English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / No dinner

No dinner translate Turkish

1,127 parallel translation
" Dear Al you always complain there's no dinner.
Sevgili Al. Hep akşam yemeği olmadığından yakınırsın.
There's no dinner either!
Akşam yemeği de yok!
Let's see, I didn't get no dinner.
Bir düşüneyim,. Akşam yemeği yemedim.
There's no dinner.
Yemek yok. Bahis iptal oldu.
Ma, no dinner for me tonight.
Akşam yemeğinde yokum. Antreman var.
They arrived before you and there's no dinner.
Senden önce geldiler ve yiyecek bir şey yok.
No dinner on the first date, because halfway through you could regret it.
Hayır, ilk randevuda yemek olmaz. Ortalarına doğru pişman olabilirsin.
No, there's no dinner.
Hayır, akşam yemeği yok.
No dinner for me tonight, Peg.
Bu akşam benim için yemek yapma, Peg.
No, I'm afraid I was at a dinner party for General Padget.
Hayır, maalesef General Padget onuruna verilen yemekteydim.
- Wait. No. - How was dinner?
Yemek nasıldı?
You better put away your homework Prime time ain't no time to think All you do is make yourself a TV dinner
# You better put away your homework Prime time ain't no time to think
- No. Gwen and I, Thursday night, 8 : 00 p.m., dinner.
Gwen ve ben perşembe akşam, saat sekizde, akşam yemeği.
Would you like to go for a ride before dinner? No, thanks.
Hayır teşekkür ederim.
Tsk. No. I'm cooking feet for dinner.
Hayır, akşam yemeğine paça yapıyorum.
No dessert until after you finish your dinner.
Yemeğini bitirmeden tatlıya geçemezsin.
Now, as there's no hard feelings, we're all going out to dinner.
Şimdi başka bir fikri olan yoksa hepimiz akşam yemeğine çıkacağız
Will you come down to dinner? No.
Yemek için aşağı inecek misin?
It was really nice of you to eat the whole dinner. - No.
Bütün akşam yemeğini yemen çok hoştu.
- No, I can't. - Dinner for three.
- Uç kişilik yemek.
- No! If she goes to the bathroom more than three times during dinner...
Yemek boyunca üçten fazla lavaboya giderse bulimya hastası...
- No. - We need dinner. We need lunch.
Akşam yemeği yememiz gerek, öğle yemeği yememiz gerek.
No, TheIma, I don't give a shit what we have for dinner.
Hayır, Thelma. Yemekte ne yediğimiz hiç umurumda değil.
According to the servants he retired to his study after dinner and had no company at all until the alarm at 11 : 00.
Hizmetçilere göre akşam yemeğinden sonra işi bitiyor ve saat 11'deki alarma kadar yanında hiç kimse yokmuş.
No? I believe they're tomorrow night's dinner.
Sanırım onlar yarın için akşam yemeği.
- No, I don't eat dinner.
- Hayır, akşamları yemem.
Came over to my house for dinner, there was no soda and he went berserk.
Yemek için evime geldi, kola olmadığını görünce çılgına döndü.
- No, I have to finish dinner.
- Hayır, yemeği yapmam lazım.
- The White House dinner's no problem.
- Beyaz Saray yemeğinde sorun yok.
Are you staying for dinner? No.
Yemeğe kalacak mısınız?
If we go out on patrol, and Gotham is quiet with no sign of the Joker we come back here, have Christmas dinner and watch It's a Wonderful Life.
Seninle devriyeye çıkıp Gotham'da Joker'den bir iz olmadığını görürsek buraya geri döner Noel yemeği yer ve "It's a Wonderful Life" ı izleriz.
I asked her if she wanted to go out to dinner and she said, "No, maybe we could have lunch."
Akşam yemeğe gidelim mi diye sorduğumda bana, "hayır, belki öğle yemeği yeriz", dedi.
No, I mean you're not going to make... that dinner tonight.
Demek istediğim, bu akşam o yemeğe gitmeyi başaramayacağın.
Did I tell you about when Axel treated me for my 21st birthday dinner? My good pal? - No.
21. yaş günü yemeğimde arkadaşım Axel'ın bana ne yaptığını anlatmış mıydım?
No, we will eat dinner elsewhere.
hayır, başka yerde yemek yiyeceğiz.
I don't want to spoil your dinner, but my cryo-sentence was no sweet lullaby.
Yemeğin tadını kaçırmak istemem, ama benim dondurulma cezam tatlı bir ninni değildi.
And men know that no matter how strong our words, or determined our deeds, there is a point where we'll back down and give them their dinner.
Ve erkekler bizim dünyamız ne kadar sert olursa olsun, hareketlerimizi belirleyecek tekrar geriye dönüp onlara akşam yemeği hazırlayacağız.
I no want go dinner.
Yemeğe gitmek istemiyorum.
No, we were just having dinner when you were "with your buddies".
- Benimleydin. - Beni mi gözetliyordunuz? - Hayır, baba.
No problem, then. Off to dinner.
- O halde sorun yok.
It's dinner time and we ain't got no stinking entrées.
Yemek vakti ve kokan mezelerimiz yok.
- No, no, no, no. I'd like to have dinner at your club.
Kulüpte yemek yemek hoşuma giderdi.
No, the job's tonight, but we could have dinner later.
Anlamıyorsun, iş bu akşam içindi ama sonra yiyebiliriz.
No, that'll make great dinner-party conversation.
Hayır, akşam için çok güzel bir sohbet konusu olur.
We`re having a formal state dinner at the White House... and I was wondering- - and you`re under no obIigation- - but I thought it might be fun, and I was wondering if maybe you wanted to go... with me.
Beyaz Sarayda resmi bir yemek verilecek... Düşündüm de- - Senin için sakıncası yoksa- - Eğlenceli olacağını düşünmüştüm ve acaba, diyorum da sende benimle gelmek ister misin?
No, I can't have dinner with you.
Hayır, seninle akşam yemeği yiyemem.
- No, but your dad's invited me over for dinner tomorrow.
- Hayır, ama baban yarın beni akşam yemeğine davet etti.
I've been stuck out here for an hour with no wind again and I'm supposed to be at Michelle's for dinner.
Bir saattir burada kaldım, hiç rüzgar yok yine... ve akşam yemeği için Michelle'de olmalıyım.
Would that I could enjoy this opulent dinner... and this most stimulating and exciting company... for itself, with no sense of purpose.
Böyle muhteşem bir yemeğin... ve böylesine ilginç ve heyecan verici bir arkadaşın... tadını bir sebep olmadan çıkarabilsem başka ne isterdim.
If there's no one else, then I would love to have you for dinner.
Başkası yoksa seni akşam yemeğine davet etmek isterim.
I forgot all about dinner. - No big deal.
Akşam yemeğini tamamen unutmuşum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]