Not just him translate Turkish
2,118 parallel translation
Well, not just him.
Sadece bu değil.
Just tell him I'm not here.
Lütfen burada olmadığımı söyle.
He's not in good health and this will just cause him stress.
Sağlığı iyi değil, bu olay onu sadece sıkıntıya sokar.
It's not just Tae Ra, but Mo Ne and I were manipulated by him, too.
Sadece Tae Ra'yı değil, Mo Ne'yi ve beni de kullandı.
Yeah. I'm not gonna risk being all alone just'cause Kirk doesn't know what's good for him.
Kirk kendisi için neyin iyi olduğunu bilmiyor diye, yalnız kalmayı göze alamam.
I'm just not sure you've instilled the physical confidence for him to shear a face like that.
Bence fiziksel kondisyonu ona yavaş yavaş verip böyle bir tırmanışla, daha sonra yüzleştirmeliydin.
He's not just a vampire, Rayne, now he's a vampire... with an entire German army behind him.
O artık tek bir vampir değil, Rayne. Şu anda arkasında tüm Alman ordusu ondan emir bekliyor.
Was just trying to trip the kid, not kill him.
Ben sadece onu durdurmak istedim, öldürmek istememiştim.
You should not go through all this just to make him happy.
Sırf onu mutlu edeceğim diye bunları yaşamak zorunda değilsin.
Erik, I can guide you through once you're in, but I need you to shut down whatever it is that's blocking me, then we just hope to God it's not too late for me to stop him.
Erik, içeri girdiğinde sana yolu tarif edebilirim ancak beni bloklayan şey neyse onu kapatman gerekiyor umarım Shaw'ı durdurmak için çok geç kalmamışızdır.
He just don't understand, like, and it's not really a problem with him, it's really a problem with like my mother and my grandmother.
O sadece sorunumun onunla degilde annem ve ananem ile ilgili oldugunu anlayamiyor.
If any person can show just cause why they may not be joined together let him speak now or forever hold his peace.
Eğer aranızda sebebini göstererek neden birleşmemeleri gerektiğini söyleyecek biri varsa ya şimdi konuşsun, ya da sonsuza dek sussun.
So you just do not want to let him cut so soon dead
Çok fazla ölümün etrafında dolanıyor
It's just not like him.
Hiç böyle şeyler yapmazdı.
Well, we're gonna do a story on him, all right, just not the kind he's going to like.
Bir yazı dizisi yapacağız ama onun pek seveceği türden olmayacak.
You wouldn't be able to replace him. It's just not, in our minds at least, it just...
En azından aklımızda bu böyleydi.
And I felt like he's good, and then once I met him and saw how personable he was and, like, excited and not fucked-up and you know, just like a guy that we sent him music,
Onun iyi birisi olduğunu hissettim. Sonra onunla tanıştığında onun ne kadar cana yakın olduğunu anladım, dağıtmış birisi değildi, heyecanlıydı. İşte böyle birisiydi.
For him to write songs and then have the idea of sharing those songs with Jeff and I was just, like, another generous gesture that said, " I'm not only gonna help you guys with this record,
Onun için şarkılar yazmak, ve bu şarkıları Jeff ile paylaşma fikrine sahip olmak, bunlar karşısında ben işte bir başka alçakgönüllüce davranış " diye düşündüm.
I'm just not in love with him.
Ben onu sevmiyorum.
I'm not just gonna put him into foster care, I'm not gonna get rid of him.
Onu gidip koruyucu aileye vermeyeceğim,
He says we're just the same, but I'm not like him, right?
İkimiz de aynıyız diyor, ama ben onun gibi değilim, değil mi?
I ran into him just last week. Guess where? Which would just be, you know, except he's not the only one, not even close.
Geçen hafta ben onu o geçitte gördüm
Not just because she didn't love him, okay, she didn't care about me either. And... and I'm okay with that.
Sırf onu sevmediği için değil ayrıca beni de hiç umursamadı ve... ve ben bunu kabul ettim.
Not just meet him, if you wish, he can make also live.
Tanışmakla kalmayıp sırrını da öğrenebilirsiniz.
Can we please just try and not piss him off?
Daha fazla kızdırmayalım lütfen.
It's not about him just taking her because we make him take her.
Bu olay sadece onu baloya götürmekle alakalı değil çünkü buna biz zorluyoruz.
You're not going to get it? I just saw him at my shoe ceremony a half an hour ago, and I'm going to see him in the lab.
Daha yarım saat önce ayakkabı törenimde beraberdik labaratuvarda yine görüşücez.
I mean, if the guy wanted to rob Hixton, why not just take him home and empty his safe?
Yani adamımız Hixton'ı soymak istiyorsa, neden O'nu hemen eve götürüp kasasını boşaltmıyor?
And not just because you can unlock your humongous jaw and swallow him whole like a python, but because you have some buzz at this school.
Ama senin ağzın kocaman olduğundan Ve onu bir piton gibi yutacağından değil Bu okulda biraz havan olduğundandır.
Look, why not just trust Boi is talented, that you've trained him well,
Boi'nin yeteneğine ve onu iyi eğittiğine güvenip
Why didn't you come and get me right away? Because I only just noticed him when I walked by, and I'm not your secretary anymore.
Bu sabahtan beri, uzun bir hikaye, ama birisi bizim hakkımızda onlara bilgi veriyor, ve onun orada çalışmasına bakarsak...
Look, if you think Marco's a good guy, then you just need to trust him until he gives you a real reason not to.
Bak, Marco'nun iyi bi çocuk olduğunu düşünüyorsan, ona güvenmelisin. sana bir sebep verene kadar, gerçek bir sebep.
It's not like we can just go up and kill him because apparently, he can't die.
Onu gidip öylece öldüremiyoruz da, çünkü adam ölmüyor!
Why not just let him run?
Neden olduğu gibi bırakmıyoruz?
I don't know exactly what it is, but something's just not right with him.
Ne olduğunu tam anlamıyla bilmiyorum ama, o adamda doğru olmayan bir şeyler var.
And you want to bail him out. Oh, I'd love to be able to, but that's just not gonna happen.
Ve sen de kurtarmak için kefil oldun. ama olamayacağım.
And I'm just completely paralyzed by the thought of him not loving me.
Beni artık sevmediğini düşünmekten elim kolum tutmaz oldu.
I just met him tonight. * It's not that I'm weak *
Onunla bu gece tanıştım.
In the 5 years that he's been there, I'm not sure if they've actually been helping him or they're just trying to see how long they can keep him.
5 yıldır orada olmasına karşın, ona yardım ediyor olduklarından emin değilim, veya onu orada ne kadar daha tutacaklarını düşündüklerinden.
Look, I'm not gonna punish him. I just want to speak to the man.
Onu cezalandırmayacağım, sadece konuşmak istiyorum.
Just because that print is Ray Bradstone's does not put him back behind bars.
Ray Bradstone's çünkü sadece bu yazdırma onu geri parmaklıklar arkasına koymak değil.
Loathsome because, well, it's just hideous how he assumes everybody else is a creep but not him and his horrifying invitation.
İğrenç, çünkü... bu çok çirkin, yani kendinden başka herkesi pislik olarak görüp sonra da böyle mide bulandırıcı bir teklifte bulunmak.
I suppose, but that's just not the feeling that I got from talking to him.
Sanırım öyle ; ama onunla konuştuğumda böyle hissetmedim.
So, what? I'm just supposed to ignore him, not speak to him?
Ne yani, onu öylece görmezlikten mi gelmeliyim?
It'll just make him paranoid, not romantic.
Bu onu paronayak yapar. Romantik değil.
You can't just let him dump his life savings into this house for you, if you might not even be there to live in it.
Eğer, o evde onunla beraber yaşayamayacaksan, ömrü boyunca yaptığı birikimleri senin için bu eve harcamasına izin veremezsin.
You're not even mad at him just a little bit?
Ona biraz bile kızgın değil misin?
The blow was not lethal, it just knocked him unconscious.
Darbe öldürücü değil. Adamı kendinden geçirmeye yetmiş.
Jane, just... just... # just tell him again how it went. from you loving me, to not loving me.
Jane... bir daha anlatsana, nasıl beni seviyorken sevmiyor hale geldin?
Did you just tell him not to get off the phone?
Ona telefonu kapatmamasını mı? söyledin?
Not just prisoners ; anyone who crossed him.
Sadece tutsakları değil ona kim karşı gelirse.
not just you 78
not just one 31
not just yet 145
not just 59
not just now 40
not just mine 17
not just for me 25
not just that 80
not just me 102
not just for you 19
not just one 31
not just yet 145
not just 59
not just now 40
not just mine 17
not just for me 25
not just that 80
not just me 102
not just for you 19
not just us 28
just him 60
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
not jealous 17
just him 60
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
not jealous 17