English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Or less

Or less translate Turkish

2,958 parallel translation
Yeah. More or less.
Evet, öyle denebilir.
I think you owe her a little more. Max, tell me - - What is it you want, in one sentence or less?
Max, ne istediğini direkt olarak söyler misin?
Yeah? You want more of them or less of them?
Daha fazla mı, daha az mı istiyorsun?
- He leave an autograph? More or less. Something he scratched into the roof while he waited.
Daha çok annemin kürsüye çıkmasını beklerken buraya bir şey kazımış.
40 minutes or less.
... 40 dakika ya da daha kısa sürenler.
Yes, more or less in any case.
- Evet, tabii ki.
50,000 American dollars, more or less.
Aşağı yukarı 50.000 Dolar.
All the holes are more or less the same size.
Tüm çukurlar hemen hemen aynı büyüklükte.
But more or less they sound like this.
Ama hemen hemen sesleri böyle.
Some fifteen years of work, more or less. I came to digitize them.
Yaklaşık 15 yıldır uğraşıyorum, ve onları dijitalleştireceğim.
More or less.
Şöyle böyle.
- You mean screwing the little man? - More or less.
- Zayıfların canına okuyarak mı diye soruyorsunuz?
Yes, more or less.
Evet, aşağı yukarı.
We'll see more or less?
Göreceğimiz fazla mı az mı?
Well, more or less, okay?
Eh, aşağı yukarı bunun gibi, tamam mı?
More or less.
Az-çok.
It all went like you thought it would, more or less.
Her şey düşündüğün gibi gitti. Aşağı yukarı.
More or less to think about where that came from?
Hiç kimse bunlar hakkında düşünmek istemiyor.
More or less, but you gotta call first.
Evet, hemen hemen öyle ama önce arasan iyi olurdu.
It should fit, more or less.
Aşağı yukarı ona uyuyor gibi.
Two hours more or less.
İki saat olmuş, biraz az veya biraz fazla.
Well, more or less, yes.
Aşağı yukarı, evet.
More or less, yeah.
Aşağı yukarı, evet.
Yes, more or less.
Evet. Fena değildi.
On the other hand, this is more or less 1940s technology, which can slow things down.
Diğer taraftan burası 1940'ların teknolojisine sahip,... bu da işleri yavaşlatır.
This is more or less the two best skills I have.
Bunlar aşağı yukarı en iyi becerilerim.
The other riders are more inconstant, apart from Valentino, who is, more or less, the same constant as me.
Diğer sürücüler çok daha değişken, ama Valentino hariç. O da aşağı yukarı benim kadar sabit.
She confessed to Mitchell, more or less.
Mitchell'a itiraf etmiş, aşağı yukarı.
More or less.
Aşağı yukarı.
She more or less told me she'd had enough.
Öyle yada böyle bana söylemişti. Yeterince yaşamış.
Is that more or less than dicaprio?
DiCaprio'dan daha az mı daha çok mu?
I spent a lifetime more or less human.
ben ömrümü çok insan için harcadım.
and show a little aggression and then come to her and respond to her and more or less put his head in her arms, and it was an, "Aw, gee," a real touching scene,
Sonra ona doğru geldi ve tepkisini verdi. Ve çok geçmeden kafasını onun kollarına yasladı. Gerçekten, Tanrım, çok dokunaklı bir sahneydi.
So he was more or less raised like an orphan.
Öyleyse aşağı yukarı bir yetim olarak büyüdü.
She gave it to me... more or less.
Bana vermişti, doğruca.
I couldn't care less whether he's married or not!
Evli olup olmaması umurumda değil!
We've got less than a month to enter, so [scoffs] unless one of you geniuses has a brilliant idea you've been holding back, we either go with the movie we made or we don't go at all.
Katılmak için bir aydan az zamanımız var. Katılmamak için geçerli bir mazeretiniz olmazsa, dâhiler ya yaptığımız filmle gideriz ya da hiç gitmeyiz.
Yes, but wouldn't that evidence be less conclusive if Damian didn't have this old murder hanging over his head, or better yet, if there was proof that Philip Westlake was killed by a random intruder?
Evet, ama Damian'ın başında şu eski cinayet belası olmasaydı o kanıt daha az inanadırıcı olmaz mıydı? Daha da iyisi, Phillip Westlake'in eve giren bir kişi tarafından öldürüldüğünün kanıtı?
And it welcomes men with a few extra pounds or a little less hair.
Ayrıca biraz kilolu ve seyrek saçlı erkekler de girebiliyor.
So would you prefer less or more in your soup?
Ee, çorbanda ne kadar bulunsun istersin? Az mı çok mu?
I don't know whether that makes me respect you more or less.
Kıyamet öncesi seçimim kesinlikle bikini bar olurdu. Bunu duyunca sana daha mı saygı duysam bilemedim.
Or we wait till he closes up and we tail him someplace less populated.
Ya da dükkanı kapatmasını bekler, daha az göz önünde bir yere gidene kadar takip ederiz.
You should work harder. Or bet less.
Daha çok çalış ya da daha az bahis oyna.
But I swear, it's not like I am selling my kidney or anything. Although, that would have been less painful.
Fakat yemin ederim böbreğimi satmak gibi değildi öyle bile olsa daha az acı verirdi.
It was his idea to put up more crosses on the wall and change the lighting, make it feel more like a church or a sacred place, less like a business or an office.
Cenaze evinin ofis veya işyerinden çok kilise veya kutsal bir mekana benzemesi için duvarlara daha çok haç koydurmak ve ışıkları yenilemek onun fikriydi.
I couldn't even care less where you were, I said, since you didn't bother to reach me or nothin'.
Beni arayıp sormadığından beri umrumda bile olmadığını söyledim.
Maybe I'll call it Beam Me Up, or something less dated and more irreverent.
Belki adını "Işınla Beni" koyarım ya da daha az eskimiş ve daha saygısız bir isim.
I gotta get the kid there in less than five, or Bullard's gonna kill my girl. I can't do that.
Yapamam.
It was great - Also I prefer to win 47, 48 or 49, but not less than 46 -
Harikaydı. 47, 48, 49 kez kazanmayı tercih ederdim ama en az 46 olmalıydı.
Is it just my imagination or are there less of them?
Hayal mi görüyorum, yoksa sayıları mı azaldı?
Or you give back the fridge and move to the area, where it costs less.
Ya da buzdolabını iade edip, daha ucuz bir yere geçebilirsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]