No proof translate Turkish
1,430 parallel translation
There's no proof.
Hiç bir kanıt yok ortada.
They have no proof.
Hiçbir doğru yanı yok.
All speculation and no proof.
Tümü spekülasyon ve hiçbir kanıt yok.
They had no proof.
Hiç kanıtları yoktu.
There is no proof of a connection between Gigan and X.
Gigan ile X'in arasında bağlantı olduğuna dair hiç bir kanıt yok.
Proof or no proof, you're not going to take him off the team.
Kanıt olsun ya da olmasın, onu yüzme takımından attırmayacaksın.
I told you, there's no proof of that.
Sana bunun için kanıtın olmadığını söylemiştim.
With no proof.
Kanıtın yok.
There's no proof.
Kanıt yok.
Then there's no proof.
O zaman kanıt yok.
There is no proof.
Kanıt yok.
You have no proof.
Hiç bir kanıtınız yok.
You must agree that in the realm of reason there can be no proof of God's existence.
Akıl yönünden, tanrının varlığıyla ilgili hiçbir kanıtın benimsenemeyeceğini kabul edersiniz.
I'm saying there's no proof that...
Senin yazdığına dair kanıt yok diyorum.
You have no proof, no facts.
Elinde kanıt yok.
If there's no proof, they have to.
Kanıt olmadıktan sonra buna mecburlar.
Due to insufficient evidence as to the witness's problem with the truth there's no proof that the defendant has committed the acts in question and so the defendant is acquitted.
Tanığın gerçekle ilgili sorunları bakımından yetersiz kanıt olduğundan ayrıca mevzubahis davalının, öyle bir hareket içerisinde bulunduğuna bir kanıt olmadığından ötürü, zanlı beraat ettirilmiştir.
There's no proof of that.
Ortada kanıt yok.
So you have no proof.
Yani elinde bir kanıt yok.
No, there's no proof, nothing.
Hayır baba, ortada delil yok, bir şey yok
He claimed, but offered no proof that I had been a member of the Industrial Workers of the World.
İddia ediyor ama hiçbir kanıt sunmadan benim Dünya Sanayi İşçileri'ne üye olduğumu söylüyor.
Jim, we have absolutely no proof he killed anyone.
Jim, onun birini öldürdüğüne ilişkin hiç kanıt yok.
And you have no proof.
Elinizde delil yok.
Actually, we have no proof of that either.
Aslında ona dair bir delil de yok.
You have no proof of any of this.
Bunu kanıtlayamazsınız.
Here's what i think is possible, but i have absolutely no proof, which is a bad place for me to be when going into an interview.
Bence mümkün olan şey şu ama hiç kanıtım yok. Ve sorgu öncesinde benim için kötü bir durum bu. - Anlayabiliyorum.
There's no proof of anything.
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
And while no printed records survive, there's no proof that the first tools... weren't invented right here in Stars Hollow.
Hiçbir yazılı bilgi kalmaması nedeniyle de ilk el aletlerinin burada yani Stars Hollow'da icat edilmediğine dair bir kanıt da yok.
We have no proof and no connection to the schoolteacher.
Öğretmenle ilgili kanıtımız yok.
You have no proof, and you gave Liz the money of your own free will.
Hiç bir kanıtın yok ve Liz'e parayı kendi isteğinle vermişsin.
Course, you realize you have no proof for any of this.
Tabi bununla ilgili hiç kanıtınızın olamadığının farkındasınızdır.
No proof, no.
Delil yok, hayır.
There's no proof of any assault or penetration.
Böyle bir saldırı veya zorlamayla alakalı bir kanıt yok.
After all the money you've paid out over these years with no proof?
Bunca yıldır bu kadar para ödedin ve elinde bir kanıt bile yok, öyle mi?
Then there was Ms. Norbury, who was living proof that no good deed goes unpunished.
Ve hiçbir iyiliğin cezasız kalmayacağının canlı kanıtı Bayan Norbury.
- No, it only just happened. I need proof.
Birdenbire oldu, kanıtlamak için belge gerekiyor.
That's why he's called'Proof of Islam', no one else quite has that title.
İşte bu yüzden sadece ona "İslam'ın Kanıtı" denmiştir.
Though we have no conclusive proof... there are signs that Syrrannites might be responsible.
Hiçbir kesin kanıt olmamasına rağmen... Syrrannitlerin sorumlu olabileceğine dair işaretler var.
ED : There's no scientific proof that crime and a full moon are related.
Suç ile dolunay arasında bağ olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok.
No, I meant scientific proof. You know hard numbers, data, that kind of thing.
Hayır, Ben bilimsel kanıtsal birşeyler dedim, rakamlara dayalı şeyler.
- I'm a war hero... -... I had no proof.
Göğsüm madalyalarla dolu.
No. The proof is what will happen.
Hayır, olacaklar birer kanıt zaten.
No, but I wanted to proof it!
Ben sadece kontrol et istedim!
There's no scientific proof at all.
Bilimsel bir kanıt yok sonuçta.
Mr. Brinkman, supposing there really were witches and there's no absolute proof there aren't can you imagine how they would feel to have their image distorted?
Bay Brinkman, farz edelim ki gerçekten cadılar var ve kanıtı yok tabii ama bir an düşünün, bu imaj onları ne kadar da rahatsız ederdi?
There is no concrete proof.
Kesin bir kanıt yok.
There's no medical proof of an aneurysm, but what if she has one anyway?
- Doğru. - Yine de anevrizması olabilir.
Ziva, assure your Deputy Director that even though Ari Haswari is a suspect, no action will be taken unless we have evidentiary proof.
Ziva, müdür yardımcısına söyle, Ari Haswari şüpheli olsa da elimizde kanıt olmadıkça hiçbir şey yapılmayacak.
No, I'm just saying, look an on-campus argument in front of the students, faculty and parents is not proof of a relationship.
Hayır, benim tek söylediğim okulun orta yerinde, herkesin önünde edilen bir kavganın bir ilişki için kanıt olamayacağı.
Trusting that a person is who we think they are and defending that trust until we're given proof beyond a reasonable doubt that we should no longer do so.
O kişinin olduğunu sandığınız kişi olmasına güvenmek. Ve bu güveni mantıklı bir kuşkunun ötesine, geçecek ve güvenimizi sarsacak kanıtlara ulaşana dek de savunmak.
But... no man is bullet proof.
Ama hiç kimse kurşun geçirmez değil.
proof 372
proofing 23
proofed 18
proof of what 21
no problem 6032
no problemo 107
no pressure 309
no promises 96
no problem at all 119
no prob 43
proofing 23
proofed 18
proof of what 21
no problem 6032
no problemo 107
no pressure 309
no promises 96
no problem at all 119
no prob 43
no problem there 21
no press 50
no problems 142
no prints 114
no prospects 19
no probs 19
no prisoners 19
no presents 18
no priors 82
no press 50
no problems 142
no prints 114
no prospects 19
no probs 19
no prisoners 19
no presents 18
no priors 82