamdaki kâğıtları karıştıran yarı deli birisi olduğunu fark ettim.
I got my papers.
Kağıtlarım var.
- I'll get my papers.
- Kâğıtlarımı toplayayım.
I'm gonna use some of those two-dollar words hollering my papers.
Burada öğrendiğim fiyakalı lafları gazete satarken kullanacağım.
I'm not saying you'll strangle your mistress, but you'll rifle my papers if I leave them here, and you'll sleep with Rolande if she loves you.
Hanımınızı boğazlayacaksınız demiyorum... fakat kağıtlarımı burada bıraksam onları yayarsınız ve gidip Rolande ile yatarsınız.
Allow me to show you my papers.
Size kağıtlarımı göstereyim!
I'll get my papers together.
Kağıtlarımı toplayayım.
- Yes, check my papers.
- Matbaacı? - Evet, işte belgelerim.
My papers are in order.
Evraklarım tam.
You're afraid'cause I ran off, but my papers are in order.
Korkuyorsun, çünkü kaçtım, ama evraklarım tamdı.
You went through my papers?
Kağıtlarımı mı karıştırdın yüzbaşı?
I have to fly to Washington at 6 : 10, and I will not have my papers disarranged.
6.10'da Washington'a uçmam gerek. Evrakımın dağıtılmasını istemiyorum.
- If they look into the files for my papers.
- Evraklarım için dosyalara bakarlarsa!
- Did the Colonel sign my papers?
- Albay evraklarımı imzaladı mı?
My papers, my drawings, my contracts.
Kâğıtlarımı, çizimlerimi, sözleşmelerimi.
He fixed my papers for me.
Sahte evrakları bana o hazırlamıştı.
She doesn't touch my papers, and I don't ask her to account for small sums.
O artık masama dokunmuyor ve ben de ona küçük meblağların hesabını sormuyorum.
- I keep my papers mostly in this tin box.
Belgelerimi bu teneke kutuda saklarım.
I switched our papers... to get away from my wife, not the army.
Ordudan değil de karımdan uzaklaşmak için belgelerimizi değiştirdim.
Don't forget to send the papers to my girl.
Gazeteleri sevgilime göndermeyi unutma.
Lieutenant, why weren't the indictment papers in my portfolio?
Teğmen iddianame neden hala benim elimde değil?
I had my dessert in those papers!
Benim tatlıyı ona sarmıştım!
I just got my second papers.
Ikinci kagitlarim geldi.
My name might appear in the papers with yours.
Adım seninkiyle beraber gazetelere geçebilirdi.
You know, it would be just my luck if they both went and died before the morning papers.
Çok şanslıyım. Teşekkür ederim.
- Thank you. I've been studying some old papers of my father's.
Babamın bazı eski kağıtları üzerinde çalışıyordum.
I've got the papers in my briefcase.
Çantamda kâğıtları var.
When I come back, I'll be rich and famous with my name in the papers.
Geri döndüğümde, zengin ve ünlü birisi olucam ve gazetelerde adım olucak.
I got a letter asking me to call, sign my divorce papers.
Boşanma belgelerini imzalamam için beni çağıran bir mektup aldım.
Hang on a minute. So if my name were in the papers, you'd sign me?
Yani... ismim gazetelere geçse, bana iş verir miydiniz?
He's see my forged papers and he believes I come from Yudthem.
Sahte belgelerimi gördü ve Yudthem'den geldiğimi sanıyor.
I've been keeping my name out of the papers for years.
Yıllardır öyle yapıyorum.
Would the senior master kindly distribute the papers on my command.
Söylediğim zaman kağıtları dağıtabilir misiniz?
Your trial testimony was in all the papers... and my assistants keep an excellent file on people.
Duruşmadaki ifadeniz tüm gazetelerde yer almıştı. Ayrıca yardımcılarım insanlar hakkında mükemmel dosya tutar.
Very likely, you've seen my photograph in the papers.
Çok normal, resmimi gazetelerde gördünüz. Bu nedenle de size tanıdık geliyorum.
My father was very pleased when he saw the morning papers.
Sabahki gazeteleri görünce babam çok sevindi.
I thought you skipped all the places in the papers that mentioned my name.
Gazetelerde adımın geçtiği tüm kısımları atladığını sanıyordum.
My mother is doing this for me, not to sell your papers.
Annem bunu benim için yapıyor, gazeteni sattırmak için değil.
I'm on my way to the office to draw up the necessary papers.
Belgeleri hazırlamak için büroma gidiyorum.
I came to ask if you could keep my name out of the papers.
Buraya, adımı ve adresimi gazetelerden uzak tutup tutamayacağınızı sormak için gelmiştim.
My dad would murder me if I got my name in the papers.
Adım gazetelere çıkarsa babam beni öldürür.
Has my daughter given you the papers from my father-in-law's funeral?
Kızım size kayınbiraderimin cenaze... töreninden beri kâğıtları verdi mi?
You'll feel different when you see my picture in the papers.
Resmimi gazetelerde gördüğünde farklı hissedeceksin.
Down in my quarters, you'll find my loose tobacco and cigarette papers.
Benim karargaha in... benim tütünleri ve sigara kağıtlarını bulacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]