No problem translate Turkish
17,971 parallel translation
It's no problem at all.
Tamam, sorun yok.
Well then, you should have no problem tracing this call.
O zaman bu çağrının izini sürmek sıkıntı olmamıştır.
No problem.
Önemli değil.
- No problem entering the high school?
- Liseye girerken sorun yaşamadın mı?
- No problem.
- Sorun değil.
No problem.
Sorun değil.
Yeah, no problem.
Sorun değil.
For sure, no problem.
Elbette, sorun yok.
No problem!
Sorun değil!
Do it from here, no problem.
- Benden arayın, sorun olmaz.
- No problem, sir.
- Sorun değil Efendim.
- Uh, no problem, Mr. Stokes.
Elbette Bay Stokes.
- No problem.
- Tabii.
The good people in Harlem have no problem with me.
Harlem'deki iyi insanların benimle bir derdi yok.
Shades is no problem.
Shades sorun değil.
- No problem.
- Hiç sorun değil.
No problem.
- Sorun değil.
No problem, anytime.
Ne zaman ihtiyacın olursa.
As long as you're back in jail by 10, there's no problem.
10'a kadar hapse döndüğün sürece sorun yok.
You've been there a thousand times, it should be no problem.
Buraya daha önce binlerce kez geldin, problem olmamalı.
No problem!
Bir şey değil!
No problem.
Sorun yok.
No problem. It's a great group. I really think you'll like them.
Lafı mı olur, iyi insanlardır, bence onları seveceksin.
- No problem.
- Bir şey değil.
- Sure. No problem.
- Elbette, dert değil.
We'll get that cleaned up no problem.
Temizlenir, dert etme!
There's no problem.
Sorun kalmadı.
No problem.
Bir şeyin yok.
So you have no problem, you're wrong.
Eğer bir sorunum yok Yani, yanılıyorsun.
- No problem.
- Önemli değil.
- Yeah, no problem.
- Tamam, yaparım.
Uh, sure, Eddie, no problem.
Sıkıntı değil.
Look, I ain't got no problem.
Bak, benim bir sorunum yok.
No problem with you.
Seninle sorunum yok.
No problema para mí.
Problem değil.
But no problem.
Ama sorun değil.
No problem at all.
- Hayır, yok.
- I swear to God, after the day I've had, I have no problem shooting you.
- Yemin ederim, öyle bir gün geçirdim ki seni şu an vurmaktan çekinmem.
No problem. Check this out.
Sorun değil, bak nasıl yapıyorum.
No problem.
Sorun degil.
No problem.
Sorun olmaz.
Ooh, sure, no problem, MacGyver.
Oh, tabi, sorun değil, MacGyver.
No, I mean I could see that you may have a problem.
Hayır, ı adam ı Eğer bir sorununuz olabilir görebiliyordu.
No problem.
Hiç sorun değil.
No offence Lize, but your mom has a serious problem
Alınma Lize, ama annenin cidden bir problemi var.
No, no, no, I'd keep them, but I'd also hire a bunch of chicks to rush your boys so you don't have an ego problem to deal with.
- Hayır, hayır kovmazdım. Ama adamlarını meşgul edecek kızlar tutardım böylece uğraşacak bir ego sorunun olmazdı.
- Is there a problem? No.
- Bir sorun mu var?
No, that would be a huge problem.
- Hayır, bu çok büyük bir iş açar başımıza.
Yeah, that's no problem.
Tabi, sorun değil.
No, no, it's not your problem.
Hayır, hayır senin sorunun değil.
No, it's not a problem.
- Hayır, etmiyor.
no problemo 107
no problem at all 119
no problem there 21
no problems 142
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
no pressure 309
no problem at all 119
no problem there 21
no problems 142
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
no pressure 309
no promises 96
no prob 43
no press 50
no prints 114
no proof 41
no prospects 19
no probs 19
no presents 18
no prisoners 19
no priors 82
no prob 43
no press 50
no prints 114
no proof 41
no prospects 19
no probs 19
no presents 18
no prisoners 19
no priors 82