My past translate Turkish
3,486 parallel translation
Look, I told her things about myself, about my past, I've never told anyone.
Sana kendim ve geçmişim hakkında kimseye söylemediğim şeyler söyledim.
The problem is related to my past.
Bu problem geçmişimle ilgili.
I did not share information about my past so you could throw it in my face.
Geçmişim hakkında bilgi paylaşmam o yüzden yüzüme söyleyebilirsin.
I don't want to leave my past behind.
Geçmişimi arkamda bırakmak istemiyorum.
That my past was gone.
Tüm geçmişim gitmişti.
- My past is out in the open.
- Geçmişim zaten artık ortada.
She just approached me about my past work with you.
Sizinle eskiden çalışmamla ilgili soru sormak için benimle buluştu.
You have disagreed with many of my past decisions as a father, and I have always hoped to make up for it when I am free from this responsibility.
Geçmişte bir baba olarak aldığım pek çok karara katılmadın, ve her zaman bu işten ayrıldıktan sonra bunu düzeltebileceğimizi umdum.
How am I supposed to prove to people I've changed when you're there to chirp in their ears and remind them of my past?
Sen cırlayarak insanlara geçmişimden bahsederken değiştiğimi onlara nasıl kanıtlayabilirim?
I know I'm being judged for my past, a past where I've caused pain, a past where I've inflicted misery, a past where I've...
Geçmişim yüzünden yargılandığımı biliyorum. Acılar çektirdiğim bir geçmiş. Istırap kaynağı olduğum bir geçmiş.
I know my past is checkered, but I promise you, I take full responsibility for my people.
Geçmişimin çok açık olmadığını biliyorum fakat size söz veriyorum, halkım için tüm sorumluluğu alacağım.
This is my past catching up with me.
Geçmişim yakama yapıştı.
I have done terrible things in my past, but I've come to realise that as people, we're all horribly flawed, some more than others.
Geçmişimde çok korkunç şeyler yaptım ama fark ettim ki hepimizin kusurları var. - Bazılarınınki daha fazla olsa bile.
I don't know how she found out about my past, but she did.
Geçmişimi nasıl öğrendi bilmiyorum ama öğrenmiş.
Guys, today someone from my past is taking me out to lunch.
Arkadaşlar, önceden tanıdığım biri bugün beni öğlen yemeğine götürecek.
It's something from my past...
Geçmişimden bir şey.
I touch my nose three times at 14 and 28 past the hour for good luck.
Saati 14 ve 28 geçe üç kez burnuma dokunmak iyi şans getirir.
I was about to leave my apartment and they ran past.
Evet, dairemden ayrılmak üzereydim ki, onların koşarak geçtiğini gördüm.
That is, if he can make it past my tripwires.
Tuzak tellerimi geçebilirse tabii...
I mean, you're no genetic engineer, my friend, which means that thing came... from a distant past.
Sen bir genetik mühendisi değilsin dostum, bu demek ki, geçmişten gelmiş.
Only person who gets past my security protocols is me.
Güvenliği sadece ben kırabilirim.
When I crossed Amrok River risking my life, I left my entire past behind.
Hayatım pahasına Amrok Nehri'ni geçtiğimde her şeye çizgi çektim.
And my husband and I became very close to him in the past several months.
Kocam ve ben son birkaç ayda onunla çok yakınlaşmıştık.
And I'm sure as hell not going to let you swoop into my son's life and pretend the past seven years never happened.
Ve kesinlikle oğlumun hayatına karışıp sanki son 7 yıl hiç yaşanmamış gibi davranmana izin vermeyeceğim.
It's in my past.
O geçmişte kaldı.
The past is not my concern.
Eskiyle ilgilenmem.
I know my track record isn't the best, but that's the past.
Geçmiş performansım pek iyi değildir, ama o geçmişte kaldı.
I have to get my hands past my pointed toe.
Elimi ayağıma kadar uzatmam gerekiyor.
There were shells exploding all around me, bullets whizzing past my ear.
Mermiler kulağımın yanından geçiyordu.
But after meeting Dr. Reilly, I thought I could get past my concerns.
O yüzden işlemi onaylamıştım ama Dr. Reilly ile tanıştıktan sonra endişelerimi dile getirmem gerekti.
And then me, with my cheater past, I just jumped in there and started dating my best friend's ex-husband.
Sonra ben, aldatan kadın olarak ortaya atladım ve en iyi arkadaşımın eski kocasıyla çıkmaya başladım.
You've been blowing up my phone with voice mails and texts for the past week.
Bir haftadır telefonuma sesli mesaj ve SMS atıp duruyorsun.
Far from discussing the distant past, I'd like to share with this committee part of my investigation into deadly U.S. night raids...
Uzak geçmişi tartışmaktan öte, bu komiteyle Birleşik Devletlerin ölümcül gece baskınları hakkındaki araştırmamı paylaşmak istiyorum.
My fellow Americans, for the past week, our nation's law enforcement agencies have been working tirelessly around the clock, searching for those responsible for the grave and cowardly attack on President Grant.
Sevgili vatandaşlarım... Ülkemizin güvenlik güçleri geçen hafta boyunca dur durak demeden Başkan Grant'e düzenlenen alçakça saldırının sorumlularını aradılar.
I'm afraid I don't know where Katie was. My son and my daughter-in-law have been living apart for the past month.
Oğlum ve gelinim bir aydır ayrı yaşıyorlar.
Walked past me three times before he took my money.
Paramı almadan önce üç kez yanımdan geçti.
I couldn't walk into my house after my sister died, let alone walk past her room.
Ben ablam öldüğünde onun odasının yanından geçmek bir yana eve dahi girememiştim.
Boys, you know, I'm afraid it's past my bedtime.
Beyler, maalesef benim için saat bayağı geç oldu.
my management style in the past.
Bak, geçmişte benim yönetim tarzımla ilgili düşüncelerin olduğunu biliyorum.
I no longer stand the "pouting boy" of days past. The man my father has always longed for me to become.
Mazideki o somurtkan çocuk değil babamın uzun zamandır olmamı istediği adamım artık.
It was but short time past you would have found joy in my suffering.
Kisa süre evvel aci çekmemden zevk duyardin.
Uh, in the past, I've reached out to each of you individually, but I believe my present situation requires the collective wisdom of the group, which as you can see from your commemorative T-shirts
Geçmiş dönemlerde sizlere ayrı ayrı ulaşmıştım ancak şu anki vaziyetin grubun bütün bilgeliğine ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum.
In fact, I've personally jammed quite a few appropriation bills past you in my time.
Aslına bakarsanız, ben kendim onayınıza oldukça yekun miktarda bütçe kanun taslağı sunmuştum bir zamanlar.
I walked past that motel with my mom.
Annemle yürürken motelin önünden geçtik.
Now I can't even get past the swirling darkness in my brain long enough to land on anything.
Şimdiyse kafamda dönen karanlığı aşıp da bir şey düşünemiyorum bile.
My wife's been in Atlanta visiting her sister for the past two weeks.
Karım iki haftadır Atlanta'da, kız kardeşinin yanında.
This past year hasn't been my best.
Son bir yılım pek de iyi geçmedi.
There are just some nights where I'm dying for my zadie's egg salad, pastrami piled a mile high, some matzo, kreplach...
Benim de dedemin yumurta salatasını yığınla pastırmayı, matsa ve kreplach'ları özlediğim geceler oluyor.
Sir, I didn't learn as much in my three year law course.. as I learnt in the past five minutes.
Efendim, burada beş dakika içinde öğrendiğimi 3 yıl hukuk derslerinde öğrenemedim.
My master would say our struggle as Jedi is to move past them.
Üstadım "Jedi olarak mücadelemizin, onları geride bırakmak" olduğunu söyler.
When my team first arrived on this planet, I had doubts about our mission's chance of success, but, over the past seven months, I have watched you hone your soldiers into a highly skilled force.
Takımım ilk bu gezegene geldiğinde görevimizin başarı derecesiyle ilgili şüphelerim vardı ama geçtiğimiz 7 ay boyunca askerlerinizi yetenekli bir güç haline getirmenizi izledim.
pasta 64
pastor 178
past 145
pasty 19
past tense 78
past and present 22
pastries 22
pasta and beans 20
my parents 361
my partner 208
pastor 178
past 145
pasty 19
past tense 78
past and present 22
pastries 22
pasta and beans 20
my parents 361
my partner 208